Soru: Tarık Sûresi 7 Yedinci Ayeti Açıklar Mısınız? Buradaki Sırt Ve Göğüs Kafesi Kelimeleriyle Ne Anlatılmak İsteniyor?
Amacın Tartışmaksa Sana Şu Söz Kafidir ! Akıllı İnsanlar; Fikirleri Tartışır, Olayları Konuşmaz, Kişileri Önemsemez. Normal İnsanlar; Olayları Tartışır, Fikirleri Konuşmaz, Kişileri Önemser Cahil İnsanlar; (Bu Sensin) Kişileri Tartışır, Olayları Bilmez, Fikirleri Anlamaz. Lakin Ancak Kişilerin Görüşleri Ve Fikirleri Sayesinde Olaylar Yaşanıyorsa, Fikirleri Tartışır Olayları Konuşur Ve Bu Sayılanların Sebebi Olan Kişiler De Önemsenir.
Ateist Derki: Ayatın Birinde Söyle Der.Bir Müslüman 20 Gavura Bedeldir.Pekiiiiii Ayet Bır Müslüman 20 Gavura Bedeldir Derken. Nasıl Oluyorda 8 Milyonluk Gagur Israıl Orta Doguda500 Mılyona Yakın Müslümanın Her Dafasında Kafasını,Gözünü Patlatıyor.Demekkı Bu Sözü Söyleyen Allah Degıl Fellahdır.Sonra Baska Bır Ayattada Bir Müslüman 2 Gagura Bedeldır Demıs.Simdi Bu Ayatlar Allahdanmı Yoksa Fellahdanmı Söylermısın?.Allah Cok Yüksekten Salladık 1 Müslüman 20 Gavura Beden Olamaz Olsa Olsa 2 Gavura Bedel Olurmu Dedı Allah.Simdi Sence Bunları Yazan Allahmı Yoksa Fellahm I Söylede Bilelim.Senin Kurandan Habarın Yok. Ama Sana Kuranda Neler Olduğunu Ögretecem.Bunların Yanıtını Istıyorum.Bu Ayatlar Allahdanmı Yoksa Fellahdanmı?Yanıtını Bekliyorum.
Yüce
Allah Kitabında Şöyle Buyurmuş: وَعِبَادُ الرَّحْمٰنِ الَّذٖينَ يَمْشُونَ عَلَى
الْاَرْضِ هَوْناً وَاِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَاماً وَالَّذٖينَ
يَبٖيتُونَ لِرَبِّهِمْ سُجَّداً وَقِيَاماً وَالَّذٖينَ يَقُولُونَ رَبَّـنَا اصْرِفْ
عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَࣗ اِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَاماً اِنَّهَا سَٓاءَتْ مُسْتَقَراًّ
وَمُقَاماً
Cenab-ı Hak Olan, Rahmân'ın Has Kulları Yeryüzünde
Vakarla Yürüyen, Cahiller Onlara Laf Attığı Zaman, "Selâm" Deyip
Geçen Kullardır. Gecelerini Rablerine Secde Ederek, Huzurunda Durarak
Geçirirler. "Ey Rabbimiz, Derler; Bizi Cehennem Azabından Uzak Tut; Çünkü
Onun Azabı Bitip Tükenme Bilmez. O Cehennem Ne Kötü Bir Yerleşme Ve Kalma
Yeridir!" (Furkan Suresi 63-66. Ayeti Kerimeler)
Aziz Kardeşim , Sizi Cenab-ı Hak Bizzat Kuranı
Kerimle Yıllar Öncesinde Bu Tavırlarınız Hususunda Uyarmış ! Kur'an- Kerim Seni
Bile 1500 Sene Önce Yazmış ki Artık Neyi Yazıp Yazmadığını Sen Düşün. Aklın
Varsa Anlarsın. Buraya Kadar Geçen Âyetlerde İnkârcıların Çeşitli Bâtıl
İnançları; Yalan Dolanları, İftiraları Ve Yanlış, Haksız Ve Zararlı
Davranışları Zikredilerek Eleştirildikten (Onlara Bizzat Onların Halleri Onlara
Anlatıldıktan ) Sonra Sûrenin Neticesi Mahiyetindeki Son Âyetler Grubunda da
Allah'ın Sevdiği Kulların Üstün Nitelikleri Özetlenerek Bir Cihetle , Bir Tür
Karşılaştırma Yapılmaktadır. Burada Nitelikleri Ve Hususi Vasıfları Sıralanan
"Kullar", Belirtilen İyi Özellikleri Dolayısıyla Allah'ın Rahmet Ve
Sevgisini Kazandıkları İçin O'nun Rahmân İsmine İzafe Edilerek Anılmışlardır.
