2.Soru; İnsanların Ahlaksızlığından Şikayetçi Olup ,İnsanlara
Güzel Ahlakı Peygamberler Vasıtasıyla Öğretmek İçin Çabalayan Allah, Kuran'da
100'ün Üzerinde Öldürün Emrini Vermektedir.. Demek Ki Allah'a Göre Güzel
Ahlak İle Öldürme Eylemi Örtüşmektedir.. Demek Ki Allah'a Göre Öldürmek İyi
Birşeydir..Bu İddiamı İspatlayacak Bir Başka Argüman İse Bakara 191.Ayettir..Bu
Ayette Allah, Fitnenin Adam Öldürmekten Daha Kötü Olduğunu Söyleyerek, Benim
''Allah'a Göre Öldürmek İyi Birşeydir''iddiam Desteklenmiş Oluyor.. Ne Dersin? |
El
Cevap : Ehl-İ
Gaflet Tarafından Denilmiş Ki: “İnsanların
Ahlaksızlığından Şikayetçi Olup ,İnsanlara Güzel Ahlakı Peygamberler
Vasıtasıyla Öğretmek İçin Çabalayan Allah, Kuran'da 100'ün Üzerinde Öldürün
Emrini Vermektedir.. Demek Ki Allah'a Göre Güzel Ahlak İle Öldürme Eylemi
Örtüşmektedir..”
Bu Yazıda, Çok Fazla Detaya
Girilmeden Ateistlerin Dile Getirdikleri Artık Pelesenk Olmuş Klasik Argüman
Vardır: "İslam Şiddet Dinidir. Kuranın Her Yerinde Savaşlar Ve Öldür
Emirleri Doludur!" Aslında Bu Sadece Demagojidir. Kurânda (Yanlışım Olabilir,
Sizler Test Edin, Doğrulayın) Tam Tamına 50 Tane Savaşla İlgili Ayet
Geçmektedir. Savaş Konusuna Çok Fazla Girmemize Gerek Yok. Bu Ayetlerde Savaşın
Nasıl, Ne Şekilde Olacağı, Savaş Esnasında Da Nelere Dikkat Edimeli Gibi
Konular Yer Almaktadır. Bunu Geçelim. (Herhangi Bir Arama Moturundan 'Savaş'
Kelimesini Aratın.)
Serçe Parmağının Ucuna Bakarak Bir
İnsanın Resmini Çizmek Ne Kadar Yanlış Bir Sonuç Doğurursa, Bir Tek Ayetin
Sadece Mealine Bakarak Kur’an Hakkında Hüküm Vermek De En Az Onun Kadar Yanıltıcı
Olur. Bazı Yazarların Dillerine Doladıkları Ve İslam’ın
Evrenselliğine, Toleransına, Ondaki Engin Fikir Hürriyetine Perde Çekmek İçin
Yanlış Yorumladıkları Bir Ayet-İ Kerime Var:
“Onları
Bulduğunuz Yerde Öldürün. Sizi Yurtlarınızdan Çıkardıkları Gibi Siz De Onları
Çıkarın. Fitne Çıkarmak Adam Öldürmekten Daha Kötüdür…" (Bakara, 2/191) Konunun
Tahliline Geçmeden Önce Bazı Kur’an Hükümlerini Hatırlamak Gerekiyor. Ta Ki, Kur’anın
Gerçek Maksadı Anlaşılsın Ve Bu Ayetin De Gerçek Yorumu Ortaya Konulabilsin.
Konuyla
Yakından İlgili Bir Ayet-İ Kerime: “Dinde
İkrah (Zorlama) Yoktur. Doğruluk Sapıklıktan Cidden Ayrıldı…” (Bakara, 2/256) Bu
Ayetin Tefsirinde, Ayet-İ Kerimeye “Zorlama Denen Şey Dinde Yoktur.” Manası Da
Verilerek, “Sadece Dinî Konularda Değil, Hiçbir Konuda Zorlamaya İzin Yoktur.”
Denilmiştir.
Aynı
Gerçeği Ders Veren Bir Başka Ayet: “Eğer Rabbin Dileseydi
Yeryüzündekilerin Hepsi Elbette İman Ederlerdi. O Halde Sen, İnanmaları İçin
İnsanları Zorlayacak Mısın?” (Yûnus, 10/99)
Demek
Oluyor Ki, Peygamberlerin Görevi Ve Kur’anın Hedefi Hakkın Ve Hakikatin Tebliğ
Edilmesi, Duyurulmasıdır. İnsanlar Bu Dünyaya İmtihan İçin Gönderilmişlerdir. İmtihanın
Vazgeçilmez Bir Gereği De Kişinin Doğru Ve Yanlış Yoldan Birisini Kendi
İradesiyle Seçebilmesidir. Zorlama İradeyi Yok Edeceğinden İmtihanın Da Bir
Manası Kalmaz.
