13.Soru; Ömer, Muhammed'in Çok Sevdiği Kızı Fatıma'yı Öldürüyor Ve Sonrasında Fatıma'nın 10 Yaşındaki Kızı Ümmü Gülsüm İle Evlenip 2 Çocuk Yapıyor..Bu Kişiyi Müslümanların Öve Öve Anlatması Delilik Değil Midir


El Cevap: Bu Bir Soru Değil. Aksine Bir İtham !... Hz Ömer Hz. Fatıma Annemizi Asla Öldürmemiştir. Bu Bir Yalandır !... Bir İftiradır !... Ateist Ve Deistlerin Burada Her Zaman ki Gibi Adetten Yapa Geldikleri  Davranış Kalınıdır !... Şöyle ki; Önce Peşin Hükümlü Olarak Allah’a , Kur’an-ı Kerime Ve İslam’a, Ve Peygamberlerine Bakıyorlar. Sonra ; Önce Kendi Hayal Alemlerinde Bir Felsefe Oluşturuyor, Sonra Bu Felsefeyi Kendi Yalanları İle Besleyip Büyütüyor , Daha Sonra Kendi Yalanlarına Kendilerini İnandırıyorlar. Sonra Kendi Uydurdukları Kendi Yalanlarını Gene Kendileri Akla Mantığa Uymuyor Deyip Kendi Kendilerine Eleştiriyor Ve İnkar Ediyorlar !.. Oysa ki Onların Bu Uydurduğu Allah’a Bizde İman Etmiyor Uydurdukları Bu İslam’a Bizde İnanmıyoruz.  Bu Sefer Bunu Biraz Daha İleri Götürüp Hiçbir Ehl-i Sünnet Alimin Kabul Etmediği Geçmişin Ateistlerinin Deistlerinin Veya Batı Ve Yahudilerin Fitnesi Olan Şia Kaynakları Üzerinden Uydurulan Yalanlarla İftiralarla Hz. Ömer R.a Saldırıyorlar !...

Peki Hz Ömer R.a Kimdir ?

Hz Ömer Ra’nın Almış Olduğu Karar Üzerine Onu Tastik Sadedinde Allah 10 Ayet İndirmiştir !... Bu da Hz. Ömer R.a’nın Görüşlerinin Ve Fikirlerinin Allah’ın Rızasına Ne Kadar Uygun Düştüğünü Kanıtlar. Bunlar

1) Makam­I İbrahim'in Namazgah Edinilmesi. 2) Ezvâc­I Tâhirâtın Tesettüre Bürünmesi 3) Ezvâc­I Tâhirâtın Kıskançlık Adına Birleşmeleri Üzere "O'nun Rabbi Sizleri Boşar Ve Sizden Daha Hayırlı Zevcelerle Değiştirir." Demesi Ve Aynı Çizgide Ayetin Gelmesi. (Buharî, Salât, 32; Müslim, Fedâilü's­Sahabe, 24)  

4) Bedir Esirlerine Ne Yapılacağı Hakkında, İstişare Esnasında Arz Ettiği Görüşü. (Enfal, 8/67)  5) Meşhur Münafık Abdullah B. Übeyy B. Selul Üzerine, Hz. Peygamber'in Cenaze Namazı Kılmamasını İstemesi. (Tevbe, 9/84)  6) İçki Hakkında Kesin Ve Net Bir Hükmün Gelmesini İstemesi. (Mâide, 5/90)  7) İnsanın Yaratılışını Anlatan Ayeti İlk Defa Dinlerken Allah'ın Kudretine Hayranlığın İfadesi Olarak Kendinden Geçip, Ayetin Fezlekesini Aynen Söylemesi. (Mü'minun, 23/14)

8) İfk Hadisesinde Kendisi İle İstişare Eden Hz. Peygamber (Asv)'E Bunun Bir İftira Olduğunu Söylemesi Ve Aynı İfadelerle Ayetin Nüzulü. (Nur, 24/16)  9) Hz. Peygamber (Asv)'İn Hükmüne Razı Olmayan Kişiyi Öldürmesi, Bunun Üzerine Hz. Ömer'in Haklılığına Delâlet Eden Ayetin İnmesi. (Nisa, 4/65)  10) Cibril'e "Bizim Düşmanımızdır." Diyen Yahudilere Karşı Hz. Ömer'in Söylediği Aynı Sözlerle Ayetin Nazil Oluşu. (Bakara, 2/98)

İşte Hz Ömer R.A Böyle Bir Sahabe Böyle Bir Müslümandır !... İşte Bu Sebeple de “Hak İle Bâtılı Ayırt Eden Mânâsına "Faruk" Unvanının Sahibi Hz. Ömer (Ra)”, Peygamberâne Kabiliyetlerle Donatılmış Lisanına Hakkın Konulduğu Mülhemun'dan Bir Zat İdi!.. Daha Müslüman Olmadan Önce Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem Tarafından Duası İle İslam’ı desteklemesi İçin Allah’tan Müslüman Olması İçin Talep Edilmiş Bir Sahabedir !...

