13.Soru; Ömer, Muhammed'in Çok Sevdiği Kızı Fatıma'yı Öldürüyor Ve Sonrasında Fatıma'nın 10 Yaşındaki Kızı Ümmü Gülsüm İle Evlenip 2 Çocuk Yapıyor..Bu Kişiyi Müslümanların Öve Öve Anlatması Delilik Değil Midir |
El Cevap: Bu Bir Soru Değil.
Aksine Bir İtham !... Hz Ömer Hz. Fatıma Annemizi Asla Öldürmemiştir. Bu Bir
Yalandır !... Bir İftiradır !... Ateist Ve Deistlerin Burada Her Zaman ki Gibi Adetten
Yapa Geldikleri Davranış Kalınıdır !... Şöyle ki; Önce
Peşin Hükümlü Olarak Allah’a , Kur’an-ı Kerime Ve İslam’a, Ve Peygamberlerine
Bakıyorlar. Sonra ; Önce Kendi Hayal Alemlerinde
Bir Felsefe Oluşturuyor, Sonra Bu Felsefeyi Kendi Yalanları İle Besleyip
Büyütüyor , Daha Sonra Kendi Yalanlarına Kendilerini İnandırıyorlar. Sonra
Kendi Uydurdukları Kendi Yalanlarını Gene Kendileri Akla Mantığa Uymuyor Deyip
Kendi Kendilerine Eleştiriyor Ve İnkar Ediyorlar !.. Oysa ki Onların Bu Uydurduğu Allah’a Bizde İman
Etmiyor Uydurdukları Bu İslam’a Bizde İnanmıyoruz. Bu Sefer Bunu Biraz
Daha İleri Götürüp Hiçbir Ehl-i Sünnet Alimin Kabul Etmediği Geçmişin
Ateistlerinin Deistlerinin Veya Batı Ve Yahudilerin Fitnesi Olan Şia Kaynakları
Üzerinden Uydurulan Yalanlarla İftiralarla Hz. Ömer R.a Saldırıyorlar !...
Peki
Hz Ömer R.a Kimdir ?
Hz Ömer Ra’nın Almış Olduğu Karar Üzerine Onu
Tastik Sadedinde Allah 10 Ayet İndirmiştir !... Bu da Hz. Ömer R.a’nın
Görüşlerinin Ve Fikirlerinin Allah’ın Rızasına Ne Kadar Uygun Düştüğünü
Kanıtlar. Bunlar
1) MakamI İbrahim'in Namazgah Edinilmesi. 2)
EzvâcI Tâhirâtın Tesettüre Bürünmesi 3) EzvâcI Tâhirâtın Kıskançlık
Adına Birleşmeleri Üzere "O'nun Rabbi Sizleri Boşar Ve Sizden Daha Hayırlı
Zevcelerle Değiştirir." Demesi Ve Aynı Çizgide Ayetin Gelmesi. (Buharî, Salât,
32; Müslim, Fedâilü'sSahabe, 24)
4) Bedir Esirlerine Ne Yapılacağı Hakkında, İstişare
Esnasında Arz Ettiği Görüşü. (Enfal, 8/67) 5) Meşhur Münafık Abdullah B. Übeyy B. Selul
Üzerine, Hz. Peygamber'in Cenaze Namazı Kılmamasını İstemesi. (Tevbe, 9/84) 6) İçki Hakkında Kesin Ve Net Bir
Hükmün Gelmesini İstemesi. (Mâide, 5/90) 7) İnsanın Yaratılışını Anlatan Ayeti
İlk Defa Dinlerken Allah'ın Kudretine Hayranlığın İfadesi Olarak Kendinden
Geçip, Ayetin Fezlekesini Aynen Söylemesi. (Mü'minun, 23/14)
8) İfk Hadisesinde Kendisi İle İstişare Eden Hz. Peygamber
(Asv)'E Bunun Bir İftira Olduğunu Söylemesi Ve Aynı İfadelerle Ayetin Nüzulü. (Nur,
24/16) 9) Hz. Peygamber (Asv)'İn
Hükmüne Razı Olmayan Kişiyi Öldürmesi, Bunun Üzerine Hz. Ömer'in Haklılığına
Delâlet Eden Ayetin İnmesi. (Nisa, 4/65) 10) Cibril'e "Bizim Düşmanımızdır."
Diyen Yahudilere Karşı Hz. Ömer'in Söylediği Aynı Sözlerle Ayetin Nazil Oluşu.