Bu
Manaya Kuvvet Veren Pek Çok Ayet Vardır: “Allah Dileseydi Onlar Şirk Koşamazlardı. Seni Onların
Üzerine Bekçi Kılmadık; Sen Onların Vekili De Değilsin.” (En’am, 6/107) “Peygambere
Düşen Görev Ancak Tebliğdir (Duyurmadır)."
(Mâide, 5/99) “Allah, Dileseydi Hepinizi
Bir Tek Ümmet Kılardı...” (Nahl, 16/93)
Bir
Başka Ayet-İ Kerimede Şu Hakikate Dikkat Çekilir: “Kim İnkâr Ederse Bilmelidir Ki, Allah Bütün
Alemlerden Ganidir (Müstağnidir).”(Âl-İ İmrân, 3/97) Yani, Allah, Yarattığı Ve Bizzat
Terbiye Ettiği Alemlerden Hiçbirinin Hiçbir Şeyine Muhtaç Değildir. Güneşin Işığına,
Ağacın Meyvesine, Rüzgarın Esmesine, Mevsimlerin Gelip Gitmesine, Canlıların
Görmesine, İşitmesine Muhtaç Olmadığı Gibi İnsanların İnanmalarına, Onu Tanımalarına,
Ona İbadet Etmelerine De Muhtaç Değildir.
Böyle Pek Çok Ayet-İ Kerime Olup Bunlardan Çıkan Hakikat ve Hikmet İle Ortak Sonuç Şudur: Allah’ın İnsanları İmana, İbadete Davet Etmesi Gibi, Müminlere Cihadı Emretmesi De Yine Onların Menfaati İçindir. Bu Mana Bütün Asırlar Ve Bütün İnsanlık Alemi İçin Geçerli Olmakla Birlikte, (Haklı Savaş – Haklı Savunma Kavramı Gibi ) Ayetlerin İlk Muhatabı Olan Sahabelere Ve Arap Yarımadasındaki İman-Küfür Mücadelesine Daha Çok Bakmaktadır.
Gelelim Asıl Noktaya. "Öldürün" Diye Geçen Ayet Sayısı Tam Tamına 10 Tane! Şimdi Bakalım, Bu 10 Tane Ayette Ne Deniyor? Beraber Bakalım.
1-) Bakara, 54: Mûsâ Kavmine Demişti Ki: “Ey Kavmim!
Şüphesiz Siz Buzağıyı (Tanrı) Edinmekle Kendinize Zulmettiniz. Onun İçin
Yaratanınıza Tövbe Edin De Nefislerinizi Öldürün. Öyle Yapmanız Yaratıcınızın Katında Sizin İçin Daha
İyidir; Böylece Allah Tövbenizi Kabul Etmiş Olur. Çünkü Acıyıp Tövbeleri Kabul
Eden Ancak O’dur”. Yani ; "Hani, Mûsa, Toplumuna Demişti Ki: "Ey Toplumum,
Buzağıyı Tanrı Edinmenizle Öz Benliklerinize Zulmettiniz. Hadi, Yaratıcınıza, Bâri'inize
Tövbe Edin; Egolarınızı Öldürün. Böyle Yapmanız
Yaratıcınız Katında Sizin İçin Daha İyidir; O Sizin Tövbelerinizi Kabul Eder.
Hiç Kuşkusuz O, Evet O, Tövbeleri Çok Kabul Edendir, Rahmeti Sonsuz Olandır."
Burada Görüldüğü
Üzere Egonun Öldürülmesi Konusunda Mecaz Bir Anlatım Mevcut.