Elbette Bu Mantık, Bu Basiret Ve Bu Firasete Sahip İnsanın Hayatı Da Biteviye Bir Hayat Yaşayan Düz İnsanların İdrak Sınırlarını Aşacak Olağanüstülüklerle Doluydu. Bu Hakikate İşaretle Abdullah B. Mes'ud Diyor Ki: "Şüphesiz Ömer Hepimizden Daha Çok Allah'ı Tanıyan, Hepimizden Daha Çok Allah'ın Kitabını Okuyan Ve Bilen Kimse İdi." Hz. Huzeyfe İse, "Bize Öyle Geliyor Ki, Bütün İnsanların Bilgisi Sanki Ömer'in Kafasında Saklıdır." Der. Evet, Cevher Kadrini Bilen Cevherfürûşânların Değerlendirmeleri Bunlar. Bu Kervana Hz. Ali (Ra) De Bir Dua İle Katılır. Ramazan'da Mescidin Kandillerle Parıl Parıl Parıldadığını Ve Halkın Kur'ân Okuduğunu Gören Hz. Ali (Ra) "Ey Hattaboğlu Sen Allah'ın Evlerini Nasıl Işıklandırdınsa, Allah Da Senin Kabrini Işıklandırsın." Der.  Hz. Ebu Bekr Ve Hz. Ömer Hakkında İbnu Abbas: Hz. Peygamber (Aleyissalâtu Vesselâm)'İn "İki Havarisi Ve İki Veziri" Olarak Tavsif Eder (İbnu Kesir, Tefsir, 3, 143). İfadesini Kullanır.

Resulullah (Aleyissalâtu Vesselâm)'In Devlet İşlerinin Yürütülmesinde Bu İki Zata Ne Kadar Ehemmiyet Verdiğini: "Ebu Bekr Ve Ömer Benim Nazarımda, Bir Baş İçin Göz Ve Kulak Mesabesindedir." Hadisinden Anlayabiliriz.( Münavi, Feyzu'l-Kadir 1, 189) Hz. Peygamber (Asv) Bu Kulak Ve Göz Gibi Kıymetli Tuttuğu Müşavirlerin Görüşlerini Ne Kadar Üstün Tuttuğunu, "Ebu Bekr Ve Ömer İstişare Sırasında Bir Meselede İttifak Edip Birleştiler Mi Asla İtiraz Etmem" Sözüyle İfade Eder (Heysemi, Mecmeu’z-Zevaid, 9, 53) Hz. Peygamber (Asv)'İn "İkinizle Beni Takviye Eden Allah'a Hamd Olsun." Dediği De Rivayetler Arasında Gelmiştir. (Usdü'l-Gabe, 6, 10.)

Hz. Ömer (Ra) İçin Oğlu Abdullah: "Ömer'in Birşey İçin: "Zannederim Bu Şöyle Olmalıdır" Deyip De Onun Zannettiği Şekilde Hasıl Olmadığı Vaki Değildir." Der.( Buhari, Menakıb 35) Yine Abdullah İbnu Ömer'in İfadesiyle Ortaya Çıkan Bir Meselede Herkes Bir Görüş Beyan Ederken Hz. Ömer Bir Başka Görüş Beyan Edecek Olsa Meseleyle Alâkalı Olarak Gelen Ayet Her Seferinde Hz. Ömer'i Te'yid Etmiştir (İbnu Hacer, Fethu'l-Bari, Kahire, 1959, 2, 51).

O Yüzden Bu İftiraya Yalana Cevap Mübde-i’nin Kendisine Aittir ! Mübde-i İddiasını İspatla Mükelleftir !... Bu Yüzden Biz Meselenin Doğrusunu Anlatalım İnşaAllah…

Soru Detayını Şu Şekilde Düzenlersek Bu Mesele İle İlgili İddia Edilen Hadis’i :

- El-Milel Ve’n-Nihal Adlı Kitap Şehristani (Tarihci) Ve Nazzam (V. 231/845) Kimdir?