(Bakara, 2/98)
İşte Hz Ömer R.A Böyle Bir Sahabe Böyle Bir
Müslümandır !... İşte Bu Sebeple de “Hak İle Bâtılı Ayırt Eden Mânâsına
"Faruk" Unvanının Sahibi Hz. Ömer (Ra)”, Peygamberâne
Kabiliyetlerle Donatılmış Lisanına Hakkın Konulduğu Mülhemun'dan Bir Zat İdi!..
Daha Müslüman Olmadan Önce Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem Tarafından
Duası İle İslam’ı desteklemesi İçin Allah’tan Müslüman Olması İçin Talep
Edilmiş Bir Sahabedir !...
Elbette Bu Mantık, Bu Basiret Ve Bu Firasete Sahip
İnsanın Hayatı Da Biteviye Bir Hayat Yaşayan Düz İnsanların İdrak Sınırlarını
Aşacak Olağanüstülüklerle Doluydu. Bu Hakikate İşaretle Abdullah B. Mes'ud Diyor
Ki: "Şüphesiz Ömer Hepimizden Daha Çok Allah'ı Tanıyan, Hepimizden Daha
Çok Allah'ın Kitabını Okuyan Ve Bilen Kimse İdi." Hz. Huzeyfe İse, "Bize
Öyle Geliyor Ki, Bütün İnsanların Bilgisi Sanki Ömer'in Kafasında
Saklıdır." Der. Evet, Cevher Kadrini Bilen Cevherfürûşânların
Değerlendirmeleri Bunlar. Bu Kervana Hz. Ali (Ra) De Bir Dua İle Katılır. Ramazan'da
Mescidin Kandillerle Parıl Parıl Parıldadığını Ve Halkın Kur'ân Okuduğunu Gören
Hz. Ali (Ra) "Ey Hattaboğlu Sen Allah'ın Evlerini Nasıl Işıklandırdınsa, Allah
Da Senin Kabrini Işıklandırsın." Der. Hz. Ebu Bekr Ve Hz. Ömer Hakkında İbnu
Abbas: Hz. Peygamber (Aleyissalâtu Vesselâm)'İn "İki
Havarisi Ve İki Veziri" Olarak Tavsif Eder (İbnu Kesir, Tefsir, 3, 143). İfadesini Kullanır.
Resulullah (Aleyissalâtu Vesselâm)'In Devlet
İşlerinin Yürütülmesinde Bu İki Zata Ne Kadar Ehemmiyet Verdiğini: "Ebu
Bekr Ve Ömer Benim Nazarımda, Bir Baş İçin Göz Ve Kulak Mesabesindedir." Hadisinden Anlayabiliriz.( Münavi, Feyzu'l-Kadir 1, 189) Hz. Peygamber
(Asv) Bu Kulak Ve Göz Gibi Kıymetli Tuttuğu Müşavirlerin Görüşlerini Ne Kadar
Üstün Tuttuğunu, "Ebu Bekr Ve Ömer İstişare Sırasında Bir
Meselede İttifak Edip Birleştiler Mi Asla İtiraz Etmem" Sözüyle İfade Eder (Heysemi, Mecmeu’z-Zevaid, 9, 53) Hz. Peygamber (Asv)'İn
"İkinizle Beni Takviye Eden Allah'a Hamd Olsun." Dediği De Rivayetler
Arasında Gelmiştir. (Usdü'l-Gabe, 6, 10.)
Hz. Ömer (Ra) İçin Oğlu Abdullah: "Ömer'in
Birşey İçin: "Zannederim Bu Şöyle Olmalıdır" Deyip De Onun Zannettiği
Şekilde Hasıl Olmadığı Vaki Değildir." Der.( Buhari, Menakıb 35) Yine
Abdullah İbnu Ömer'in İfadesiyle Ortaya Çıkan Bir Meselede Herkes Bir Görüş
Beyan Ederken Hz. Ömer Bir Başka Görüş Beyan Edecek Olsa Meseleyle Alâkalı
Olarak Gelen Ayet Her Seferinde Hz. Ömer'i Te'yid Etmiştir (İbnu Hacer, Fethu'l-Bari,
Kahire, 1959, 2, 51).
O
Yüzden Bu İftiraya Yalana Cevap Mübde-i’nin Kendisine Aittir ! Mübde-i
İddiasını İspatla Mükelleftir !... Bu Yüzden Biz Meselenin Doğrusunu Anlatalım
İnşaAllah…
Soru Detayını Şu
Şekilde Düzenlersek Bu Mesele İle İlgili İddia Edilen Hadis’i :
- El-Milel Ve’n-Nihal Adlı
Kitap Şehristani (Tarihci) Ve Nazzam (V. 231/845) Kimdir?
