Deizm Nedir? Yanılgıları Ve Yalanları Nelerdir ?
Deizm Yanılgıları 1 - Deizm Nedir? Yanılgıları Ve Yalanları Nelerdir ?
Deizm Yanılgıları 2 - Ölümden Sonra Bir Hayat Var Mı?
Ölümden Sonra Bir Hayat Var Mı? Hesap Ve Allah'ın Adaleti
Deistler, Genel Olarak Ölümden Sonra Bir Hayat Olmadığına, İnsanların Ölümden Sonra Yok Olduklarına İnanırlar. Yine Onlara Göre İyilik Yapanlar Bu Dünyada Mükafatlarını, Kötülük Yapanlar Da Bu Dünyada Cezalarını Çekmektedirler. Ayrıca Bir Mükafat Veya Ceza Yurdu Olmayacaktır.
Ancak Bugün Bilim, Dünyadaki Ekosistemin Her Geçen Gün Bozulmaya Doğru Yol Aldığını Ve Günün Birinde Dünyada Hayatın Tamamen Son Bulacağını Ön Görmektedirler. Zaten Tüm Dinler De Dünyada Bir Kıyametin, Yani Canlı Hayatının Biteceğini İfade Etmektedirler. Nasıl Ki Dünyada Her Doğan Canlının Bir Sonu (Ölümü) Olması Gibi, Büyük Patlama İle Doğan Bu Kainatın Da Bir Ölümünün Olması Aklın Gereğidir. Dolayısıyla Dünyanın Bir Sonunun Olacağı Konusunda Bir Şüphe Yoktur.
Burada Deistlerin Cevaplaması Gereken Bir Soru Vardır: “Yaratıcı Neden Dünyanın Yok Olmasını İstemektedir?” Ya Da “Yaratıcı Dünyayı Neden Yok Olacak Ve İnsanları Ölecek Şekilde Yaratmıştır?”
Önceki Konuda Allah’ın Hikmetsiz Olamayacağını, Yani Dünyayı Bir Oyun Veya Oyalanma Olsun Diye Yaratmadığını İspat Etmiştik. Madem Yaratıcımız Hikmetsiz Değildir, O Zaman Bu Yok Oluşlarda Da Bir Hikmet Olmalıdır. Bu Hikmetlerden Bazılarını Sıralayalım:
Allah’ın Adaleti, Ölümden Sonra Bir Hayatı Gerektirir; Dünyada Tüm Saltanatlar Veya Yönetimler, İyilik Ve Doğruluğa Mükafat, Kötülük Veya Hataya Ceza Verme Üzerine Kurulmuştur. Bir Devlet, Halkının Hukukunu Muhafaza Etmekle Mükellef Olduğu Gibi, Bir Öğretmen De Öğrencileri Arasındaki Adaleti Sağlamakla Yükümlüdür.
Dünyada Da Tüm Canlılar Birlikte Yaşamakta, Ancak Birbirlerine Faydaları Dokunduğu Gibi Zarar Da Verebilmektedirler. Tüm Canlılarda Geçerli Olan Bu İyilik / Kötülük Hadiseleri, İnsan Gibi Kabiliyetleri Sınırlandırılmamış Canlılarda Sınırsız İyilik Veya Sınırsız Kötülük Kabiliyeti Olarak Ortaya Çıkmaktadır. İnsandaki Bu Sınırsız Kabiliyetler Eğer İlahi Bir Sınır İle Sınırlandırılmaz İse, Bu Dünyada Her Kötülük Yapanın Yaptığı Kötülük Yanına Kâr Kalacak, İyilik Yapanlar Da İyiliklerinin Karşılıklarını Göremeden Bu Dünyadan Göçüp Gideceklerdir. O Zaman Yaratıcı Bu Konuda Adaletsizlik Yapmış Olacaktır. Yaratıcının Adil Olduğuna Tüm Yarattıkları Şahittir. Çünkü Tüm Varlıkların Rızkını İhmal Etmeden Vermesi, İhtiyaçlarını Karşılaması Ve Kainatta Koyduğu Denge Yaratıcının Adaletini Göstermektedir. Tüm Kainat Bu Şekilde Yaratıcının Adaletini Gösterirken, Kötülük Yapana Ceza Vermemesi, İyilik Yapana Da Mükafat Vermemesi Akıl Ve Mantık İle Değerlendirildiğinde Kabul Edilebilir Değildir.
Şimdi Deist Olan Kişiye Diyoruz Ki: - Senin İman Ettiğin Allah
Adil Midir, Yoksa -Haşa- Zalim Midir? Herhalde
Zalim Olan Bir Yaratıcıya İman Etmiyorsundur Ve Yaratıcının Adil Olduğunu Kabul
Ediyorsundur. Evet, Yaratıcımız Nihayetsiz Adildir. Ancak Görüyoruz
Ki, İnsan Şu Fâni Dünyada O Adaletin Hakikatine Mazhar Olamıyor. Bu Dünyada Zalim
İzzetle, Mazlum İse Zilletle Yaşayıp Gidiyor.
Hâlbuki Hakiki Adalet İster Ki, Mazlumun Hakkı Zalimden Alınsın Ve Zalim Cezalandırılsın. Bu İse Ancak Ahiretin Gelmesi İle Mümkündür. Eğer Ahiret Olmazsa Adalet Olmaz. Adil Olan Rabbimiz İse, Böyle Bir Adaletsizliğe Müsaade Etmez. Demek Allah'ın Adaletine İman, Ahiretin Varlığına İmanı Gerektiriyor. Eğer Ahiret Varsa, Peygamberler De Olmalı Ve Semavi Kitaplar Da Gönderilmelidir.