- Bu Şahıslar Hakkında Ehli Sünnet’in Görüşü Nelerdir, Kaynakları Eserleri Güvenilir Midir?

 Mesela Özellikle Bu İfadelerde Hakikat Payı Ve Sıhhati Ne Kadardır:

- Büyük Sünni Alimlerden Şehristani İse "El-Milel-U Ven-Nihel" Kitabında Bu Rivayeti Kendi Adına Nakletmeğe Cesaret Edememiş Ve Mutezile Alimlerinden Nazzam'ın Görüşü Olarak Nakletmiştir! Evet Şehristani Diyor Ki, Nazzam Şöyle Diyordu:

"Ömer, Biat Gününde Fâtıma'nın Karnına Vurdu. O Da Bunun Etkisiyle Karnındaki Çocuğunu mu Düşürdü Ve Öldü mü? "

Değerli Kardeşimiz, Soruda Yer Alan Konulara Maddeler Halinde Cevap Vermek İstersek:

1. Şehristani (Muhammed B. Abdulkerim) 548/1153’te Vefat Eden, Bazılarına Göre Orta Çağ’ın En Büyük Filozoflarından Olan Müslüman Bir İlim Adamıdır. Dinî Kişilik Olarak; Batınîlik Ve İtikat Bozukluğu İle Suçlanır. Şiiliğe Ve İsmaililiğe Meyilli Bir Şahsiyet Olduğu Söylenir. Şiilik Ve İsmaililiğe Temayülü İle Birlikte, İbn-İ Teymiyye’ye Göre Bazen Eş’ari De Görünebilmektedir.(1)

Ancak Ne İlginçtir Ki Şehristani Bu İddiayı Desteklemek İçin Değil, Tam Tersine Yalanlamak Ve Çirkinliğini Göstermek İçin Kitabına Almıştır. Şehristani’nin Bu Kitabında, Nezzam'ın Yanlışlarını Saydığı Yerde Yaptığı Açıklamalar Şöyledir:

“On Birinci Mesele: (Nezzam’ın) Rafizî Düşünceye Yatkınlığıdır. Sahabenin Büyükleri Hakkında Akıl Almaz Sözler Söylemiştir. Ona Göre İmamet Ancak Açık Nass Ve Tayin İle Belirlenebilir. Ali'nin (Radıyallahu Anh) İmameti De Bizzat Allah Resûlü'nün (Sallallâhu Aleyhi Ve Sellem) Nassı İle Sabit Olmuş, Ama Ömer (Radıyallahu Anh) Bunu Gizlemiştir…”

“En-Nazzâm İftiralarında Daha Da İleri Giderek Şunu İddia Etmiştir: Ömer (Radıyallahu Anh) Biat Günü Fâtıma'nın (Radıyallahu Anh) Karnına Öyle Sert Vurdu Ki, Karnındaki Bebeğini Düşürmesine Neden Oldu. Bir Yandan Da Şöyle Bağırıyordu: 'Evini İçindekilerle Birlikte Yakın!' O Anda Evde Ali (Radıyallahu Anh), Fâtıma (Radıyallahu Anha), Hasan (Radıyallahu Anh) Ve Hüseyin'den (Radıyallahu Anh) Başkası Yoktu...” Nezzam'ın Fikirlerinin Eleştirildiği Bu Açıklamadan, Nezzam'ın Fikirlerine Destek Çıktığı Yargısına Varılmış Ve Böylece Şehristani De Bu Olayı Sanki Kabul Edenlerden Gibi Gösterilmeye Çalışılmıştır.

2. Hatırlayalım Ki; Hz. Ali, Ehl-İ Sünnet Hadisçilerine Göre, Kendisi Ve Kendisini İlgilendiren Konularda, Şiiliğe Destek Verme Bakımından Hakkında En Çok Hadis Uydurulan Sahabelerden Birisidir. Bu Açıdan Bazı Kimselerin Hz. Ali Ve Ailesi Hakkında Zihniyetlerine Uygun Hadisler Uydurmaları Veya Uydurulan Mevzu Hadisleri Kitaplarına Almaları Son Derece Normaldir. Bu Ve Benzerleri Hakkında Beklenmedik Şeyler Değildir. Muhassin B. Ali Olayı Da Bunlardan Biri Olmalıdır.