Bakara, 190. Ayette İse "Sizinle Savaşanlara
Karşı Allah Yolunda Savaşın" Der, "Aşırıya Gitmeyin!" Der,
"Haksız Yere Saldırmayın/Savaşta Zulme Sapmayın" Der Ve "Allah Sınır
Tanımaz Azgınları Sevmiyor!" Diye Ekler. Şimdi, 191. Ayette De "Öldürün"
Kelimesi Geçiyor. Buradaki "Öldürün" Emrini Bilirsiniz, Müşriklerin
Azgınlık Çıkardığı Ve Durduk Yere Müslüman Kadın Ve Erkeklere, Çocuklara
Saldırdıkları İçin Savaş Artık Kaçınılmaz Oluyor (Ama Müslümanlara Bu Hususta
Müsaade Edilmemiş. Hicretten Önce, Şartlar Ne Olursa Olsun,
Müslümanların Müşriklerle Savaşmaları Yasaklanmış, Onlarla İlişkilerde Barışçı
Yöntemlerin İzlenmesi Emredilmişti. .. Buna Karşın ; Mekkeli,
Kafir Ateistler Tarafından Her Türlü Zulüm Yapılıyordu ! Çölde Kızgın Kayalar
Üzerlerine Konulup Elleri Bağlı Bir Şekilde Saatlerce Aç Susuz Bırakılıyor,
Kimi Müslüman Yakalanıp “Hür” Bile Olsa Kamçı İle Cezalandırılıyor) Ve Bazen Dayanılmayıp
Çarpışmaya Giriliyor Karşı Konuluyordu..
Savaşma İzni Çıkan
İlk Ayet İndikten Sonra Burada Savaştaki İzlenecek Usüller Belirtiliyor !
Öldürmek Değil!. :
Hicretten
Sonra Müslümanlar Kendi Devletlerini Kurup Siyasal Bağımsızlıklarına Kavuşunca,
Zamanla Ayrıntıları Belirlenen Bazı Şartlara Ve Kurallara Riayet Etmeleri Kaydıyla,
Savaşmalarına İzin Verilmiş Ve Gerektiğinde Emredilmiştir. Bu İznin İlk Kez Hac Sûresinin 39. Âyetiyle Verildiği Anlaşılmaktadır;
Ancak Konumuz Olan Âyeti De Bu Çerçevede Düşünmek Mümkündür. Âyette Özellikle
Savunma Amaçlı Savaşın Emredildiği Görülmektedir Ve İbn Atıyye’ye Göre (I, 262)
Bu, Savaşı Emreden İlk Âyettir.
Müfessirlerin Çoğunun Görüşüne Göre Âyetin “Aşırılığa Sapmayın; Allah Aşırılığa Sapanları Sevmez” Meâlindeki Bölümü Hem Haksız Saldırıyı Hem De Başlanmış Bir Savaşta Aşırı Gitmeyi, Gereksiz Kan Dökmeyi Ve Çevreye Zarar Vermeyi (Reşîd Rızâ, II, 208) Yasaklamaktadır. Nitekim Zemahşerî, Âyetin, Savaşı Başlatmayı Yani Savaş Çıkarmayı Yasakladığı Gibi, Başlamış Bir Savaşta Kadınların, Yaşlıların, Çocukların Ve Benzerlerinin Öldürülmesini, Anlaşmalı Bir Topluluğa Saldırılmasını, Baskın Saldırılar Düzenlenmesini De Yasakladığını İfade Etmiştir. Taberî’nin Aktardığı Bazı Rivayetlerde (II, 190) Din Adamları Ve Tek Taraflı Olarak Ateş Kesip Barış Teklifinde Bulunanlar Da Öldürülmesi Yasaklananlar İçinde Gösterilmiştir. Esasen Âyetin “Sizinle Savaşanlarla Siz De Allah Yolunda Savaşın” Şeklindeki İfadesinden, Sadece Fiilen Savaşa Katılanların Ve Savaşmayı Sürdürenlerin Öldürülebileceği Açıkça Anlaşılmaktadır.
Kaynak :Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 293-294
2-) Bakara, 191: "Onları Yakaladığınız Yerde Öldürün; Onların Sizi
Çıkardıkları Yerden Siz De Onları Çıkarın. Fitne/Baskı Ve Bozgunculuk, Öldürmekten
Daha Kötüdür. Mescid-İ Haram'da, Onlar Sizinle Çarpışmaya Girinceye Kadar Siz
De Onlarla Çarpışmaya Girmeyin. Eğer Sizinle Çarpışmaya Girerlerse Siz
De Onları Öldürün. İşte Böyle Verilir Küfre Sapanların Cezası!" Gördüğünüz
Gibi, 190 Ve 191. Ayetleri İnceleyince "Öldürün" Fetvasına İzin
Verilmesinin Ve Buna Bağlı Öldürmeye İzin Verilip Şarta Tabi Olmasıyla Beraber Usül
Ve Sınırlarının Çizildiğini Bu Ayette de Görüyorsunuz. Yoksa Yalancı Ve
İftiracı Ateist Ve Deistlerin İddia Ettiği Gibi Gidin Durdur Yere Kafirleri
Öldürün Yazmıyor !..