- Bu Şahıslar Hakkında Ehli
Sünnet’in Görüşü Nelerdir, Kaynakları Eserleri Güvenilir Midir?
Mesela
Özellikle Bu İfadelerde Hakikat Payı Ve Sıhhati Ne Kadardır:
- Büyük Sünni Alimlerden
Şehristani İse "El-Milel-U Ven-Nihel" Kitabında Bu Rivayeti Kendi
Adına Nakletmeğe Cesaret Edememiş Ve Mutezile Alimlerinden Nazzam'ın Görüşü
Olarak Nakletmiştir! Evet Şehristani Diyor Ki, Nazzam Şöyle Diyordu:
"Ömer, Biat Gününde
Fâtıma'nın Karnına Vurdu. O Da Bunun Etkisiyle Karnındaki Çocuğunu mu Düşürdü Ve
Öldü mü? "
Değerli Kardeşimiz, Soruda
Yer Alan Konulara Maddeler Halinde Cevap Vermek İstersek:
1. Şehristani (Muhammed B.
Abdulkerim) 548/1153’te Vefat Eden, Bazılarına Göre Orta Çağ’ın En Büyük
Filozoflarından Olan Müslüman Bir İlim Adamıdır. Dinî Kişilik Olarak; Batınîlik
Ve İtikat Bozukluğu İle Suçlanır. Şiiliğe Ve İsmaililiğe Meyilli Bir Şahsiyet
Olduğu Söylenir. Şiilik Ve İsmaililiğe Temayülü İle Birlikte, İbn-İ Teymiyye’ye
Göre Bazen Eş’ari De Görünebilmektedir.(1)
Ancak Ne İlginçtir Ki
Şehristani Bu İddiayı Desteklemek İçin Değil, Tam Tersine Yalanlamak Ve
Çirkinliğini Göstermek İçin Kitabına Almıştır. Şehristani’nin Bu Kitabında,
Nezzam'ın Yanlışlarını Saydığı Yerde Yaptığı Açıklamalar Şöyledir:
“On Birinci Mesele:
(Nezzam’ın) Rafizî Düşünceye Yatkınlığıdır. Sahabenin Büyükleri Hakkında Akıl
Almaz Sözler Söylemiştir. Ona Göre İmamet Ancak Açık Nass Ve Tayin İle
Belirlenebilir. Ali'nin (Radıyallahu Anh) İmameti De Bizzat Allah Resûlü'nün
(Sallallâhu Aleyhi Ve Sellem) Nassı İle Sabit Olmuş, Ama Ömer (Radıyallahu Anh)
Bunu Gizlemiştir…”
“En-Nazzâm İftiralarında Daha
Da İleri Giderek Şunu İddia Etmiştir: Ömer (Radıyallahu Anh) Biat Günü
Fâtıma'nın (Radıyallahu Anh) Karnına Öyle Sert Vurdu Ki, Karnındaki Bebeğini
Düşürmesine Neden Oldu. Bir Yandan Da Şöyle Bağırıyordu: 'Evini İçindekilerle
Birlikte Yakın!' O Anda Evde Ali (Radıyallahu Anh), Fâtıma (Radıyallahu Anha),
Hasan (Radıyallahu Anh) Ve Hüseyin'den (Radıyallahu Anh) Başkası Yoktu...” Nezzam'ın
Fikirlerinin Eleştirildiği Bu Açıklamadan, Nezzam'ın Fikirlerine Destek Çıktığı
Yargısına Varılmış Ve Böylece Şehristani De Bu Olayı Sanki Kabul Edenlerden
Gibi Gösterilmeye Çalışılmıştır.
2. Hatırlayalım Ki; Hz. Ali,
Ehl-İ Sünnet Hadisçilerine Göre, Kendisi Ve Kendisini İlgilendiren Konularda,
Şiiliğe Destek Verme Bakımından Hakkında En Çok Hadis Uydurulan Sahabelerden
Birisidir. Bu Açıdan Bazı Kimselerin Hz. Ali Ve Ailesi Hakkında Zihniyetlerine
Uygun Hadisler Uydurmaları Veya Uydurulan Mevzu Hadisleri Kitaplarına Almaları
Son Derece Normaldir. Bu Ve Benzerleri Hakkında Beklenmedik Şeyler Değildir.
Muhassin B. Ali Olayı Da Bunlardan Biri Olmalıdır.