3. Bu Tür Uydurma Rivayetler Ve Dedikodular Sadece Şia Ve Taraftarlarının Eserlerine Değil Başka Tarih Kitaplarına Da Girmiştir.(2)

4. Hz. Ömer’in Hz. Ebu Bekir’e Biat Gününde, Hz. Fatıma’nın, Yani Hz. Ali’nin Evine Gidip Hz. Fatıma’yı Evin Kapısı İle Duvar Arasına Sıkıştırması, Onun Karnına Tekme Atması Veya Yumruk Vurması Ve Bu Sebeple Hz. Hasan Ve Hüseyin’den Sonra Dünyaya Gelecek Üçüncü Çocuğu Muhsin (Muhassin)İ Düşürmesi Uydurması Da Bunlardan Biridir.

5. Oysa Ahmed B. Hanbel’in Müsned’inde Kaydettiği Üzere; Hz. Ali’nin Hz. Fatıma’dan Olma Üçüncü Oğlu Normal Doğumla Dünyaya Gelmiş, Hz. Ali Ona Da İlk İki Çocuğuna Vermek İstediği “Harb” Adını Koymak İstemiş, Fakat Hz. Peygamber Torunlarından İlk İkisine “Hasan Ve Hüseyin” Adlarını Verdiği Gibi, Bu Torununa Da “Muhsin (Muhassin)” Adını Vermiş Ve Bu Çocuk Küçük Yaşta Vefat Etmiştir.(3) Özetle, Bir Düşük Söz Konusu Değildir.

Hz. Ali’nin Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Ve Muhassin Konusunda Anlattıkları; Bizzat Hz. Ali, Hasan, Hüseyin Ve Muhsin / Muhassin Adlı Oğullarının Doğumları Ve İsimlendirilmeleri Konusunda Şunları Söyler:

“Ben Harbi, Darbı Sever Bir Adamdım.(4) Hasan Doğduğu Zaman Ona 'Harb' İsmini Koymuştum. Rasulullah Aleyhissalatü Vesselam Geldi 'Gösterin Oğlumu.' (Dedi). Bana 'Ne İsim Koydunuz Ona?' Diye Sordu. 'Harb İsmini Koydum.' Dedim. 'Hayır, O Hasan’dır.' Buyurdu." "Hüseyin Doğduğu Zaman Da Yine Ona 'Harb' İsmini Koydum. Rasulullah Aleyhissalatü Vesselam Geldi: 'Gösteriniz Oğlumu Bana! Ne İsim Koydunuz Ona?' Buyurdu. 'Harb İsmini Koydum.' Dedim. 'Hayır O Hüseyin’dir.' Buyurdu."

"Üçüncü Oğlum Doğduğu Zaman, Yine Ona 'Harb' İsmini Koydum. Rasulullah Aleyhissalatü Vesselam Geldi: 'Gösteriniz Oğlumu Bana! Ne İsim Koydunuz Ona?' Buyurdu. 'Harb İsmini Koydum.' Dedim. 'Hayır O Muhassin’dir.' Buyurdu." "Sonra Da: 'Ben, Bunlara, Harun Aleyhisselamın Oğulları Olan Şebber, Şebir, Muşebbir’in İsimlerini Koydum.' Buyurdu.”(5)

Olayın Farklı Yönlerle Ele Alınması; Muhsin’in Hz. Ömer Sebebiyle Düşük Olarak Doğduğu Dedikodusu Ve İftirasını Başka Açılardan Ele Aldığımızda Da Bunun Gerçeklere Aykırı Olduğu Ortaya Çıkar:

- Bu Uydurmanın Ve Dedikodunun Sağlam Bir Senedi Söz Konusu Değildir.

- Şehrisitani Açısından Konuya Bakarsak, Nazzam’ın Böyle Söylediğini Aktarmak Ve Tenkit Etmek İçin Eserine Almıştır.

- Hem, Böyle Bir Olay Ve Çocuk Düşürme Söz Konusu Olsaydı, Başta Hz. Ali, Hanımı Hz. Fatıma, Hilafet Konusunda Hz. Ali’yi Destekleyenler Bunu Anarlar, Hilafet Konusunda Da Hz. Ömer’in Yaptığı Bu Uygunsuz Davranıştan Söz Ederler, Olay O Gün Hayatta Olan Medine’li Ve Mekke’li Sahabeler Ve Başkaları Tarafından Dile Getirilir Ve Halife Seçimiyle İlgili Diğer Ayrıntılar Hadis, Siyer Ve Tarihlerde Yer Aldığı Gibi, Bu Olay Da Nahoş Bir Hadise Olarak Ana Kaynaklara Girer Ve Üstü Kapatılamazdı.

