Buharî’nin Naklettiğine Göre. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’E Köyden Bedevî Bir İnsan Geldi. Müslüman Oldu. Sonra Müslümanlık İçine Oturmadı, İslam’dan Vazgeçti. Hasta Olduğunu Bahane Ederek Peygamberimizden Müsaade İstedi. Peygamber Efendimiz Onun Medine’den Ayrılmasını Arzulamadı. Ancak Müsaade İsteyince De Kırgınlığını İfade Etmek İçin : “Medine, Kirini Pasını Atan, İyisini Tutan Bir Körük Gibidir.” Buyurdu. Eğer İslam’dan Dönen Bir İnsanın Öldürülmesi Farz Olsaydı, Peygamber Efendimiz Aleyhisselam Bu Bedevîyi Öldürmez Miydi?

Aslında, İslam Tarihinde İlk İrtidat Olayı Mukays Bin Subabe’nin Dinden Çıkması Olayıdır. Ne Var Ki Bu Olay, Asıl Mecrasından Çıkartılarak Anlatılır. Mukays Bin Subabe Dinden Dönmüştür, Ama, Dinden Döndüğü İçin Öldürülmüş Değildir. Evet, Dinden Dönmüştür Ve İslam’a Savaş Açmıştır. Mukays Bin Subabe Yanlışlıkla Kardeşini Öldüren Bir Müslüman’dan Kardeşinin Diyetini Aldığı Hâlde, O Müslüman’ı Kasten Öldürdüğü İçin Kısasen Öldürülmüştür. Mesele Dinden Dönme Meselesi Değildir.

Sual: Fakat, Yine Buharî’de “Kim Dinini Değiştirirse Onu Öldürünüz.” Diye Bir Başka Hadis Daha Var. Bunu Nasıl Yorumlayacağız?  Efendimizin Bu Hadîs-i Şerifi Dinden Dönenin Öldürülmesi Anlamında Değildir. Zira, Hadisin Sebeb-i Vürudunu, Yani, Niçin Söylenildiğini De Araştırıp Bulmak Gerekir !. Şunu Da Bilelim: O Zamanda, Dinden Dönen İnsanlar, Aynı Zamanda Otoriteye Baş Kaldırıyorlardı, Devlete Savaş İlan Ediyorlardı. Müslümanlara Savaş Açmış O Günün Mekkeli Müşrikleriyle Kol-Kola Giriyorlardı. Hz. Muhammed Mustafa’nın Dinine, Devletine Savaş İlan Ediyorlardı. Hiçbir Devlet Kendisine Savaş İlan Eden Terörist Unsurlara Çiçek Vermez, Cezalarını Verir.

 

Sual : Bu Hadis, Devlete, Peygamber Efendimiz’e Savaş İlan Edenleri Mi Hedef Alıyor?

 

– Nitekim, İlgili Şahıs Olan Abdullah İbn Saad İn Ebi Sarh İle İlgili “O Müşriklere Katıldı, Allah’a Ve Resûlü’ne Savaş İlan Etti.” İfadesi De Bulunmaktadır. Bu Da Gösteriyor Ki, Onun Dinden Dönen Biri Olmanın Yanı Sıra Allah’a Ve Resûlü’ne Savaş İlan Ettiği, Devlete Başkaldırdığı Ortadadır. Medineli Bedevînin Dinden Döndükten Sonra Kendisine Her Hangi Bir Muamele Yapılmadığı Ve Kendisine Her Hangi Bir Ceza Uygulanmamış Olması Da Bunu Desteklemektedir.

Bu Bağlamda Tuster Savaşından Bir Örnek Vermek İsterim. Ebu Musa El Eş’ârî, Tuster Savaşından Sonra Enes Bin Malik’i Hz. Ömer’e Gönderdi Ve Dinden Dönen Bir Kısım İnsanların Öldürüldüğünü Bildirdi.

Hz. Ömer’in Tepkisi Nasıl Oldu? Tabii Ki, Hz. Ömer Çok Üzüldü. Niçin Böyle Yaptınız, Deyince “Ya Emire’l Müminin! Dinden Döndüler Ve Düşmanlarımızın Safına Katıldılar. Ya Sen Ne Yapardın?” Dediler. Bunun Üzerine Hz Ömer Şöyle Dedi: “Geldikleri Ve Çıktıkları Kapıdan Onların Tekrar Bir Daha Girmesini Sağlardım. Yalvarırdım, Yeniden Müslüman Olmaları İçin İkna Ederdim. Düşmanların Safına Katıldığı İçin Onları Öldürmez, Onları Düşman Safına Katıldığı İçin Hapse Atardım.”