3. Bu Tür Uydurma Rivayetler
Ve Dedikodular Sadece Şia Ve Taraftarlarının Eserlerine Değil Başka Tarih
Kitaplarına Da Girmiştir.(2)
4. Hz. Ömer’in Hz. Ebu Bekir’e
Biat Gününde, Hz. Fatıma’nın, Yani Hz. Ali’nin Evine Gidip Hz. Fatıma’yı Evin
Kapısı İle Duvar Arasına Sıkıştırması, Onun Karnına Tekme Atması Veya Yumruk
Vurması Ve Bu Sebeple Hz. Hasan Ve Hüseyin’den Sonra Dünyaya Gelecek Üçüncü
Çocuğu Muhsin (Muhassin)İ Düşürmesi Uydurması Da Bunlardan Biridir.
5. Oysa Ahmed B. Hanbel’in
Müsned’inde Kaydettiği Üzere; Hz. Ali’nin Hz. Fatıma’dan Olma Üçüncü Oğlu
Normal Doğumla Dünyaya Gelmiş, Hz. Ali Ona Da İlk İki Çocuğuna Vermek İstediği
“Harb” Adını Koymak İstemiş, Fakat Hz. Peygamber Torunlarından İlk İkisine
“Hasan Ve Hüseyin” Adlarını Verdiği Gibi, Bu Torununa Da “Muhsin (Muhassin)”
Adını Vermiş Ve Bu Çocuk Küçük Yaşta Vefat Etmiştir.(3) Özetle, Bir Düşük
Söz Konusu Değildir.
Hz. Ali’nin Hz. Hasan, Hz.
Hüseyin Ve Muhassin Konusunda Anlattıkları; Bizzat Hz. Ali, Hasan, Hüseyin Ve
Muhsin / Muhassin Adlı Oğullarının Doğumları Ve İsimlendirilmeleri Konusunda
Şunları Söyler:
“Ben Harbi, Darbı Sever Bir
Adamdım.(4) Hasan Doğduğu Zaman Ona 'Harb' İsmini Koymuştum. Rasulullah
Aleyhissalatü Vesselam Geldi 'Gösterin Oğlumu.' (Dedi). Bana 'Ne İsim Koydunuz
Ona?' Diye Sordu. 'Harb İsmini Koydum.' Dedim. 'Hayır, O Hasan’dır.'
Buyurdu." "Hüseyin Doğduğu Zaman Da Yine Ona 'Harb' İsmini Koydum.
Rasulullah Aleyhissalatü Vesselam Geldi: 'Gösteriniz Oğlumu Bana! Ne İsim
Koydunuz Ona?' Buyurdu. 'Harb İsmini Koydum.' Dedim. 'Hayır O Hüseyin’dir.'
Buyurdu."
"Üçüncü Oğlum Doğduğu
Zaman, Yine Ona 'Harb' İsmini Koydum. Rasulullah Aleyhissalatü Vesselam Geldi:
'Gösteriniz Oğlumu Bana! Ne İsim Koydunuz Ona?' Buyurdu. 'Harb İsmini Koydum.'
Dedim. 'Hayır O Muhassin’dir.' Buyurdu." "Sonra Da: 'Ben, Bunlara,
Harun Aleyhisselamın Oğulları Olan Şebber, Şebir, Muşebbir’in İsimlerini
Koydum.' Buyurdu.”(5)
Olayın Farklı Yönlerle Ele
Alınması; Muhsin’in Hz. Ömer Sebebiyle Düşük Olarak Doğduğu
Dedikodusu Ve İftirasını Başka Açılardan Ele Aldığımızda Da Bunun Gerçeklere
Aykırı Olduğu Ortaya Çıkar:
- Bu Uydurmanın Ve Dedikodunun
Sağlam Bir Senedi Söz Konusu Değildir.
- Şehrisitani Açısından Konuya
Bakarsak, Nazzam’ın Böyle Söylediğini Aktarmak Ve Tenkit Etmek İçin Eserine
Almıştır.
- Hem, Böyle Bir Olay Ve Çocuk
Düşürme Söz Konusu Olsaydı, Başta Hz. Ali, Hanımı Hz. Fatıma, Hilafet Konusunda
Hz. Ali’yi Destekleyenler Bunu Anarlar, Hilafet Konusunda Da Hz. Ömer’in
Yaptığı Bu Uygunsuz Davranıştan Söz Ederler, Olay O Gün Hayatta Olan Medine’li
Ve Mekke’li Sahabeler Ve Başkaları Tarafından Dile Getirilir Ve Halife
Seçimiyle İlgili Diğer Ayrıntılar Hadis, Siyer Ve Tarihlerde Yer Aldığı Gibi,
Bu Olay Da Nahoş Bir Hadise Olarak Ana Kaynaklara Girer Ve Üstü Kapatılamazdı.