Zira Ahiretteki Hesabın Neye Göre Olacağını; Neyin Helal Neyin Haram Olduğunu, Neyin Sevap Neyin Günah Olduğunu Ancak Peygamberler Bildirebilir Ve Peygamberlerin Olmadığı Zamanlarda Semavi Kitaplar Öğretebilir. Zaten Deistlerin Ahireti İnkâr Etmesinin Sebebi; Ahireti Kabul Ettiklerinde, Peygamberleri Ve Semavi Kitapları Da Kabul Etmek Zorunda Kalacaklarındandır. Bizler Ahiretin Varlığını, Hazırlamış Olduğumuz "Ahirete İman" Eseriyle İki Kere İki Dört Eder Katiyetinde İspat Ettik. Bu Sebeple Bu Meseleye Burada Girmiyor Ve İlgili Esere Havale Ediyoruz.
Allah Adildir; Adaleti, Ahiretin Varlığını Gerektirir. Ahiretin
Varlığı Da Bize O Âlemi Anlatacak Ve O Âlemdeki Saadetin Sebebi Olan Amelleri
Öğretecek Peygamberleri Ve Kitapları Gerekli Kılar. O Hâlde Diyebiliriz Ki:
Allah'ı İnkâr Edemeyen; Onun Adaletini İnkâr Edemez. Zira
Madem Allah'tır, Elbette Adil Olacak, Zulüm Ona Yakışmaz. Ahireti İnkâr
Edemeyen De Peygamberleri Ve Semavi Kitapları İnkâr Edemez. Zira Madem Ahiret
Âlemi Var, O Hâlde Peygamberler Ve Kitaplar Olmalı. Olmalı Ki, O Âlemi Bize
Tanıtsın, Bizi Uyarsın Ve Neyin Yasak Neyin Serbest Olduğunu Bize Bildirsin.
Demek Peygamberlerin Varlığı; Allah'ın Ve Adaletinin
Varlığı Kadar Kesindir. Allah'ın Adaletini İnkâr Edemeyen De Ahireti İnkâr
Edemez. Zira Madem Adildir, Elbette Mazlumun Hakkını Zalimden Alacak. Madem Bu
Dünyada Tam Manasıyla Almıyor, Öyleyse Bu Hakkı Başka Bir Âlemde Alacak. O Âlemin
Adı Da Ahiret Âlemidir. (Göz Vermiş , Gözü Görmek Ve Gözdende Kendi Sanatını
Göstermek İçin Gözün Gördüğü Her Şeyi Gözden Önce Görüp Görebildiğimiz Bütün
Kainatı Adeta Ruha Dışa Açılan Kapı Yapmış. Göz Gibi Bir Nimetin Karşılığı Olan
BinBir Çeşit Rengarenk Renk Yaratmışken, Ağız Vermiş BinBir Çeşit Tat Var Etmiş.
Adeta Al Dünya’yı Dilin Üzerine Koy Demiş. Kulak Vermiş BinBir Çeşit Enstüman
Ve Ses Va Etmişken, Beyini Vermiş
Karşılığında Milyarlarca Fikir Mana Vermiş. Kalp Vermiş Karşılığı Muhabbet Ve
Aşk Varken Sormak Lazım Adalet İhtiyacı Ve Baki Olma İle Ölümsüzlük Arzusu Her Nimette Kendini Gösteriyor Ve
Hissettiriyorken Nasıl Bunu Allah Karşılıksız Bıraksın?)
Tüm Peygamberler İnsanlara Allah’ın Emirlerini Tebliğ Etmiş, Bu Dünyada İyi Şeyler Yaptıklarında Cennet Gibi Bir Mükafat Göreceklerini, Kötülük Yaptıklarında İse Cehennem Gibi Bir Cezaya Maruz Kalacaklarını Anlatmışlardır. (Anlatmasa Yollamasa İdi Bunu Nereden Bilebilirdik? Kaidemiz Ne Olurdu ? Genelin mi Özelin mi Arzularına Göre Bu Belirlenirdi ? ) İşte İnsanlar Ve Kainat Ölümleri İle Ölümden Sonraki Büyük Mahkeme Ve Ardından Başlayacak Olan Ahiret Hayatına Hazırlanmaktadırlar. Ölümler Birer Yok Oluş Değil, Mükafat Veya Ceza Yurdu Olan Sonsuzluk Yurduna Geçiştir. Sonsuz Hayatın Başlangıcıdır.
Allah’ın Merhameti, Ölümden
Sonra Bir Hayatı Gerektirir
En Zayıf Canlıdan En Güçlüsüne
Kadar Tüm Canlıların İhtiyaçları En Mükemmel Şekilde Verilmektedir. Bebeklerin Doğar
Doğmaz, Annelerinin Sinelerinden Süt Gibi Her Açıdan Mucize Olan Bir Gıda İle
Beslenmesi, Aynı Annenin Evladına Karşı Merhametle Donatılması Gibi En Zayıf
Canlılara, En Güzel İkramlar Yapılmaktadır. Ağaçlar Gibi Canlıların Rızıkları
Kökleri Vasıtasıyla Hiç Zahmet Çekmeden Önlerine Gelmekte, Tüm Yaprakları
Yerlerinden Kımıldamadan Güneş Işığından Fotosentez Yapmakta Ve Tüm İhtiyaçları
Harika Bir Şekilde Karşılanmaktadır.
Demek Ki Bizleri Yaratan
Yaratıcımız Bizlere Merhamet Etmekte Ve Tüm İhtiyaçlarımızı İkram Etmektedir. Bu
Merhamet Ve İkram Etme Kanunu İstisnasız Bitkilerden, Hayvanlardan Ta İnsanlara
Kadar Tüm Canlılarda Gözükmektedir.