Önemine
Binaen Konuyu Bazı Yönleriyle Biraz Daha Açarak Tahlil Etmek Gerekirse: Ayet-i
Kerimenin Muhatabı Arap Müşrikleridir. “Ey Akıl Sahipleri! Kısasta Sizin İçin
Hayat Vardır.” (Bakara, 2/179)
Bu Ayetlerle Onları Öldürenleri
Öldürmeleri, Yurtlarından Çıkaranları Yurtlarından Çıkarmaları Emredilirken,
Fitnenin Adam Öldürmekten Daha Kötü Olduğu Da Ayrıca Vurgulanmıştır. Bir İnsanı Öldürmek Onun Bu Fani Dünya
Hayatından Faydalanmasına Son Vermek Demektir. Fitne Çıkarmak, İnsanları
Putlara Tapmaya Zorlamak İse Onları Ebedi Cehenneme Atmaktır. Bu İkincinin
Birinciden Çok Daha Kötü Olduğu Açıktır. Kaldı Ki Mekke Müşriklerindeki
Fitnenin Bir De Katillik Boyutu Vardır: Kızlarını Diri Diri Toprağa Gömmeleri
Ve Müminleri Öldürmek İçin Onlara Savaş Açmış Olmaları.
Aynı
Mananın İşlendiği Şu Ayet-İ Kerimeleri De Burada Takdim Edelim: İman Edenler Allah Yolunda Savaşırlar. İnkar Edenler
De Tağut Yolunda Savaşırlar. O Halde Şeytanın Dostlarına Karşı Savaşın. Çünkü Şeytanın
Hilesi Zayıftır.” (Nisa, 4/76) “Fitne Kalmayıncaya Ve Din Tamamen Allah’ın Oluncaya
Kadar, Onlarla Savaşın.” (Enfal, 8/39) Ayette Geçen “Onlar” Kelimesinden Kasıt
Müşriklerdir, “Fitne”Den Kasıt Da Allah’a Ortak Koşmaktır. “Fitne Ortadan
Kalkıp, Din Yalnız Allah’ın Oluncaya Kadar Onlarla Savaşın. Eğer Vazgeçerlerse
Bilin Ki Düşmanlık Ancak Zalimlere Karşıdır.” (Bakara, 2/193)
Son
Ayet Hakkında Yapılan Tefsirlerden Çok Önemli Gördüğüm İki Hususu Nakletmek
İsterim:
“Bu Ayetin
Sebeb-İ Nüzulü, Ehl-İ Mekke’nin Müminlere Eza Eyleyerek İrtidatlarını (İslam Dininden
Dönmelerini) Teklif Ve Israr Etmeleridir.
Şu Halde Mana-Yı Nazım, “Siz Müşrikleri Katledin Ki Onlara Galebe Edesiniz
Ve ... İrtidat Fitnesi Kalmasın. Ve Ezalarından Kurtulmak İçin Onlarla Kıtal
Etmelisiniz. Ta Ki, Şirk Ortadan Kalksın, Din-İ Tevhid Onun Yerine İkame
Olsun." (Konyalı M.Vehbi Ef. 1-2/331) Fitnenin Ortadan Kalkması İçin Savaş
Emredilirken Bir Başka Ayet-İ Kerime İle De Şu Sınırlamalar Getirilmiştir: “Sizinle Savaşanlarla Allah Yolunda Savaşın. Fakat
Haddi Aşmayın. Çünkü Allah Haddi Aşanları Sevmez.” (Bakara, 2/190)
Savaş,
Allah Yolunda Olacaktır; Toprak İstilası, Ganimet Elde
Etme, Köle Kazanma Gibi Bir Menfaat İçin Yapılan Savaşlar “Cihat” Özelliği
Taşımazlar. İkinci Bir
Kayıt Olarak Da “Haddi Aşmama” Getirilmiştir. Suçluya Hak Ettiğinden Daha Fazla
Ceza Vermek De Bir Nevi Zulümdür; İşkence Etmek, Organlarını Kesmek Gibi.
3-) Nisa, 66: "Eğer Onlar Üzerine, "Kendinizi Öldürün Yahut
Yurtlarınızdan Çıkın!" Diye Yazmış Olsaydık, İçlerinden Pek Azı Hariç, Bunu
Yapmazlardı. Ama Onlar Kendilerine Öğütleneni Yapsalardı, Onlar İçin Hem Daha
Hayırlı Olurdu Hem De Ömürlü Olmaları Bakımından Daha Yarayışlı."