Hz. Ömer’in Dinden Dönen Kimse, Savaşta Düşman Safına Geçseler Dahi Esir Edilenlerin De Öldürülmeyeceğine Hükmetmiş Oluyor. Ölümler, Savaşanlar İçin Söz Konusu. Yine Bu Konuyu İzah Edecek Olan Âl-İ İmrân Suresinin 86-89. Ayetlerinde:  “İman Ettikten, Peygamberin Hak Olduğuna Şahitlik Ettikten Ve Kendilerine Açık Deliller Geldikten Sonra İnkâr Eden Bir Toplumu Allah Nasıl Doğru Yola Eriştirir? Allah, Zalim Toplumu Doğru Yola İletmez. İşte Onların Cezası, Allah’ın, Meleklerin Ve Bütün İnsanlığın Lanetine Uğramalarıdır. Bu Lanete Ebedî Gömülüp Gidecekler. Onların Azapları Hafifletilmez; Yüzlerine De Bakılmaz. Ancak Bundan Sonra Tövbe Edip Kendilerini Düzeltenler Müstesnadır. Şüphesiz Allah Çok Bağışlayandır, Çok Merhamet Edendir.”

 

Ayetler Bize Gösteriyor Ki, Dinden Dönenlerin Cezası Dünyevi Değil Uhrevîdir. Yani Hür İradesi İle Dine Girmiş Ve Arzusu İle Dinden Çıkmış Bir İnsana Herhangi Bir Ceza Verilmez, Onların Cezası Ahirette Olacaktır.

Hz. Ebû Bekir Döneminde Arap Yarımadasının Her Tarafında Toplu Ridde/Dinden Dönme Hadiseleri Var. Museylemetu’l Kezzab, Seccah, Esvedu’l Ansi Liderliğinde. Bu Olayları Nasıl Değerlendirmek Gerekiyor?

 

Evet, Ancak Bunlar “Biz İslam’a Girdik Ama Şimdi İslam’ı Kabul Etmiyoruz, Dinden Döndük.” Demekle Kalmamışlardır. Bunlar Devlete Karşı Savaş İlan Etmişlerdir. Hatta Peygamberlik İlan Edip Müslümanları İslam’dan Döndürmek İçin Savaş Açmışlardır. Hz. Ebû Bekir’in Onlarla Savaşı İnsanların Hak, Hukuk Ve Güvenliklerini Sağlamak İçindir.

Bu Anlamda Nisâ Suresi 137. Ayetini Hatırlatmak İsterim. Bu Ayet Konuyu Çok Güzel İzah Etmektedir. “İman Edip Sonra İnkâr Eden, Sonra İnanıp Tekrar İnkâr Eden, Sonra Da İnkârlarında İleri Gidenler Var Ya; Allah, Onları Bağışlayacak Da Değildir, Doğru Yola İletecek De Değildir.”

Ayete Dikkat Ediniz:

İman Eden, Sonra İnkâr Eden, Sonra Tekrar İman Eden, Yani, İman Etti, İnkâr Etti, Sonra Bir Daha İman Etti, Sonra Tekrar Bir Daha İnkâr Etti. Sonra İnkârında Çok Kararlı Oldu, Yani, Çok Ciddi Anlamda İnkârını Artırdı, İleri Gitti. Allah Onları Asla Bağışlamayacak Ve Onları Doğru Yola İletmeyecek Demektir.

Burada Eğer Âyet-İ Kerimede Dinden Dönenlerin, İrtidat Edenleri, Ölümle Cezalandırılması Öngörülmüş Olsaydı, İlk Anda Birinci İnkârda Öldürmeleri Gerekirdi. Hâlbuki, İman Edip İnkâr Eden, Sonra İman Edip Tekrar Küfre Düşen Ve İman Edip Sonra Da Küfründe İleri Gidenlerle İlgili, Allah’ın Onları Doğru Yola İletmeyeceği, Onları Bağışlamayacağı, Yani Cezalarının Uhrevî, Ahirette Olacağı Bildirilmektedir.

Yani İslam’ı Kabul Veya Ret, Kişinin Hür İradesi İle Yapacağı Bir İştir. Baskı Olmaması Gerekiyor. İnsanların İman Veya İnkâr Noktasında İnançlarına Baskı Yapmak Müslümanlıkta Yoktur. Efendimizin Bir Hadisini Anlamından Çıkartıp, Savaş İlan Etme Anlamından Çıkartıp, Dinden Dönmesinden Dolayı Öldürüldüğünü Emrettiği İfade Etmek Ne Peygamberimizi Ne De İslam’ı Tanımamaktır Ve Büyük Bir Cahilliktir !...

Bunun Yanı Sıra, Peygamber Efendimiz, Dinde Sabit Olmayı, Sebat Etmeyi Bir Hadisinde Şöyle Müjdelemiştir: “Şu Üç Şey Bir Kişide Bulunursa O Kimse, İmanın Tadına Varmıştır. 1. Allah Ve Resûlü Kişiye Her Şeyden Daha Çok Sevimli Olursa. 2. Kişi, Sevdiğini Sadece Allah İçin Severse. 3. Kişi, İmandan Sonra İnkâra Düşmektense Ateşe Atılmaktan Çekindiği Gibi Çekinirse O İmanın Tadına Varmış Olur.” (Neseî, İman, 2. H. No: 4987)

Cenâb-I Hak Hepimizi İmanın Tadına Varan Kullarına Eden Eylesin, Rızasından Ayırmasından.