Peki Bizleri Bu Kadar Merhametle
Besleyen Yaratıcımız, Bu Kadar İkram Ettikten Sonra Bizleri Yok Ederek
Merhametine Zıt Ve Ettiği İkramları Boşa Çıkaracak Bir Zulüm Eder Mi? Demek Ki Bu Ölümler Bir Yokluk Olmamalıdır. Eğer Yokluk
Olsa Bize Merhametsizlik Etmiş Olacaktır. Bir Sanatkârın Veya Bir Mühendisin En Değerli Ve Kainatı
Emrine Amade Ettiği En Harika Eserini Uçurumdan Aşağı Atıp Yok Etmesi Gibi, Bizleri
Bu Kadar Mükemmel Yaratıp, En Güzel İkramlarla Donatan Rabbimiz’in Merhameti
İnsanları Yokluğa Atmayacaktır. O Zaman Bu Ölümlerden Sonra, Dünyada Verilen
İkramlara Şükür Edenler İçin Bir Mükafat Ve Nimetlere Nankörlük Edenlere De Bir
Ceza Yurdu Olmalıdır.
Tüm Peygamberler Ve Kitaplar, Ölümden
Sonraki Hayatı Haber Vermektedir; Birbirlerinden Çok Uzak Yerlerde Ve
Zamanlarda Gelen Tüm Peygamberler, (Bugün Adları Peygamber Olarak Anılmayan Düşünür ,Filozof
Gibi Adlandırdığımız Belki de Bir Çoğu Peygamber Olan Zatlarda Ahiretten Cennet
Ve Cehennemden Ve Bir Hesap Gününden Haber Vermektedirler.) Hepsi, Ölümden Sonra Bir Hayat Olacağını, Allah’ın Emirlerine
Göre Yaşayanlara Bir Mükafat, Yasakları Çiğneyenlere De Bir Ceza Yurdu
Olacağını Haber Vermişlerdir.
Bir Yerde Bizim Görmediğimiz Bir Hadisenin Olduğuna Dair Birden Fazla Kişi Aynı Şekilde Bilgi Verse, O Hadiseyi Görmesek De İnandığımız Gibi; Ölümden Sonrası Hakkında Görmesek Bile Gören Veya Vahiyle Varlığı Anlatılan Sayıları On Binleri Bulan Peygamberler Hep Aynı Hakikatleri Anlatmış, Ölümden Sonra Bir Hayat Olduğunun Müjdesini Vermişlerdir. Her Biri, İnsanlık Tarihinin Medar-ı İftiharı Olan Bu Peygamberlerin Bir Yalan Üzerine Birleşmiş Olmaları İmkansızdır. Madem Bu Doğru Ve Güvenilir İnsanlar Ölümden Sonra Bir Ceza Veya Mükafat Yurdu Var Demişlerdir, O Zaman Bu Ölümler Son Değildir. Madem Son Değildir, O Zaman Dünyanın Ölümünden Sonra Kurulacak Büyük Mahkeme Haktır Ve Olacaktır.
Sonuç
Bu Bölümde Allah’ın Adaletinin, Hikmetinin, Şefkat Ve Merhametinin Ölüm İle Yarattığı Canlıları Yokluğa Atmayacağını, Ölümün Bir Son Olmadığını, Ölümden Sonra Bir Ceza Ve Mükafat Yerinin Olması Gerektiğini Özet Olarak Anlatmaya Çalıştık.
Burada Saydığımız Sıfatların Dışında Allah’ın İzzeti, Cömertliği, Vaadini Yerine Getirmesi, Yarattığı Canlılarda Gözüken Güzellik Ve Mükemmellik Hakikatleri Gibi Daha Pek Çok Sıfatı, Ölümden Sonra Bir Hayatın Olacağını Göstermektedir. Ancak Biz Burada Sadece Allah’a İnanıp Ahirete İnanmayanlar İçin Delil Olarak Birkaç Özet Hakikat Zikrettik. Konuyu Da Burada Noktalayıp, Sonraki Bölümde, Deistleri Deizme İten Bazı İddialarına Cevap Vermeye Çalışacağız.
Deizm Yanılgıları 3 - Deizme Göre Allah Vardır Kuran Ve Peygamber Yoktur. Peygamberin Olmamasının Getirdiği Dehşet Sonuçlar
Peygamberler Olmasa Allah’ı
Nasıl Tanıyacağız?
İnsan Aklı İle Bir Yaratıcının Varlığına Ulaşabilse Bile, Bu Yaratıcının Nasıl Bir Yaratıcı Olduğunu Sorusuna Kendi Aklı İle Ulaşamaz. Yani Bu Yaratıcı Bir Tane Mi Birden Fazla Mı? Nasıl Biridir? Bizim Gibi Görüp, Konuşan Bir Yaratıcı Mı? Bizleri Her An Görebiliyor Mu? Bir Şey İstesek Sesimizi Duyabilir Mi? Şuan Nerede? Neden Yaratıyor? Nasıl Yaratıyor? Dünyayı Nasıl Yarattı? Doğdu Mu? Onun Da Ailesi Var Mı? Ondan Önce Veya Sonra Başka İlahlar Var Mıydı? O Da Ölümlü Mü? Gibi Daha Binlerce Soru İle Karşılaşırız.
Oysa Allah, Göndermiş Olduğu Peygamberlerine Verdiği Kutsal Kitaplarında Bu Soruların Cevaplarını Vermiş, Ve Peygamberlerini Bu Cevapları İnsanlığa Tebliğ Etmesi İçin Görevlendirmiştir. Allah’ın Tek Olduğu[1], Eğer Birden Fazla İlah Olsaydı Kainatta Her Şeyin Alt Üst Olacağı[2], Allah’ın Hayat Sahibi Olduğu Ve Kainattaki Her Şeyin O’nun İdaresinde Olduğu, Uyku Ve Yorgunluk Gibi İnsana Has Hallerden Münezzeh Olduğu, Göklerdeki Ve Yerlerdeki Her Şeyin O’nun Kontrolünde Olduğu Ve O’ndan Hiç Bir Şeyin Gizlenemeyeceği[3], Mükafatın Da, Cezanın Da Sadece O’nun Kontrolünde Olduğu, Yarattıklarının Tüm Yaptıklarından Haberdar Olduğu[4], İnsana Şah Damarından Daha Yakın[5] Olduğu Halde Doğrudan Bir Mekan İle Sınırlandırılamayan, Her An Tüm Yarattıklarını Gözetleyen[6], Her Şeyi Gören Ve İşiten Olduğu[7], Yemekten – İçmekten Münezzeh[8], Hiç Bir Şeye Muhtaç Olmayan[9], İnsanları Sadece Kendisini Tanıyıp Kulluk Etmeleri İçin Yaratan[10] Bir Yaratıcıdır.