- Ayrıca, Mezkur Çocuk Hz. Ömer’in Vurması, Sıkıştırması Veya Tekmelemesiyle Düşseydi, O Gün Evde Olan Hz. Ali Ve Taraftarları Ona Müdahale Eder, Hz. Ömer’le Aralarında Kavga Çıkabilir, Yahut Düşük Konusunda Davacı Olup, Hz. Ömer’in Cezalandırılmasını İsteyebilirlerdi.

- Eğer Bir Düşük Olayı Yaşansaydı; Hz. Ali, Hanımı Veya Taraftarlarının En Azından Hz. Ömer’e Kırılması, Küsmesi Söz Konusu Olur; Bu Herkes Tarafından Duyulur; Daha Sonraları Barışsalar Nasıl Barıştıkları, Barışmasalar Niye Barışmadıkları Kaynaklara Ve Tarih Kitaplarına Girerdi. Çünkü Hz. Ebu Bekir’e, Hz. Fatıma’nın Rasulullah’ın Miras Bırakmadığı Hadisi Yüzünden Babasından Miras Alamaması Sebebiyle Yaşadığı Kırgınlık Ve Daha Sonra Barışmaları Kitaplarda Yer Almışsa Da (6) Çocuk Düşürme Olayı İle İlgili Bir Kırgınlık Veya Barışma Yahut Bununla İlgili Meseleler Nakledilmemiştir.

- Ayrıca Bir Düşük Olayı Olsaydı, Bu Durum Bütün Tarihlerde, Ayrıca Hz. Fatıma Ve Çocukları Konusunda, Hz. Fatıma’nın Hayat Hikayelerinde İlgi Çekici Bir Motif Olarak Yer Alır, Bunun Üzerinde Hadisçiler, Tarihçiler, Mezheplerle İlgilenenler Tartışırlardı.

- Hz. Ebu Bekir Hicretin On Birinci Yılı Başlarında Halife Olmuştu. Bundan Yaklaşık Altı Yıl Sonra, Hicretin 17. Yılında Hz. Ömer Halife İken; Hz. Ali’nin Hz. Fatıma’dan Olma Ümmü Gülsüm Adlı Kızıyla Bir Evlilik Yaptı. Böyle Bir Düşük Yapma Olayı Olsaydı Hz. Ali: “Muhsin’in Ölü Doğumuna Sebep Oldun, Onu Öldürdün, Şimdi De Onun Kız Kardeşiyle Evlenmek İstiyorsun, Ben Kızımı Sana Vermem.” Diyebilirdi.(7)

- Ayrıca Hz. Ebu Bekir Halife Olunca, İrtidat (Dinden Dönme) Olayını Bastırmak İçin Hilafetinin İlk Zamanlarında Bir Gün Bir Askeri Birliğin Başında Komutan Olarak, Zülkassa’ya Kadar Atına Binerek Gitmişti. Hz. Ali Durumdan Haberdar Olunca, Bunu Bir Tedbirsizlik Olarak Düşünmüş Ve Atına Atlayarak Orada Onunla Buluşmuş Ve Onu Geri Getirmişti. Ona; “Bizi Kendinle (Başına Bir Şey Getirerek) Musibetlendirme. Vallahi (Ölürsen) Senin Yüzünden Bir Musibete Düşersek, Senden Sonra Ebediyen İslam’ın Düzeni Olmaz.” Demişti.(8) Bu Olay Üzerine Askerin Başına Bir Başkası Tayin Edildi.

Bundan Anlaşılıyor Ki, Hz. Ebu Bekir’in Halifeliğinin İlk Zamanlarında Hz. Ali İle Hz. Ebu Bekir’in Araları İyiydi, Hz. Ali Onun Başta Kalmasını İstiyor, Bir Tedbirsizlikle Ölmesini İstemiyordu. Halifeye Yardımcı Oluyordu. Eğer Düşük Konusu Ve Biatla İlgili Bir Dargınlığı Ve Kırgınlığı Olsaydı, Bunu Yapmayabilirdi.