Bu Ayette De Allah, Bir
Örneklendirme Yaparak Belirli Bir Kesimin Tam Olarak İman Etmediğini Vurguluyor.
Fiziksel Olarak Bir Öldürme Emri Veya Öldürme Durumu Söz Konusu Değil.
4 Ve 5-) Nisa, 89-91: "Onlarla Eşitlenesiniz Diye Kendilerinin Küfre Saptığı
Gibi Küfre Sapmanızı İstediler. O Halde, Allah Yolunda Göç Edecekleri Vakte
Kadar Onlardan Dostlar Edinmeyin. Eğer Yüz Çevirirlerse Onları Yakalayın Ve Bulduğunuz
Yerde Öldürün. Bir Daha Da Onlardan Ne Dost Edinin Ne De Yardımcı."
Bu Ayete Direkt Girmeden Önce,
Bu Ayette Kimden Bahsediliyor? Tabii Ki Münafıklardan. Nisa, 88'den Bu Durum
Anlaşılmaktadır. Münafıklar, 89. Ayette De Belirtildiği Üzere Münafıklar, Müslümanları
da Kendi Oluşturdukları Din Algısına Yani Küfre Zorla Saptırmak İstiyorlar.
Yani Bir Nevi Ajanlık Faaliyeti Yürütüp İbn-i Sebe Ve Şianın Ortaya Çıkmasında
Olduğu Gibi Sureti Haktan Görünüp Sonra Müslümanların İçinde Fitne Çıkaranlardan
Bahsediyor Ve Onlarla Bi Süre Muhabbet Etmeyin Diyor Allah, Eğer Hala Zorbalıkta Devam Eder, Bu Tutumunuza Karşı Yüz
Çevirirlerse Onları Öldürün Diyor. Durun
Bitmedi! Nisa Suresi 90 Ve 91. Ayetlerde İse Şöyle Diyor Allah:
"Ancak Sizinle Aralarında Antlaşma Olan Bir Topluma
Sığınanlarla, Kendi Toplumlarıyla Yahut Sizinle Savaşma Konusunda Yürekleri
Yetersiz Kalıp Da Size Gelenlere Dokunmayın. Allah Dileseydi Onları Elbette
Sizin Üstünüze Salardı, Onlar Da Sizinle Mutlaka Savaşırlardı. O Halde, Sizden
Uzak Durur, Sizinle Savaşmaz, Size Barış Eli Uzatırlarsa, Artık Allah Size, Üzerlerine
Gitmek İçin Bir Yol Vermemiştir."
"Diğer Bazılarını Da Bulacaksınız Ki, Hem Sizden
Emin Olmak Hem De Kendi Toplumlarından Emin Olmak İsterler. Ama Fitneyle Yüz
Yüze Getirildiklerinde Baş Aşağı İçine Dalarlar. Bunlar Sizden Uzak Durmazlar, Sizinle
Barışa Gitmezler Ve Ellerini Sizden Çekmezlerse Onları Yakalayın, Tuttuğunuz
Yerde Öldürün. İşte Böylelerinin Üstüne Gitmeniz İçin Size Açık Bir İzin Ve
Kuvvet Verilmiştir." Yani Görüldüğü
Üzere "Öldürün"
Emiri Birçok Gerekçeye Bağlı. Haksız Bir Şekilde Asla Ve Asla "Öldürme"Ye
İzin Verilmemektedir.
6-) Tevbe, 5: "O Haram Aylar Çıktığında Artık Müşrikleri, Kendilerini
Bulduğunuz Yerde Öldürün. Yakalayın Onları, Kuşatın Onları, Tüm Geçit
Noktalarını Tıkayın Onların. Bunun Ardından Tövbe Eder, Namazı Gereğince Kılar,
Zekâtı Verirlerse, Yollarını Açın Onların. Kesin Olan Şu Ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir."
Bu Ayeti Kerime de, Müşrikler İle Bir Antlaşma Yapılıyor. (Tevbe, 1) Müşrikler, Bu Antlaşmaya Uymayıp Dine Saldırmaya Başlıyorlar.