Allah’tan Önce Başka Bir Yaratıcı
Yoktu Ve Sonrasında Da Olmayacaktır[11]. Allah Her An Bir Yaratma Halinde
Olup[12], İnsanı Bir Su Damlasından Aşama Aşama Yaratıp Şekil Veren[13],
Benzersiz Yaratan[14], Yarattıklarını Çiftler Halinde Yaratan[15], Hayvanları
Da İnsanların Emrine Boyun Eğecek Şekilde[16] Yaratandır.
Burada Sadece Birkaç Ayet İle
Kur’an’ın Allah’ı Tanıtma Sadedince Verdiği Birkaç Ayeti Aldık. Bu Ve Daha
Yüzlerce Ayet Bize İlahımızı Sıfatları İle Tanıtır, Bizden İstediklerini
Anlatır. Şimdi Eğer Bu Ayetler Olmasa Bizler
Allah’ın Varlığı İle İlgili Kafamızdaki Yüzlerce Soruya Nasıl Cevap Bulacaktık?
Yoksa Sadece Bir Allah Var Deyip, O’nu Düşünmeden, Tanımadan Bir Bitki Veya
Hayvan Gibi Hayatımıza Devam Mı Edecektik? Edebilecek miydik ? Bunca Soruyu Ve
Daha Fazlasını Günbe Gün Artan Sorular Yumağında Halimiz Ne Olacaktı ?
İnsanın Hayvana Oranla Akıl Gibi
Bir Donanıma Sahip Olması, Duyu Organlarının Hayvandan Kat Kat Daha Fazla
Gelişmiş Olması, Sizce Hayvanın Yaptıklarını Yapmaktan Öte Şeyler Yapmasını
Gerektirmiyor Mu?
Bu Konuyu Tamamlamadan Şunu Da
Bu Arada İfade Etmiş Olalım Ki, Deistlerin Bu Konuda Çaresizliklerinden Olsa
Gerek Tarif Ettikleri İlah Tanımı, Aslında Kutsal Kitaplardaki İlah Tanımı İle
Örtüşüyor. Bu Da Aslında, Kendi Akıllarının Bu Konuda Ne Kadar Aciz Olduğunun
Bir Göstergesi.
Peygamberler Olmasa Allah’ı
Nasıl Sevecek, Kendimizi Ona Nasıl Sevdireceğiz?
Her Yönden Cömert, Kabiliyetli, Size İkramlarda Ve İyiliklerde Bulunan Bir Dostunuz Olsaydı, Onun Dostluğunu Kaybetmek İster Miydiniz? Ya Da Soruyu Şöyle Sorayım: O Dostluğu Kaybetmemek İçin Neler Yapardınız? Bizi Yoklukta Bırakmayıp Varlık Alemine Çıkaran; Taş, Bitki Veya Hayvan Yapmayıp İnsan Olma Şerefine Ulaştıran Ve Tüm Varlıkları Hizmetimize Koşturup Bizi Nimetleri İle Çevreleyen Yaratıcımız Sizce Bizi Sevmiyor Olabilir Mi? Peki Bizi Bunca Nimeti İle Donatan Bir Yaratıcıya Nasıl Teşekkür Edecek, Sevgisini Kazanmak İçin Neler Yapacağız? Allah’ın Bizim Teşekkürümüze Veya Sevmemize Tabi Ki İhtiyacı Yok. Ama Bizim O’nun Sevgisine İhtiyacımız Var.
Bu Soruların Cevabını Da Yine
Peygamberler Ve Kitapları Vasıtasıyla Öğrenebiliriz. Verilen Nimetlerin Devamı
Ve Artması İçin; Nimete, Şükür Edilmesi Gerektiği Şükrün En Güzel Şekilde Nasıl
Yapılacağı Gibi Soruların Cevaplarını Eğer Peygamberler Bize Bildirmeseydi
İnsanlar Adedince Farklı Tarzlarda İbadetler Ortaya Çıkmaz Mıydı? İlahi Bir
Dayanaktan Uzak Olan Hindlilerin, Korktukları Veya Kendilerine Faydası Dokunan
Tüm Nimetlerin Karşısında Eğilip İbadet Etmeleri İle Ortaya Çıkan Yüzlerce
Uydurma Din Buna Verilecek En Güzel Örnek Değil Mi?
Peygamberler Olmasa,
Allah’a Nasıl İtaat Edecek, İstediklerini Nereden Öğrenecek Ve Nasıl
Uygulayacağız?
Kainatta Sınırsız Bir İtaat Hüküm
Sürmektedir. Güneş Gibi Yıldızlar Kendi Etraflarında Dönme Vazifesini Ve
Etrafındaki Gezegenleri Çekme Vazifesini Hakkıyla Devam Ettirirken, Diğer
Taraftan Gezegenler De Hem Kendi Etraflarında Hem De Güneş Etrafında Dönme
Vazifelerini Aksatmadan Yerine Getirmektedirler. Etlerinden Sütlerinden
İstifade Ettiğimiz Hayvanlar, Kendilerini Sağan İnsanlardan Kat Kat Büyük Ve
Güçlü Olmalarına Rağmen, İtaat İle Vazifelerini Yapmakta Ve İsyan Etmemektedirler.
Arılar, Ballarını Yiyen İnsanlara Boyun Eğmekte, Onlara Savaş Açmamaktadır.
Bulutlardan Rüzgarlara,
Bitkilerden Hayvanlara Tüm Kainatta Bu Şekilde Umumi Bir İtaat Kanunu Hüküm
Sürmektedir. Peki İnsanın Bu İtaatlardan Bir Ders Çıkarıp Kendisinin De Bir
İtaat İle Vazifeli Olduğunu Anlaması Gerekmiyor Mu? Yoksa İnsan, Her İstediğini
Yaptıran Ama Sıra Kendi Yapması Gerekenlere Geldiğinde İsyan Eden Şımarık Bir
Çocuk Gibi Mi Davranmalıdır?