- Ayrıca, Mezkur Çocuk Hz.
Ömer’in Vurması, Sıkıştırması Veya Tekmelemesiyle Düşseydi, O Gün Evde Olan Hz.
Ali Ve Taraftarları Ona Müdahale Eder, Hz. Ömer’le Aralarında Kavga Çıkabilir,
Yahut Düşük Konusunda Davacı Olup, Hz. Ömer’in Cezalandırılmasını
İsteyebilirlerdi.
- Eğer Bir Düşük Olayı
Yaşansaydı; Hz. Ali, Hanımı Veya Taraftarlarının En Azından Hz. Ömer’e
Kırılması, Küsmesi Söz Konusu Olur; Bu Herkes Tarafından Duyulur; Daha
Sonraları Barışsalar Nasıl Barıştıkları, Barışmasalar Niye Barışmadıkları
Kaynaklara Ve Tarih Kitaplarına Girerdi. Çünkü Hz. Ebu Bekir’e, Hz. Fatıma’nın
Rasulullah’ın Miras Bırakmadığı Hadisi Yüzünden Babasından Miras Alamaması
Sebebiyle Yaşadığı Kırgınlık Ve Daha Sonra Barışmaları Kitaplarda Yer Almışsa
Da (6) Çocuk Düşürme Olayı İle İlgili Bir Kırgınlık Veya Barışma Yahut Bununla
İlgili Meseleler Nakledilmemiştir.
- Ayrıca Bir Düşük Olayı
Olsaydı, Bu Durum Bütün Tarihlerde, Ayrıca Hz. Fatıma Ve Çocukları Konusunda,
Hz. Fatıma’nın Hayat Hikayelerinde İlgi Çekici Bir Motif Olarak Yer Alır, Bunun
Üzerinde Hadisçiler, Tarihçiler, Mezheplerle İlgilenenler Tartışırlardı.
- Hz. Ebu Bekir Hicretin On
Birinci Yılı Başlarında Halife Olmuştu. Bundan Yaklaşık Altı Yıl Sonra,
Hicretin 17. Yılında Hz. Ömer Halife İken; Hz. Ali’nin Hz. Fatıma’dan Olma Ümmü
Gülsüm Adlı Kızıyla Bir Evlilik Yaptı. Böyle Bir Düşük Yapma Olayı Olsaydı Hz.
Ali: “Muhsin’in Ölü Doğumuna Sebep Oldun, Onu Öldürdün, Şimdi De Onun Kız
Kardeşiyle Evlenmek İstiyorsun, Ben Kızımı Sana Vermem.” Diyebilirdi.(7)
- Ayrıca Hz. Ebu Bekir Halife
Olunca, İrtidat (Dinden Dönme) Olayını Bastırmak İçin Hilafetinin İlk
Zamanlarında Bir Gün Bir Askeri Birliğin Başında Komutan Olarak, Zülkassa’ya
Kadar Atına Binerek Gitmişti. Hz. Ali Durumdan Haberdar Olunca, Bunu Bir Tedbirsizlik
Olarak Düşünmüş Ve Atına Atlayarak Orada Onunla Buluşmuş Ve Onu Geri
Getirmişti. Ona; “Bizi Kendinle (Başına Bir Şey Getirerek) Musibetlendirme.
Vallahi (Ölürsen) Senin Yüzünden Bir Musibete Düşersek, Senden Sonra Ebediyen
İslam’ın Düzeni Olmaz.” Demişti.(8) Bu Olay Üzerine Askerin Başına Bir Başkası
Tayin Edildi.
Bundan Anlaşılıyor Ki, Hz. Ebu
Bekir’in Halifeliğinin İlk Zamanlarında Hz. Ali İle Hz. Ebu Bekir’in Araları
İyiydi, Hz. Ali Onun Başta Kalmasını İstiyor, Bir Tedbirsizlikle Ölmesini İstemiyordu.
Halifeye Yardımcı Oluyordu. Eğer Düşük Konusu Ve Biatla İlgili Bir Dargınlığı
Ve Kırgınlığı Olsaydı, Bunu Yapmayabilirdi.