( Antlaşmalarından Sonra Yeminlerini Bozar Ve Dininize Saldırırlarsa, Küfrün Önderlerine Karşı Savaşınız! Çünkü Onların Yeminleri Yoktur. Böyle Yaparsanız
Umulur Ki Yaptıklarına Son Verirler. Tevbe, 12. Ateti Kerime ) İle Allah, "Yeminlerini
Bozanlara Karşı "Bu İşin Ele
Başlarını Öldürün" Demektedir. Eğer,
Bu Müşriklerin Saldırısına Hiçbir Şey Yapmaz İseler, Canları, Dinleri Ve Eşleri
Ve Hatta O Yöre Tehlikeye Girecek. Allah İse, Tevbe:13. Ayette;
"Yeminlerini Bozan,
Resulü Yurdundan Çıkarmaya Gayret Eden Bir Topluluğa Karşı Savaşmayacak Mısınız?
Üstelik Size Saldırıyı İlkin Onlar Başlattı.
Korkuyor Musunuz Onlardan? Eğer Mümin
Kişilerseniz, Kendisinden Korkmanıza En Layık Olan, Allah’tır." Demektedir. Görüleceği Üzere Burada Da Savaşmaktan
Yana Olmayan Müslümanlara Can Emniyeti İçin “Size” Saldıran Kafir Ateistlerle
Savaşın Diyor Allah. Umarım Meseleyi İyi Anlamışsınızdır?
Konunun
Doğru Yorumlanması İçin Tövbe Suresinin İlk Ayetlerinin De Yine Doğru
Anlaşılması Büyük Önem Arz Ediyor: “Bu Bir Ayrılık İhtarıdır! Allah Ve Resulü Tarafından
Kendileriyle Muahede Yapmış Olduğunuz Müşriklere. Artık Yeryüzünde Dört Ay
Dolaşınız. Ve Biliniz Ki, Şüphe Yok Ki, Allah’ı Aciz Bırakacak Değilsiniz. Ve Muhakkak
Ki, Allah Kâfirleri Zelil Kılıcıdır.” (Tevbe, 9/1, 2)
Bu Ayetler, Verdikleri Sözlerinde
Durmayan Müşrikler İle Yapılmış Olan Anlaşmaların Feshedildiğini Bildirir. Ve Kendilerine
Dört Ay Mühlet Verilen O İslam Düşmanlarının Hüsrana Uğrayacaklarını İhtar
Eder. Bir Sonraki Ayette Müşrikler Tövbe Etmeye Çağrılır, Aksi Hale
Acıklı Bir Azaba Uğrayacakları Haber Verilir. Beşinci Ayette İse “Artık Haram
Aylar Çıkınca O (Muahede Hükmüne Riayet Etmeyen) Müşrikleri Nerede Bulursanız
Öldürünüz…" Emri Verilir. Altıncı Ayette, Anlaşma Süresi Bitmiş
Olsa Bile, O Müşriklerden Kim Eman Dilerse, Ona Eman Verilmesi İfade Edilir Ve
Şöyle Devam Edilir: “Ta Ki, Allah’ın Kelamını Dinlesin. Sonra (İman Etmese De)
Onu Emin Bulunduğu Mahalle Ulaştır. Çünkü Onlar Şüphe Yok Ki Bilmez Bir
Kavimdir.”
Bu Ayet-İ Kerimeler Son Nazil Olan
Ayetlerdendir. Artık Müslümanlar Galip Gelmişler, Müşriklere Ya İman Etmeleri
Yahut Harbe Razı Olmaları Tebliğ Edilmiş, Kendilerine İnanmaları (Yahut Göç
Etmeleri) İçin Dört Ay Gibi Uzun Bir Süre Tanınmış Ve Allah Resulü (Asm.) “Arap
Yarımadasında Artık İki Dinin Olamayacağını” Açıkça İlan Etmiştir.
Bu Ayetin Ve Hadisin Kendilerine Tebliğ
Edildiği Kişiler, Yirmi Seneyi Aşkın Bir Süre İslam’ın Nurunu Söndürmeye
Çalışmış, Müslümanları Yurtlarından Uzaklaştırmış, Onları Göç Ettikleri Medine’de
De Rahat Bırakmayıp Medine’ye Kadar Gelerek Onların Hayatlarına Kast Etmek
İstemiş, Şirk Yolunda Nice Ölüler Vermiş, Nice Sahabeleri Şehit Etmiş İnatçı,
Bir Bakıma İdealist Ve Kararlı Müşriklerdir. Buna Rağmen Kendileriyle Anlaşma
Yapılmış, Sulh İçinde Yaşama Yolu Denenmiştir. Bu Anlaşmaları Bozan Taraf (İki
Kabile Dışında) Hep Müşrikler Olmuşlardır. Süre Dolduğunda Bu İşin De Sona
Ereceği Açıkça Haber Verilmiştir. Artık Gönüllere Ya Tevhit İnancı Hakim
Olacak, Yahut Putperestlik Hüküm Sürecektir. Bu İşe Bir Son Verme Zamanı
Gelmiştir.