İşte Deistler, Kainattaki Bu İtaati
Kabul Edip Yaratıcıya Vermekte, Ama Bunun İnsana Bakan Yönünü Kabul
Etmemektedirler. Deizm Aslında Bir Kulluktan
Kaçış Dinidir. Haramların Ve İbadetlerin Nefislerine Ağır Geldiği İnsanların Bu
Vazifelerinden Kaçarak Nefse İtaat Etmesi, Fakat Kendini Avutmak İçin De
Allah’a İnanıyorum Demesinden Başka Bir Şey Değildir.
Bir Evlilikte, Eşler Birbirlerine Sevdiğini Söylese Fakat Sevgisini Hiç Göstermese, Eş Olarak Vazifelerini Yerine Getirmese, Dahası Gözü Başkalarında Olsa Ama Ben Eşimi Seviyorum Dese Buna Ne Kadar İnanırsınız? Aynen Bunun Gibi Allah’a İnanıyorum Diyen İnsan, İnanmanın Göstergesi Olan İtaati Terk Etse, Sevmenin Göstergesi Olan Şükrü Yapmasa, Allah’ın Kainattaki Fiillerini De Sebeplere Vererek İnkar Etse Misaldeki Koca Gibi Dediklerinin Ve İnancının Bir Hakikati Olur Mu?
İnananlar, Allah’a İtaati
Peygamberlerden Öğrenmektedir. Peygamberler, En Evvel Kendileri Allah’ın
Emirlerini Yerine Getirerek İbadet Etmekte, Daha Sonra Diğer İnsanlara Da Örnek
Olarak Bu Emirleri Tebliğ Etmektedirler.
Peygamberler Olmasa, Allah’ın Neleri Emredip, Neleri Yasakladığını Nasıl Bileceğiz?
Dünyada; Doğrular Yanlışlarla, Faydalılar Zararlılarla, İyiler Kötülerle, Hayırlar Şerlerle Beraber Yaratılmıştır. Bu Durum İnsanda Bir İmtihan Sebebi Kılınmış, Doğruyu, Faydalıyı, İyiyi Ve Hayırlı Olanı Tercih Etmenin Mükafatı, Zıtlarını Tercih Etmenin İse Cezası Olacağı Peygamberler Ve Kitaplar Aracılığı İle İnsanlara Öğretilmiştir. Sorumuz Şu: İnsan Eğer Bir İlahi Elçiye Veya Mesaja Tabi Olmazsa Nelerin Doğru, Faydalı, İyi Veya Hayır Olduğunu, Nelerin De Yanlış, Zararlı, Kötü Ve Şer Olduğunu Nasıl Öğrenecekti? Sakın Deneme Yanılma Veya Bilimin Yol Göstermesi İle Demeyin, Çünkü Bilim Çoğu Şeyi Zamanla Tespit Edip İnsanlığa Olan Fayda Veya Zararını Açıklarken Dinler Bunu Asırlar Öncesinden Kutsal Kitaplarda İnsanlığı Hediye Etmişlerdi.
[1] Kur’an, İhlas Suresi, 112:1. [2] Kur’an, Enbiya Suresi, 21:22. [3] Kur’an,
Âl-İ İmran Suresi, 3:5. [4] Kur’an, Bakara Suresi, 2:255. [5] Kur’an, Kaf
Suresi, 50:16. [6] Kur’an, Fecr Suresi, 89:14. [7] Kur’an, Lokman, 31:28.[8]
Kur’an, Zariyat Suresi, 51:57.[9] Kur’an, İhlas, 112:2. [10] Kur’an, Zariyat
Suresi, 51:56. [11] Kur’an, İhlas Suresi, 112:3. [12] Kur’an, Rahman Suresi, 55:29. [13] Kur’an, Yasin Suresi, 36:77. [14]
Kur’an, Bakara Suresi, 2:117. [15] Kur’an, Zariyat Suresi, 51:49. [16] Kur’an,
Yasin Suresi, 36:72. [17] Kur’an, İbrahim Suresi, 14:7.
Deizm Yanılgıları
Deizm 1 Bölüm: Bu Kadar Kıymetli Duygular İnsana Niçin Verildi ? ;
Aziz Kardeşim ; Bir Vakit Bir Sultan, İki Hizmetkârını
Huzuruna Davet
Eder. Hizmetkârlarından Birisine On Altın Verip, "Güzel Bir Kumaştan Bir Kat
Elbise Yaptır." Diye Ona Emreder... İkinci Hizmetkârınaysa
On Altın Değil, Bin Altın Verir Ve İçinde Bazı Şeylerin Yazılı Olduğu Bir
Kâğıdı Cebine Koyup Onu Pazara Gönderir.
Evvelki Hizmetkâr On
Altınla, En Güzel Kumaştan Mükemmel Bir Elbise Alır.
İkinci Hizmetkâr Akılsızlık
Edip, Evvelki Hizmetkâra Bakıp, Kendisini Ona Kıyas Eder Ve Cebine Konulan
Kâğıdı Okumadan Bir Dükkâna Girer. Dükkâncıya Bin Altını Verip Bir Kat Elbise
İster.İnsafsız Dükkâncı Da: "Bu Akılsız Bir Adama Benziyor, On Altına
Alınabilecek Bir Kumaşa Bin Altın Veriyor." Der Ve Kumaşın En Çürüğünden
Ona Bir Kat Elbise Verir.
Daha Sonra, Bütün Sermayesini Çürük Bir Kumaşa Veren O
Bedbaht Hizmetkâr, Sultanının Huzuruna Gelir. Cebindeki Kâğıdı Okumadığı Ve Kıymetli
Sermayesini Çürük Bir Kumaşa Verdiği İçin Sultanı Onu Cezalandırır.