Sonuç Olarak, Bütün Bunlar Dikkate Alınırsa, Ahmed B. Hanbel’in Rivayet Ettiği Ve Diğer Kaynaklarda Yer Aldığı Gibi, Muhsin B. Ali Normal Doğumla Dünyaya Gelmiş, Yaşamış Ve Küçük Yaşta Vefat Etmiştir. Bazı Kaynaklarda Yer Alan Düşük Yapma Olayı, Dedikodusu Ve İftirası Hilâf-I Hakikattir, İkna Edici, Makul Ve İnandırıcı Değildir.

Dipnotlar:

1. Bk. Harman, Ö. Faruk, “Şehristanî”, Dia, Xxvııı, İstanbul 2010, S.467-468.

2. Olayın Girdiği Bazı Tarih Kitapları İçin Bkz. Http://Www.İslamguest.Net (Muhsin B. Ali B. Ebu Talib Kimdir?) Bkz. Http://Www. Flozof.Net; Bihâru’l-Envâr, El-Hicâc’alâ Ehli’l-Lücac, El-Vâfi Bil-Vefeyât, Mîzânu’l-L’tidâl, Buhûsun Fi’l-Milel Ve’n- Nihal, El-İsâbe, Tehzibut-Tehzib, Ensâbu’l-Eşrâf, El-İmâm Ve’s-Siyase, Ya’kûbî, Tarih, El-Maârif El-İstiâb, El-Avâsım Mine’l-Kavâsım.

3. Ahmed B. Hanbel Müsned, I, 98; Sarıcık, Murat, Dört Halife Dönemi, Nesil Yayınları, İstanbul, 2010, S.442. Diyarbekri, Tarihu’l-Hamis, I-Iı, Dârussâder, Kahire, 1283, Iı, 283; Sarıcık, Murat, Hz. Muhammedin Çağrısı-Medine Dönemi, Nesil Yayınları, İstanbul, 2009, S.98; Öz, Mustafa, “Ali Evlâdı”, Dia, İstanbul, 1989, Iı, 392-393; (İbn-İ Sa’d, Tabakat, Iıı, 19-20’den)Bkz. Www.Filozof.Com; (8.11.2014)

4. Zehebi, Ahmed B. Osman, A’lâmun-Mübela, I-Iıı, Dâdül Maârif, Mısır Ty, Iıı, 165; Köksal, Âsım, İslam Tarihi I-Xı, Şamil Yayınevi, İstanbul 1981, Iv, 161.

5. Ahmed B. Hanbel, Müsned, I-Vı, Beyrut 1968, I, 98; Buhari, Muhammed B. İsmail, Edebu’l-Müfred, Kâhire 1973, S.213-214; Hakim, Ebu Abdullah, El-Müstedrek, I-Iv, Riyad, Ty, Iıı, 165-166; Köksal, Iv, 161 (Olayı M. Asım Köksal’ın Tercümesiyle Buraya Aldık.)

6. Sarıcık, Murat, Hz. Ali İlk Üç Halife İle Kavgalı Mıydı, Nesil Yayınları, İstanbul 2002, S.83-89; İbn-İ Sa’d, Et-Tabakâtu’l-Kübra, I-Vııı, Beyrut Ty, Vııı, 27; İbn-İ Kesir, El-Bidaye, I.Vı, Matba’atü’s-Sâde, Mısır 1932, Vı, 393; Heytemi, Ahmed B.Hacer, Es-Savâ’iku’l-Muhrika, El-Mektebetü’l-Kâhira, Kâhire, 1385, S.13; Canan, İbrahim, Kütüb-İ Sitte, I-Xvııı, Akçağ Yayınları, İstanbul Ty,  V, 383, 449.

7. Evlilik İçin Bk.. Sarıcık, Hz. Ali İlk Üç Halife İle Kavgalımı Mıydı, S.101, 196 Vd.

8. İbn-İ Kesir, El-Bida’ye, Vı, 315-316; Heytemi, Savâik, S.144; Kandehlevi, Muhammed B. Yusuf, Hayatu’s –Sahâbe, I-Iıı, Dâru’s-Sa’b, Beyrut Ty., Iı, 16; (El-Kenz Iıı, 131, Ebu Nuaym’dan).