Sonuç Olarak, Bütün Bunlar
Dikkate Alınırsa, Ahmed B. Hanbel’in Rivayet Ettiği Ve Diğer Kaynaklarda Yer
Aldığı Gibi, Muhsin B. Ali Normal Doğumla Dünyaya Gelmiş, Yaşamış Ve Küçük
Yaşta Vefat Etmiştir. Bazı Kaynaklarda Yer Alan Düşük Yapma Olayı, Dedikodusu
Ve İftirası Hilâf-I Hakikattir, İkna Edici, Makul Ve İnandırıcı Değildir.
Dipnotlar:
1. Bk. Harman, Ö. Faruk,
“Şehristanî”, Dia, Xxvııı, İstanbul 2010, S.467-468.
2. Olayın Girdiği Bazı Tarih
Kitapları İçin Bkz. Http://Www.İslamguest.Net (Muhsin B. Ali B. Ebu Talib
Kimdir?) Bkz. Http://Www. Flozof.Net; Bihâru’l-Envâr, El-Hicâc’alâ
Ehli’l-Lücac, El-Vâfi Bil-Vefeyât, Mîzânu’l-L’tidâl, Buhûsun Fi’l-Milel Ve’n-
Nihal, El-İsâbe, Tehzibut-Tehzib, Ensâbu’l-Eşrâf, El-İmâm Ve’s-Siyase, Ya’kûbî,
Tarih, El-Maârif El-İstiâb, El-Avâsım Mine’l-Kavâsım.
3. Ahmed B. Hanbel Müsned, I,
98; Sarıcık, Murat, Dört Halife Dönemi, Nesil Yayınları, İstanbul, 2010, S.442.
Diyarbekri, Tarihu’l-Hamis, I-Iı, Dârussâder, Kahire, 1283, Iı, 283; Sarıcık,
Murat, Hz. Muhammedin Çağrısı-Medine Dönemi, Nesil Yayınları, İstanbul, 2009,
S.98; Öz, Mustafa, “Ali Evlâdı”, Dia, İstanbul, 1989, Iı, 392-393; (İbn-İ Sa’d,
Tabakat, Iıı, 19-20’den)Bkz. Www.Filozof.Com; (8.11.2014)
4. Zehebi, Ahmed B. Osman,
A’lâmun-Mübela, I-Iıı, Dâdül Maârif, Mısır Ty, Iıı, 165; Köksal, Âsım, İslam
Tarihi I-Xı, Şamil Yayınevi, İstanbul 1981, Iv, 161.
5. Ahmed B. Hanbel, Müsned,
I-Vı, Beyrut 1968, I, 98; Buhari, Muhammed B. İsmail, Edebu’l-Müfred, Kâhire
1973, S.213-214; Hakim, Ebu Abdullah, El-Müstedrek, I-Iv, Riyad, Ty, Iıı,
165-166; Köksal, Iv, 161 (Olayı M. Asım Köksal’ın Tercümesiyle Buraya Aldık.)
6. Sarıcık, Murat, Hz. Ali İlk
Üç Halife İle Kavgalı Mıydı, Nesil Yayınları, İstanbul 2002, S.83-89; İbn-İ
Sa’d, Et-Tabakâtu’l-Kübra, I-Vııı, Beyrut Ty, Vııı, 27; İbn-İ Kesir, El-Bidaye,
I.Vı, Matba’atü’s-Sâde, Mısır 1932, Vı, 393; Heytemi, Ahmed B.Hacer,
Es-Savâ’iku’l-Muhrika, El-Mektebetü’l-Kâhira, Kâhire, 1385, S.13; Canan,
İbrahim, Kütüb-İ Sitte, I-Xvııı, Akçağ Yayınları, İstanbul Ty, V, 383, 449.
7. Evlilik İçin Bk.. Sarıcık,
Hz. Ali İlk Üç Halife İle Kavgalımı Mıydı, S.101, 196 Vd.
8. İbn-İ Kesir, El-Bida’ye,
Vı, 315-316; Heytemi, Savâik, S.144; Kandehlevi, Muhammed B. Yusuf, Hayatu’s
–Sahâbe, I-Iıı, Dâru’s-Sa’b, Beyrut Ty., Iı, 16; (El-Kenz Iıı, 131, Ebu
Nuaym’dan).