Ve Ona Der Ki: "Eğer Ben Senin Çürük Bir Kumaşı Almanı
İsteseydim, Sana Bin Altın Değil, Evvelki Hizmetkâra Verdiğim Gibi On Altın
Verirdim. Zira Kumaşın En İyisi Bu Pazarda On Altına Satılır. Sana Bin Altını Vermemle
Anlamalıydın Ki, Seni Bu Pazara Bir Kat Elbise Almak İçin Göndermedim. Eğer Cebine
Koyduğum Kâğıdı Okusaydın, Pazara Niçin Gönderildiğini Anlar Ve Sermayeni Böyle
Boşa Harcamazdın. Şimdi Çek Bakalım Cezanı!.."
Şimdi Misalin
Hakikatini Beyan Edelim:
Misalimizde Sultan, Ezelin Ve Ebedin Sultanı Olan Rabbimizdir. Kendisine
On Altın Verilen Birinci Hizmetkâr,
Hayvanlardır.On Altın İse, Onlara Takılan Duyguların Ve
Donanımın Kıymetidir.Kendisine Bin Altın Verilen Hizmetkârsa İnsandır. Bin Altın
İse, İnsana Takılan, Akıl, Kalp, Göz Ve Dil Gibi Duyguların Ve Donanımın Kıymetidir.
Pazar İse, Şu Dünyadır. İkinci Hizmetkârın Cebine Konulan Kâğıt İse, Ona
Yapması Gereken Ticareti Öğreten Semavi Kitaplar Ve Başta Kur'an'dır.
Evet, İnsan Bu Dünyaya
Hayvan Gibi Yaşamak Ve Lezzet Almak İçin Gelmemiştir.
Ona Verilen Sermaye, Mühim Bir Ticaret İçindir.
Eğer Hayvan Gibi Yaşamak
İçin Bu Dünyaya Gönderilseydi, Bin Altına, Yani Bu
Kadar Kıymetli Cihazlara Ve Duygulara Ne Gerek Vardı? Ona Da Hayvana Verilen
Kadar Verilir, Bu Kadar Masraf Yapılmazdı.
Hakikat Böyleyken, Deistler, Hayvan Gibi Yaşamak İçin
Yaratıldıklarını İddia Etmekte, "Hayvan Gibi Yaşarız, Ölürüz Ve Yok
Oluruz." Diyerek Âdeta Akıldan İstifa Etmektedirler.
Deizm 2 Bölüm: Bir İnsan Niçin Deist Olur? Niçin Peygamberleri Ve Kitapları İnkâr Eder? İnkârı Bir Delilden Midir, Yoksa Başka Bir Sebep Mi Var? Bu Bölümde Bu Soruların Cevabını Vereceğiz. Cevabı Verirken Deist Kişiyi Muhatap Yapıp, Onunla Konuşacağız.
Şimdi Deist Olan Kişiye Soruyoruz:
- Allah'ın, Peygamber Ve Kitap
Göndermediğini Nereden Biliyorsun? Yoksa Allah Sana Tecelli Etti Ve Gözüktü De
"Ben Peygamber Ve Kitap Göndermedim." Mi Dedi? Herhalde Böyle Olmamıştır. Öyleyse Sen, Allah'ın
Hiçbir Peygamber Göndermediğini Nasıl Biliyorsun? Bil Ki Senin İnkarın Delilden
Kaynaklanmıyor.
Şimdi Sana, Deist Olmanın
Sebebini Anlatalım. Her Günahta Küfre Giden Bir Yol Vardır. O Günah Tövbe Ve
İstiğfarla Çabuk Silinmezse, Kişiyi Küfre Sürekler. Şöyle Ki: Sen Evvela
Günahlara Dalmış Ve Haramlara Müptela Olmuşsun. Kendini Günahlardan
Kurtaramıyorsun. Günahı İşlerken Aklına Gelen Cehennem Fikri, Hazır Lezzetini
Yok Ediyor. Tam Günahtan Lezzet Alırken Birden Aklına Kabir Azabı, Cehennem
Azabı Ve Hesap Geliyor.
İşte O Anda Arzu Ediyorsun Ki, Keşke Cehennem Olmasaydı. Hatta Keşke Cehennemin Sahibi Olan Allah Olmasaydı. Rahat Rahat Günah İşleyip Keyif Sürseydin!.. İşte Bu Tasavvurdan, Allah'ı İnkâr Etmek Duygusu Ve Meyli Ortaya Çıkıyor. Önce Allah'ı İnkâr Etmek İstiyorsun. Ancak Bunu Yapamıyorsun. Çünkü Sen De Biliyorsun Ki, Bir Harf Kâtipsiz, Bir İğne Ustasız Ve Bir Köy Muhtarsız Olmaz, Olamaz.
Hâl Böyleyken, Bu Alem Nasıl
Ustasız, Sahipsiz Ve Sultansız Olur? Bu Mükemmel Varlıklar Nasıl Kendi Kendine
Var Olur? Şu Kusursuz İntizam, Nasıl Tesadüfün Eseri Olur? Bunları Sen De
Düşünüyor Ve Bu Sebeple De Allah'ı İnkâr Edemiyorsun. Ama Allah'ın Emirlerine
İtaat Etmek Sana Zor Geliyor. Bu Sefer Kendi Kendine Diyorsun Ki:
“Bir Yaratıcı Olsun; Ama Emir
Ve Yasakları Olmasın. Her Şey Serbest Ve Helal Olsun. Bir Hesap Ve Azap
Olmasın.” Emir Ve Yasakların Olmaması
İçin De Peygamberlerin Ve Kitapların Olmaması Lazım. İşte Bu Düşünce, Seni
Peygamberleri Ve Kitapları İnkâra Sevk Ediyor. Bu Sayede Kendine Göre Hem
Günahları Rahatça İşliyor Hem De Allah İnancı Sayesinde, Kimsesizlikten Ve
Sahipsizlikten Kurtularak Bir Nevi Rahata Kavuşuyorsun.