Müslümanlar Galip Hale Gelmelerine Rağmen Karşı Tarafa Süre Tanınmış, Onlardan Eman Dileyip İslam’ı Tanımak Ve Öğrenmek İsteyenlere Eman Verilmiş, İnanmasalar Da Hemen Öldürülmeyip Yurtlarına Emniyet İçine Dönmeleri Sağlanmıştır. Kaldı Ki Ayetin Sonunda Müşrikleri Acıklı Bir Sonun Beklediği Bildirilmekle, Kendileri Son Bir Kez Daha İkaz Edilmiştir.
7-) Bir Diğer "Öldürün" Diye
Bildiren Ayeti De 5. Maddede Açıkladım.
8-) Yusuf, 9: "Yûsuf'u Öldürün Yahut Bir Yere Götürüp Atın Ki, Babanızın
İlgisi Yalnız Size Yönelsin Ve Bunun Ardından Barışcıl Ve Hayırsever Bir
Topluluk Haline Gelesiniz."
Yusuf Ve Kardeşini Babası Daha
Çok Sevgi Gösteriyor. Bunun Üzerine Kardeşlerine Fikir Veren Biri "Onu Öldürün
Ya Da Bir Yere Götürüp Atın" Diyor. Burada Da Görüldüğü Üzere "Öldürmek"
Fiili Boşa Çıkıyor, Çünkü Yusuf Öldürülmüyor. Yani, Müslümanların Durduk Yere X
Topluluğunu Ya Da Y Kişisini Öldürün Diye Bir Emir Yok.
9-) Ankebut, 24: " (Kafir Ateist) Toplumunun İbrahim'e Cevabı Sadece
Şunu Söylemeleri Oldu: "Bunu Öldürün, Yahut
Yakın!" Ama Allah Onu Ateşten
Kurtardı. İnanan Bir Toplum İçin Bunda Elbette İbretler Vardır." İbrahim Peygamberimiz,
Kavmine "Tevhid"i Tebliğ Ettiğinde Birçok Kısım Onu Yalanlıyor. Daha Sonra
Da İbrahim Peygamber İçin "Öldürün Ya Da Yakın" Diyorlar. Burada Da "Öldürme"
Fiili Yok, Çünkü İbrahim Peygamberi Yakmaya Çalışan Ve Onu Öldürmek İsteyen Kafirler Olup Ancak Allah'ın
İradesiyle Bu İş Olmuyor.
10-) Mümin, 25: "Mûsa, Katımızdan Hakkı Onlara Getirince, Şöyle
Dediler: "Onunla Beraber İman Edenlerin Erkek Çocuklarını Öldürün, Kadınlarını
Sağ Bırakın!" Ama İnkârcıların Tuzağı Hep Boşa Çıkmıştır." Burada, Musa
Peygamberimizi Yalanlayanlar "Onu Ve Ona İnanan Erkek Çocuklarını Öldürün
Ve Kadınlarını Sağ Bırakın!" Diyorlar. Fakat Yine De Allah'ın İradesi İle
Bu İş Gerçekleşmiyor.
Görüldüğü Üzere, "Öldürün"
Diye Geçen Toplam 10 Ayette Fiziksel Olarak Savaş İçerisinde Bildirilen Fiili "Öldürün"
Emri Tam Tamına 5 Tane Ayette Geçmektedir! Öldürülen Kişileri De Zaten Yazdığım Yazı Da Belirttim. Müşrikler
Ve Münafıklar. Bu Kişiler, Antlaşmalara Uymayıp, Azgınlık Taslayıp Müslümanlara
Savaş Açtıkları İçin Doğal Olarak Müslümanlarda Savaş Açıyor. Böylelikle Onları
Öldürüyorlar. Diğer Ayetlerde İse Mecaz Ve Nefisleri Öldürme Konusunda Bildiriler
Vardır.
Kurânda, Besmele De Dahil 6348
Ayet Vardır. Dolayısı İle Ateistlerin, "Kurân Şiddet Dinidir. Her Yerinde
Öldür, Kes, Biç Ayetleri Dolu." İfadesinin Bir Yalan Ve İftira Olduğu
Ortaya Çıkıyor.. 6348 Ayette, Fiziksel Olarak Tam 4 Tane Ayet! Gerçekten, Ne
Kadar Da Şiddet Ve Kan Diniymiş Be?!