 

Şia Fitnesi :

Şia'nın Hazırladığı Bu Fitne Kokan Başlık, Şia Sitelerinde Ve Sunni Sitelerin Aklını Karıştırmak İçin Yayıldığı Bilinmektedir.Bu İddialara Olayı İki Türlü İncelemek Gerekmektedir:


1- Bir
Anlık Şia'nın Ve Ateistlerin ve Deistlerin Dediğini Doğru Olduğunu Farz-I Muhal Kabul Edelim: "Ey Şia : İslamın Emiri'l Mûminine Biat Etmemek Caiz Midir?" Hz. Ali HZ Ebu Bekir Ve Hz. Ömer R.A Zamanın da Onların Şeyhül İslamlığını Yapmış Bir Çok Konuda Danıştıkları Ve Hürmet Gördükleri Bir Zattır !

2- Ali (R.Anh)'In Kahramanlıklarını Anlatırkan Allah C.C. Den Daha Fazla Özellikleri Vasf Edersiniz. Ömer, Ali'nin Evine Girip , Kendi Hanımını Aynı Zamanda Rasulullahın Kızını Döverken, Kırbaçlarken Ali Sessiz Mi Kalıyordu Da Buna Musade Etti, Böyle Bir Olay Oldu? Yine Şia Bu Olaylar Olurken, Ali'nin Ömeri Dövdüğü, Burnunu Yumrukladığı, Yere Serdiği İftirasıyla Kendini Savunmaya Çalışmıştır. Ali (R.Anh) Madem Cennetle Mujdelenmiş Sahabeleri Dövebiliyordu Da, Ebubekir'in Halifeliğe Seçilmesi Sırasında, Neden O Zaman Dövüşmedi ? Eğer İddialar Doğru Olsa İdi Hz Ebu Bekir Veya Hz. Ömer Döneminde Allah’ın Aslanı Ve Kılıcı Lakabına Sahip Olan Bu Büyük Sahabe Söylendiği Gibi Ortada Bir Katliam Varken Sessiz Kalabilir miydi? Allah’tan Değil Kuldan mı Korktu ?

3- Hz Ömer R.A Vefat Etmeden Önce Hatta Kendisinden Sonra Halifeliğe Aday Gösterdiği 6 Kişiden Biri De Belki De En Başındaki De Hz. Ali R.A İdi. Nasıl Olurda Hz. Ömer R.A Ve Hz. Ali R.A Aileleri Ve Şahısları Arasında Bir Kavgadan Söz Edilebilir?

4- Hz Ebu Bekir,Hz Ömer ,Hz Osman Ve Hz Ali R.A Cennetle Müjdelenen Sahabelerdendir. Yani Daha Ölmeden Cennete Girecekleri Efendimiz Tarafından Müjdelenmiştir ! Şimdi Böyle İnsanlar Böyle İddia Edildiği Gibi Bir Takım Hal Ve Hareketler İçinde Olsalardı Değil Cenneti Görmek Kokusunu Dahi Duyamazlardı !... 

Ömer (R.Anh)'In Rasulullahın (S.A.V.)'İn Kızı Aynı Zamanda Damadı Ali'nin Hanımı Olan Fatıma'yı Öldürdü İddiası; Rasulullah'ın (S.A.V) Hanımı Aişe'ye Zina İsnadında Bulunan Şia'nın Bir Başka İftirasıdır! Ehli Sunnet ; Ömer'in Mescidde Namaz Kıldırırken Şehid Eden Mecusi Köle El Lu'lu Ye Şiadır Demekten Allah'a (C.C.) Sığınır!

Sonuç Olarak Şia, Ehli Sunnetin Hiç Bir Sahih Hadis (Kutubi Sitte, Buhari, Muslim Vb) Kitabına İtibar Etmez, Kabul Etmez. Hal Böyle İken, İşine Geldiği Zaman Ehli Sunnet Kitaplarında, Farklı Sebeblerle Geçen En Kucuk Ayrıntıları İftira Atıp Karalayarak Ya Da Yazarın Hangi Maksatla Yazdığına Dikkat Etmeden Sadece O Bölümü Alarak , Sanki Ehli Sunnetin Alimlerinin Bile , Sapık Şia Gibi Ömer (R.Anh), Ebubekir'in (R.Anh) Fatıma Ve Ali'ye Zulmettikleri , Bunların Aslen Cennet Değil Cehennemle Mujdelendiklerine İnandırmaktır. İşte Araştırmayan Cahil Ateist Ve Deistlerde İslam’ın Kabul Etmediği Bu Yalan Ve Uydurmaları Alıp Üzerinden Kendilerince Yorumlar Çıkarmaktadırlar !... Cahil Cesurdur Babından Okunur Ve Bilgisizce Yorumları İle Bir Münkir Daha Ortaya Çıkar Diye İslam Alimleri Boşuna Dememişler ! 