Yani Hiçbir Emre Muhatap Değilsin, İstediğin Gibi Günahları İşleyebilirsin; Ama Başın Sıkıştı Mı Da Yardım Dileyebileceğin Bir Yaratıcın Var. Sözün Özü: Sen Deistliği Bir Delilden Dolayı Tercih Etmedin. Deist Olmanın Sebebi, Cehennem Korkusu Ve Cehennemi Hatıra Getirmenin, Senin Hazır Lezzetini Yok Etmesidir. İşte Seni Deist Yapan Nefsinin Bu Aldatmasıdır.
Hâlbuki Şöyle Düşünsen Hemen Bu Batıl İtikadından Vazgeçersin: Sen Günahkâr Olsan, Ama İman Hakikatlerini Kabul Etsen; Belki Allah Günahlarını Affeder. En Azından, Günahların Kadar Ceza Gördükten Sonra Cennete Girersin. Ama Eğer Sadece Rahat Günah İşlemek İçin İman Hakikatlerini İnkâr Etsen, Kâfir Olarak Öleceğin İçin Cehennemde Ebedi Kalırsın, Cennetin Kokusunu Dahi Duyamazsın.
Bu Makamda Sana Nasihatimiz Şu: Eğer Günahlardan Kurtulamıyorsan, Allah'tan Af Ve Hidayet Dile, O'na Sığın. Günahları Rahatça İşleyeyim Diye Sakın Deist Olma. Yoksa Son Nefeste O Kadar Pişman Olursun Ki, Hayalin Dahi Tasavvurundan Aciz Kalır.
Deizm Yanılgıları
Şimdi Deist Olan Kişiye Soruyoruz:
- İnandığın Yaratıcı -Ki Biz Ona Allah Diyoruz- Şu
Âlemi Niçin Yaratmıştır? Yani Şu Nakış Nakış Süslenmiş Kuşlar, Kelebekler,
Çiçekler, Ağaçlar Ve Diğer Bütün Varlıklar Niçin Yaratılmıştır?.. Sakın, "Öylesine
Yaratmış, Bir Gayesi Yok." Deme. Zira Bu Alemin Yaratıcısı Hikmet
Sahibidir.
Baksana, Şu Dünyada Her Şeyin Bir Vazifesi Var. Her Şeye
Faydalar Takılmış. Boş Ve Abes Hiçbir Şey Yok. Bu Da İspat Eder Ki, Yaratıcımız
Hikmet Sahibi Bir Yaratıcı. Hâl Böyleyken Sen Nasıl Olur Da "Şu Âlemin
Yaratılmasının Hiçbir Gayesi Yoktur; Boşuna Yaratılmış." Diyorsun.
Madem Sen Yaratılışın Gayesini Bilmiyorsun, O Hâlde Biz Sana Öğretelim; Bu Gaye Şudur: Her Kemal Ve Güzellik Sahibi, Kendi Kemalini Ve Güzelliğini Göstermek İster. Bu Sırdan Dolayı, Allah Da Kendi Kemalini Ve Güzelliğini Göstermek İçin Bu Âlemi Yarattı. İşte Varlıkların Renk Renk Boyanması; Farklı Şekillerde Ve Suretlerde Yaratılması, Hikmetle Donatılması, Hep Bu Sırdandır: Yaratıcımız Kendisini Tanıttırmak Ve Bildirmek İstiyor.
Madem Yaratıcımız Kendisini Tanıttırmak Ve Bildirmek
İstiyor, O Hâlde Peygamberler Ve Kitaplar Göndermeli. Aksi Takdirde Bizler Onu
Tanıyamayız. Mesela Bak, Yaratıcıya "Allah" Dedik.
Onun İsminin “Allah” Olduğunu
Bize Peygamberler Öğretti. Bir Düşünsene, Peygamberler Olmasaydı, Yaratıcımızın
Adını Bile Bilemezdik.
- Bilinmek İçin Şu Âlemi Yaratan Ve Bu Sebeple Her
Varlığı Nakış Nakış Süsleyen Zatın, İsmini Bile Bildirmediğini Nasıl Kabul
Edersin?
- Kendini Bildirmek İçin Bu Kadar Masraf Yapan Zat, Nasıl
Olur Da Bilinmenin En Kısa Yolu Olan Peygamberleri Göndermez Ve Kitapları
İndirmez?
Eğer Allah Sadece Kendi Varlığını Bilmemizi İsteseydi, Âlemi Ve Eşyayı Bu Kadar Süslemezdi. Zira Bir Çiçekle De Yaratıcının Varlığını Biliriz. Ama Allah Bir Çiçekle Yetinmemiş, Âdeta Yeryüzünü Bir Sofra, Baharı Bu Sofraya Bir Gül Destesi Yapmış. Demek Sadece Varlığının Bilinmesini İstemiyor; İsim Ve Sıfatlarıyla Tanınmak İstiyor. Bu Da Ancak Peygamberlerin Gönderilmesiyle, Yani Allah'ın Kendisini Bizzat Elçileri Vasıtasıyla Tanıtmasıyla Mümkündür.
Eğer Elçileri Olmazsa Onu Tanıyamaz, Hatta Yanlış Tanırız. Mesela Sana Sorsak, “İnandığın Yaratıcı Uyur Mu? Yer Mi? İçer Mi? Eşi Ve Çocukları Var Mı?...” Bu Ve Benzeri Sorulara "Hayır." Diyebilmek İçin, Vahye Mazhar Peygamberlere Ve Allah'ın Kendisini Tanıttığı Kitaplara Muhtaç Değil Misin? Sönük Aklınla Bu Sorulara Nasıl Cevap Vereceksin?