Allah’ın Varlığını İslam’ın Hak
Olduğunu Peygamberimizin Nübüvetini Ve Mucizeleri Kabul Etmek Başkadır ! Kabul
Etmemek Başkadır , Ama Yalan Ve İftira İle Gerçekleri Çarpıtmak Bütün Bütün
Başkadır !.. Tuhaf Olan Şey İse:Bu
Esasen Aslında Tipik Bir Ateist Ve Deist Davranışıdır , Şöyle ki; Önce Hususen
Tamamen Taraflı Ve Yanlı Bir Şekilde Bahusus Peşin Hükümlü Olarak Allah’a ,
Kur’an-ı Kerime Ve İslam’a, Ve Peygamberlere Bakıyorlar. Sonra ; Aynı
Nazarla ,Önce Kendi Hayal Alemlerinde Saçma Sapan Bir Allah
, Kur’an , İslam Ve Peygamber İle İlgili Bir Felsefe Oluşturuyor. Yetmiyor Bu Felsefeyi Kendi Yalanları İle
Besleyip Büyütüyor Büyütüyor En Sonunda da Yalan Ve İftira Obezi Oluyorlar. Ama
Daha İlginci ,Ondan Sonra Kendi Yalanlarına Kendilerini de İnandırıyorlar. Ve
Gelinen Noktada Kendi Uydurdukları Kendi Yalanlarını ,Gene Kendileri Akla
Mantığa Uymuyor Deyip, Kendi Kendilerine Eleştiriyor Ve İnkar Ediyorlar
!.. Oysa ki Onların Bu Uydurduğu Tanrılarına Ve Din’e Bizde İman
Etmiyor. Uydurdukları Dine Bizde İnanmıyoruz…
Kurânda Ne Kadar Savaş Ve Ölüm
Geçen Ayet Varsa Hükmü Şu Ayete Bağlıdır:
"Kendilerine
Savaş Açılanlara Savaşma İzni Verilmiştir. Çünkü Onlar Zulme Uğratıldılar. Allah
Onlara Yardıma Elbette Kadirdir." Hac, 39: Ayeti Kerime.
Şu Nokta Çok Önemlidir: Mekke Ve Çevresinin
Müşrikleri Başka Beldelerdekinden Çok Farklıydı. Bunlar Sadece Batıl
İnançlarını Kendi Halleriyle Yaşamakla Kalmıyor, Beldelerinde Doğan Tevhid
Nurunu Söndürmeyi Kendilerince Kutsî Bir İdeal Olarak Benimsiyor, Bu Uğurda
Canlarını Ve Başlarını Ortaya Koyuyorlardı. (Yani
Mekke’de ki Kafir Ateistler İnanç Özgürlüğüne Düşünce Özgürlüğüne Fikir
Özgürlüğüne İfade Özürlüğüne Doğrudan Karşıydılar !) Artık, İki Şıktan Başka Bir Seçenek
Görünmüyordu Ortada. Ya Tevhid İnancı Galip Gelecek, İnsanlık Alemine Kur’anın Nuru
Ulaştırılacak, Yahut İnsanların Kalplerini Batıl İnançlar Zaptedecekti. Başka Bir
İfadeyle, İnsanlara Ya Cennetin Yolu Gösterilecek, Yahut Cehenneme Akış Devam
Edecekti.
Kur’an'ın O Dönemin Müşrikleri Hakkındaki
Şiddet Ayetlerine Bu Gözle Bakmak Gerekir. Mesele Sadece Birkaç Müşrikle
Mücadele Değil, Top Yekun Şirk İnancıyla Ve Onu Temsil Eden, Onu Korumak
İsteyenlerle Mücadeledir. Nitekim, Kur’anın Mekke Müşrikleri Hakkındaki
Şiddetli Beyanlarını, Yine Bir Nevi Şirk İnancını Taşıyan Başka Kavimlere
Karşı Sürdürmediğini Görüyoruz. Teslis İnancına Sahip Hıristiyanlar Ve Diğer
Ehl-İ Kitap Hakkındaki İfadeler Hiç De Öyle Şiddetli Değil. “Ehl-İ
Kitapla Ancak En Güzel Şekilde Mücadele Edin; İçlerinden Zulmedenler Müstesna. Ve
Deyin Ki, ‘Hem Bize İndirilene, Hem De Size İndirilene İnandık. Bizim İlahımız
Da Sizin İlahınız Da Birdir Ve Biz Ona Teslim Olmuşuzdur.'” (Ankebût, 29/46)