Bugün Dahi Şia Denilen Sapık Fırka Sahebe-i Güzin Efendilerimize Düşmandır !.. 

Hz Ömer Düşmanlığı Londra’da

Şia; Hz. Ömer İle İblis'i Aynı Kefeye Koydular  Londra'daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği Önünde Gösteri Yapan Şiiler Hz. Ömer İle İblis'i Aynı Kefeye Koydu.  Kuveytli Şii Yasir El-Habib Öncülüğünde İngiliz Başkentinde Gösteri Yapan Bir Grup Şii, Mekke Ve Medine'nin Birleşmiş Milletler Gözetimine Terkedilmesini İstedi. Suudi Arabistan Aleyhine Sloganlar Atan Grup, Hz. Ömer'i Şeytan, Firavun Ve Nemrud İle Aynı Kefeye Koyan Pankartlar Açtı.

Pankartta Sağ Tarafa "Adem, İbrahim, Musa, Muhamed, Fatıma, Ali, Hüseyin, Kazım Ve Mehdi" Yazan Şii Göstericiler, Bu İsimlerin Karşılarına Da Sırasıyla "İblis, Nemrud, Firavun, Ebu Süfyan, Muaviye, Yezid, Harun Ve El-Suud" Yazdılar. Bir Başka Pankartta İse "Allah Katiline Lanet Etsin Ey Fatıma" Yazdığı Görüldü. Şiiler, Hz. Ömer'in Hz. Fatıma'yı Karnındaki Cenini Düşürene Kadar Dövdüğünü Ve Hz. Fatıma'nın Bu Nedenle Hayatını Kaybettiğini Öne Sürüyor. Iraklı Şii Düşünür Ahmed El-Katib Gibi Bazı Şiiler İse Bu Tür Rivayetlerin Asılsız Ve Hurafe Olduğunu Söylüyor. Resme Dikkatle Bakarsanız Muvaye R.A Ve Ömer R.A İblisin Grubunda Diğer Taraf da İse Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A Fatima R.A Ali R.A Huseyin R.A Mehdi A.S Vardır.

İŞTE BİR YAHUDİNİN ORTAYA ATTIĞI VE GELİŞTİRDİĞİ ŞİA FİKRİ BUGÜNDE İSLAM DÜNYASINDA BİR FİTNE ATEŞİ OLARAK DURMAKTADIR !.. Bunda İslam’ın Bir Suçu Yoktur !...

Nasıl George Smith ; Negatif Ateizm, Pozitif Ateizm, Nötr Ateizm, Az Yüklü Ateizm, Çok Yüklü Ateizm, Polar Ateizm, Ekvatoral Ateizm, Tropik Ateizm, Teorik Ateizm, Pratik Ateizm, Portatif Ateizm, Katlanabilir Ateizm, Taşınabilir Ateizm Vb Gibi Bir Çok Ateizm Çeşidini Sınıflandırmış Ve Bunlara Müntesip Olan Bazı Gafillerin Birisi Bir Şey Dese Diğerlerini de mi Bağlar? Veya Bu Kollardan Birisine Bağlı Olan Bir Ateist Bir Katliam Bir Vahşet Bir Taciz Ve Tecavüz Yapsa Bunu da Meşru Görse Bu Tüm Ateistleri de mi Kapsar? İşte ; Aynen Öyle de İslam’da da Ayrılık Olmuş. Ama Bunların Hiç Birisi Müslümanlar Tarafında  Ortaya Atılmamıştır. Zamanın Yahudileri Günümüzde ki Hristiyan Locaları Gibi Yapılar Müslümanları Bölmek İçin Sağdan Yaklaşan Şeytan Şeklinde Bir Çok Fikir Ortaya Atmışlar. Parayla Satın Aldıkları Adamlarla da Destekçilerini Artırmışlar. Fakat Hamdolsun Allah’a Bunca Saldırıya Bunda Propagandaya Rağmen İslam Ve Ehl-i Sünnet Akidesi Müslümanların %90 -%95’Nin İman Ettiği Bir İtikat Olarak Hala Kabul Görmektedir !.. Bu da İslam’ın Ve Ehl-i Sünnetin Hak Olduğunun Açık Ve Kati Bir Delilidir !...


Saygılarımla

Fakir Ebu Bekir