Sözün Özü: Allah Teâlâ Bu Âlemi Kendisini Bilmemiz İçin Yaratmış Ve Varlıkları Nakış Nakış Süsleyerek, Onlarda Tecelli Eden İsim Ve Sıfatları Düşünmemizi İstemiştir. Bunun Yerine Gelmesi İçin De Mutlaka Peygamberler Gönderilmeli Ve Kitaplar Nazil Olmalıdır. Çünkü İnsanın Aklı Bir Yaratıcıyı Bulsa Da O'nun İsim Ve Sıfatlarını Hakkıyla Keşfedemez. Hatta Çoğu Kez Hata Yapar. Ateşe Tapan, İneğe Tapan, Yıldızlara Ve Diğer Eşyaya Tapan İnsanlar, Bu Sözümüzün Şahididir.
Bir Peygamber Gelmezse Kişi
Böyle Şaşırmakta, İneği Kendi Rabbi Zannetmektedir. Elbette Bu Âlemi Yaratan
Zat, Bu Hataya Düşmemize Müsaade Etmeyecek Ve Kendisini Bizlere Hakkıyla
Tanıtacak Peygamberleri Gönderecektir Ve Göndermiştir. Bunun İnkârı, Gündüzün
Ortasında Güneşi İnkâr Etmek Kadar İmkânsızdır.
Deizm 4 Bölüm ; Yaratıcı Bir Hikmet Sahibi midir?
Şimdi Deist Olan Kişiye Soruyoruz:
- Senin İnandığın Yaratıcı Hikmet Sahibi Midir? Yoksa İşlerini
Sadece Oyun Ve Eğlence Olsun Diye Mi Yapar? Herhalde Bu Âlemi Bu Kadar Güzel
Yaratan Ve Her Eşyaya Onlarca Fayda Takan Zat Hikmet Sahibidir. Zira Böyle
Hikmetle Yaratmayı, Ancak Hakîm Olan Yani Hikmet Sahibi Bir Zat Yapabilir.
Baksana, Şu Dünyada Her Şeyin Bir Vazifesi Var. Her Şeye
Menfaatler Takılmış. Hiçbir Şey İsraf Edilmiyor. Boş Ve Abes Hiçbir Şey Yok. Bu
Da İspat Eder Ki, Yaratıcımız Hikmet Sahibi. Herhalde Sen De Yaratıcımızın
Hikmet Sahibi Olduğunu Kabul Ediyorsundur. Zaten Bunu İnkâr Etsen, Bütün
Varlıklar Karşına Dikilir Ve Kendilerindeki Hikmetleri Gösterip Seni Yalanlar.
Şimdi De Biraz Senin
Üzerinde Düşünelim: Bak, Sana Öyle Bir Göz Verilmiş
Ki, Güzelliğin Bütün Mertebelerini Fark Eder. Hâlbuki Bazı Hayvanlara Verilen
Göz, Şu Âlemi Siyah Beyaz Görüyor. Yine Sana Öyle Bir Dil Verilmiş Ki, Bütün
Yiyeceklerin Lezzetini Ölçer Ve Anlar. Hâlbuki Hayvanlara Verilen Dil, Sadece
Birkaç Tadı Fark Eder. Ve Yine Sana Öyle Bir Akıl Verilmiş Ki, Âdeta Bir
Anahtar Olup Her Kilidi Açar. Göz,
Dil Ve Akıl Gibi, Sana Öyle Duygular Ve Cihazlar Verilmiş
Ki, Bunların Hiçbiri Hayvanlara Verilmemiştir.
Bütün Bunları Sana Şu
Soruyu Sormak İçin Anlattık: Yaratıcımız Hikmet
Sahibi Olduğuna Göre, Elbette İsraf Etmez, Boş Ve Abes İş Yapmaz.
- Peki, Hikmet Sahibi Yaratıcımız, Bize Niçin Bu Kadar
Masraf Yapmış Ve Bu Kadar Kıymetli Cihazlar Vermiş?
- Yani Niçin Bize, Hayvanlarınki Gibi Siyah Beyaz Gören
Bir Göz Vermemiş?
- Ya Da Niçin Hayvanların Dili Gibi, Birkaç Lezzeti Fark
Eden Bir Dil Takmamış?
- Ya Da En İnce Sanatları Anlayan Aklı Bize Niçin Vermiş?
- Her Şeyi Kuşatan Bir Muhabbeti Kalbimize Niçin Koymuş?
- Bunların Sebebi
Nedir?
Sakın, "Öylesine Yapmış, Bir Gayesi Yok." Deme.
Zira En Başta, Bu Âlemin Yaratıcısının Hikmet Sahibi Olduğunda Anlaşmıştık. Şimdiyse
Diyorsun Ki, "Bu Hikmet Sahibi Yaratıcı, Bu Kıymetli Cihazları Bize
Öylesine Takmış; İsraf Etmiş, Hiçbir Gayesi Yok!.." Eğer Gayesiz Ve Öylesine Yaratmışsa,
Hikmet Sahibi Değildir. Yok, Hikmet Sahibiyse, Öylesine Yaratmamıştır Ve Bir
Gayesi Vardır.
Şunu İyi Bil Ki: Seni
Böyle Antika Bir Sanat Gibi Yaratan Ve Paha Biçilemeyen Organları Ve Duyguları
Sana Takan Zat, Elbette Bunu Bir Gaye İçin Yapmıştır. Bu Gayeleri Akıl Tek
Başına Keşfedemez. Bu Gayeleri Bize Ancak Vahye Mazhar Peygamberler
Öğretebilir.
Peygamberleri Kabul
Etmemek, Bütün Bu Donanımların Ve Duyguların Bize Boşuna
Takıldığını Ve Yaratıcımızın İsraf Ettiğini Kabul Etmek Demektir. Bu Da
Yaratıcının Hikmetsiz Olduğu Sonucuna Ulaştırır. Bu İse Bütün Varlıkların
Şehadetiyle Yanlıştır. Madem Yanlıştır, Öyleyse Elbette Peygamberler
Gönderilmiş, Kitaplar İndirilmiş Ve Bütün Bu Gayeler Bizlere Öğretilmiştir. İman Ettik Ve Tasdik Ettik.