Şia Fitnesi :
Şia'nın
Hazırladığı Bu Fitne Kokan Başlık, Şia Sitelerinde Ve Sunni Sitelerin Aklını
Karıştırmak İçin Yayıldığı Bilinmektedir.Bu İddialara Olayı İki Türlü İncelemek
Gerekmektedir:
1- Bir Anlık Şia'nın Ve Ateistlerin ve Deistlerin Dediğini Doğru Olduğunu
Farz-I Muhal Kabul Edelim: "Ey
Şia : İslamın Emiri'l Mûminine Biat Etmemek Caiz Midir?" Hz. Ali HZ Ebu Bekir
Ve Hz. Ömer R.A Zamanın da Onların Şeyhül İslamlığını Yapmış Bir Çok Konuda
Danıştıkları Ve Hürmet Gördükleri Bir Zattır !
2-
Ali (R.Anh)'In Kahramanlıklarını Anlatırkan Allah C.C. Den Daha Fazla
Özellikleri Vasf Edersiniz. Ömer, Ali'nin Evine Girip , Kendi Hanımını Aynı
Zamanda Rasulullahın Kızını Döverken, Kırbaçlarken Ali Sessiz Mi Kalıyordu Da
Buna Musade Etti, Böyle Bir Olay Oldu? Yine Şia Bu Olaylar Olurken, Ali'nin
Ömeri Dövdüğü, Burnunu Yumrukladığı, Yere Serdiği İftirasıyla Kendini Savunmaya
Çalışmıştır. Ali (R.Anh) Madem Cennetle Mujdelenmiş Sahabeleri Dövebiliyordu
Da, Ebubekir'in Halifeliğe Seçilmesi Sırasında, Neden O Zaman Dövüşmedi ? Eğer
İddialar Doğru Olsa İdi Hz Ebu Bekir Veya Hz. Ömer Döneminde Allah’ın Aslanı Ve
Kılıcı Lakabına Sahip Olan Bu Büyük Sahabe Söylendiği Gibi Ortada Bir Katliam
Varken Sessiz Kalabilir miydi? Allah’tan Değil Kuldan mı Korktu ?
3- Hz Ömer R.A Vefat Etmeden Önce Hatta
Kendisinden Sonra Halifeliğe Aday Gösterdiği 6 Kişiden Biri De Belki De En
Başındaki De Hz. Ali R.A İdi. Nasıl Olurda Hz. Ömer R.A Ve Hz. Ali R.A Aileleri
Ve Şahısları Arasında Bir Kavgadan Söz Edilebilir?
4- Hz Ebu Bekir,Hz Ömer ,Hz Osman Ve Hz Ali R.A Cennetle Müjdelenen Sahabelerdendir. Yani Daha Ölmeden Cennete Girecekleri Efendimiz Tarafından Müjdelenmiştir ! Şimdi Böyle İnsanlar Böyle İddia Edildiği Gibi Bir Takım Hal Ve Hareketler İçinde Olsalardı Değil Cenneti Görmek Kokusunu Dahi Duyamazlardı !...
Ömer
(R.Anh)'In Rasulullahın (S.A.V.)'İn Kızı Aynı Zamanda Damadı Ali'nin Hanımı
Olan Fatıma'yı Öldürdü İddiası;
Rasulullah'ın
(S.A.V) Hanımı Aişe'ye Zina İsnadında Bulunan Şia'nın Bir Başka İftirasıdır! Ehli Sunnet ; Ömer'in Mescidde Namaz
Kıldırırken Şehid Eden Mecusi Köle El Lu'lu Ye Şiadır Demekten Allah'a (C.C.)
Sığınır!
Sonuç
Olarak Şia, Ehli Sunnetin Hiç Bir Sahih Hadis (Kutubi Sitte, Buhari, Muslim
Vb) Kitabına İtibar Etmez, Kabul Etmez. Hal Böyle İken, İşine Geldiği
Zaman Ehli Sunnet Kitaplarında, Farklı Sebeblerle Geçen En Kucuk Ayrıntıları
İftira Atıp Karalayarak Ya Da Yazarın Hangi Maksatla Yazdığına Dikkat Etmeden
Sadece O Bölümü Alarak , Sanki Ehli Sunnetin Alimlerinin Bile , Sapık Şia Gibi Ömer
(R.Anh), Ebubekir'in (R.Anh) Fatıma Ve Ali'ye Zulmettikleri , Bunların Aslen
Cennet Değil Cehennemle Mujdelendiklerine İnandırmaktır. İşte Araştırmayan
Cahil Ateist Ve Deistlerde İslam’ın Kabul Etmediği Bu Yalan Ve Uydurmaları Alıp
Üzerinden Kendilerince Yorumlar Çıkarmaktadırlar !... Cahil Cesurdur Babından Okunur Ve
Bilgisizce Yorumları İle Bir Münkir Daha Ortaya Çıkar Diye İslam Alimleri
Boşuna Dememişler !
Bugün Dahi Şia Denilen Sapık Fırka Sahebe-i Güzin Efendilerimize Düşmandır !..
Hz Ömer Düşmanlığı Londra’da
Şia; Hz. Ömer İle
İblis'i Aynı Kefeye Koydular Londra'daki
Suudi Arabistan Büyükelçiliği Önünde Gösteri Yapan Şiiler Hz. Ömer İle İblis'i
Aynı Kefeye Koydu. Kuveytli Şii Yasir
El-Habib Öncülüğünde İngiliz Başkentinde Gösteri Yapan Bir Grup Şii, Mekke Ve Medine'nin
Birleşmiş Milletler Gözetimine Terkedilmesini İstedi. Suudi Arabistan Aleyhine
Sloganlar Atan Grup, Hz. Ömer'i Şeytan, Firavun Ve Nemrud İle Aynı Kefeye Koyan
Pankartlar Açtı.
Pankartta Sağ Tarafa "Adem, İbrahim, Musa, Muhamed, Fatıma, Ali, Hüseyin, Kazım Ve Mehdi" Yazan Şii Göstericiler, Bu İsimlerin Karşılarına Da Sırasıyla "İblis, Nemrud, Firavun, Ebu Süfyan, Muaviye, Yezid, Harun Ve El-Suud" Yazdılar. Bir Başka Pankartta İse "Allah Katiline Lanet Etsin Ey Fatıma" Yazdığı Görüldü. Şiiler, Hz. Ömer'in Hz. Fatıma'yı Karnındaki Cenini Düşürene Kadar Dövdüğünü Ve Hz. Fatıma'nın Bu Nedenle Hayatını Kaybettiğini Öne Sürüyor. Iraklı Şii Düşünür Ahmed El-Katib Gibi Bazı Şiiler İse Bu Tür Rivayetlerin Asılsız Ve Hurafe Olduğunu Söylüyor. Resme Dikkatle Bakarsanız Muvaye R.A Ve Ömer R.A İblisin Grubunda Diğer Taraf da İse Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A Fatima R.A Ali R.A Huseyin R.A Mehdi A.S Vardır.
İŞTE BİR YAHUDİNİN ORTAYA ATTIĞI VE GELİŞTİRDİĞİ ŞİA
FİKRİ BUGÜNDE İSLAM DÜNYASINDA BİR FİTNE ATEŞİ OLARAK DURMAKTADIR !.. Bunda
İslam’ın Bir Suçu Yoktur !...
Nasıl George Smith ; Negatif Ateizm, Pozitif
Ateizm, Nötr Ateizm, Az Yüklü Ateizm, Çok Yüklü Ateizm, Polar Ateizm, Ekvatoral
Ateizm, Tropik Ateizm, Teorik Ateizm, Pratik Ateizm, Portatif Ateizm,
Katlanabilir Ateizm, Taşınabilir Ateizm Vb Gibi Bir Çok Ateizm Çeşidini
Sınıflandırmış Ve Bunlara Müntesip Olan Bazı Gafillerin Birisi Bir Şey Dese Diğerlerini
de mi Bağlar? Veya Bu Kollardan Birisine Bağlı Olan Bir Ateist Bir Katliam Bir
Vahşet Bir Taciz Ve Tecavüz Yapsa Bunu da Meşru Görse Bu Tüm Ateistleri de mi
Kapsar? İşte ; Aynen Öyle de İslam’da da Ayrılık Olmuş. Ama Bunların Hiç Birisi
Müslümanlar Tarafında Ortaya
Atılmamıştır. Zamanın Yahudileri Günümüzde ki Hristiyan Locaları Gibi Yapılar
Müslümanları Bölmek İçin Sağdan Yaklaşan Şeytan Şeklinde Bir Çok Fikir Ortaya
Atmışlar. Parayla Satın Aldıkları Adamlarla da Destekçilerini Artırmışlar. Fakat
Hamdolsun Allah’a Bunca Saldırıya Bunda Propagandaya Rağmen İslam Ve Ehl-i
Sünnet Akidesi Müslümanların %90 -%95’Nin İman Ettiği Bir İtikat Olarak Hala
Kabul Görmektedir !.. Bu da İslam’ın Ve Ehl-i Sünnetin Hak Olduğunun Açık Ve Kati
Bir Delilidir !...
Saygılarımla
Fakir Ebu Bekir