Bu Sebeple "İbâdü'r-Rahmân" Tamlamasını "Rahmânın Has
Kulları" Şeklinde Tefsir Edilir… Usül-ü Tefsirde : "Ağır Başlılık"
Şeklinde Olan Âyetteki Hevn Kelimesi, Tefsirlerde Genellikle "Sekînet,
Vakar, Rıfk (Yumuşaklık), Tevazu" Ve Bu Anlamların Hepsini İçeren Hilm
Kavramıyla Açıklanmış; Bunun, Kur'an'ın Sık Sık Atıfta Bulunduğu, Câhiliye
Arabı'nın Temel Karakteri (Sıfatı) Olan "Kibirli, Gururlu, Zorba" Anlamındaki (Bugün Günümüzde de Ateist Deist Faşist Kamalist Laik Yobaz
Kesimlerde de Gördüğümüz) Müstekbir Kelimesinin Zıddı Olduğu
Belirtilmiştir (Meselâ Bk. Taberî, XIX, 33; Zemahşerî, III, 103).
Ayette Müminlerin, Kendilerine Sözlü Sataşmada
Bulunanlara, "Selâm" Diyerek, Yani Esenlik Dileğiyle Karşılık
Verdikleri Bildirilmekte; Bu Suretle Bir Bakıma Putperest Araplar'ın (Bugün Günümüzde de Ateist Deist Faşist Kamalist Laik Yobaz Kesimlerde de
Gördüğümüz) Ortak Zihniyeti İfade Eden Câhiliye İle Müminlerin
Ortak Zihniyetini İfade Eden İslâm'ın Karşıt Kavramlar Olduğu İma Edilmektedir.
Buna Göre Sözlü Sataşmalarla Sergilenen Alaycı Ve Küçümseyici Tavırlar,
Câhiliye Zihniyetinin Kendini Beğenmişlik, Küstahlık, Hoyratlık, Saldırganlık
Gibi Tutumlardan Oluşan Barbarlık Ahlâkını; Müslümanların Bu Sataşmalara
Selâmla Karşılık Vermeleri De Onların Barışçı İlkelere Dayalı Uygarlık Ahlâkını
Göstermektedir. Nitekim Bazı Çağdaş Araştırmacılar, Câhiliye Terimini Kısaca
"Barbarlık", İslâm Terimini De (Hilm Kavramıyla Bağlantılı Olarak)
"Uygarlık" Şeklinde Açıklamaktadırlar
(Ayrıntılı Bilgi İçin Bk. Izutsu, Kur'an'da Allah
Ve İnsan, S. 187-207; A.Mlf., Kur'an'da Dinî Ve Ahlâkî Kavramlar, S. 53-62;
Mustafa Çağrıcı, "Cehâlet", DİA, VII, 218-219). 64-66. Âyetlerin
İşaretine Göre, Belirtilen Uygarlık Ahlâkının Temelinde Öncelikle
Müslümanların, Huzurunda Durup İbadet Ettikleri, Secdeye Kapandıkları Allah'a
Olan İnanç Ve Saygılarıyla Âhiret Kaygıları Bulunmaktadır.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 137-138
Burada Bize Cenab-ı Hak Bir Usülde Gösteriyor
Müslümanların Kalplerine de Bir Nusret Ve Merhem Oluyor.
Şöyle ki :
Benim Kalbim Temiz, Ben ve Benim Yolum Haktır,
Benim Yolum Doğru Yoldur Demek Bir İddiadır ! Her İddia Bir Delil Ve Şahit
Gerektirir. En Güzel Delil Ve Burhan Ve Şahitte Kur'an-ı Kerimdir. Onu Açıp
Bakılır; Hakta- Batılda, İyi de - Kötü de, Doğru da - Yanlışta, Kalbi Temiz
Olanlarda Olmayanlarda Hepsinin Vasıfları Bir Bir Yazılıdır !.... Ona Uyan
Uymayan Oradaki Ölçüyü Kendine Ölçü Yapar Yerini Ve Makamını Bir Cihetle
Bilebilir. Nihayetinde Hüküm Allah'a Aittir. Allah Her Şeyi Hakkıyla Bilendir.
Mesela Üstadlarımız Şöyle Demişlerdir : "Şu Kâinatın Sahip Ve Mutasarrıfı,
Elbette Bilerek Yapıyor Ve Hikmetle Tasarruf Ediyor Ve Her Tarafı Görerek
Tedvir Ediyor Ve Her Şeyi Bilerek, Görerek Terbiye Ediyor Ve Her Şeyde Görünen
Hikmetleri, Gayeleri, Faydaları İrade Ederek Tedvir Ediyor.""Madem
Yapan Bilir, Elbette Bilen Konuşur. Madem Konuşacak; Elbette Zîşuur Ve Zîfikir
Ve Konuşmasını Bilenlerle Konuşacak...
O Yüzden Sözü Ona Bıraktım ! Ben Değil
"O" Sana Cevap Verdi ! Öyle ki:
Güzel Bir Hat Sanatı İle Karşılaştığımız Zaman, O
Sanatın Sanatkarının Hat Sanatında Ne Kadar Mahir Ve Hünerli Olduğunu Anlarız.
Yapılmış Bir Eser, Eser Sahibinin Esere Olan Hakimiyet Ve Vukufiyetini Gösterip
İspat Eder. Öyle İse Eser Üzerinde Söz Onundur, Konuşmak Da Ona Düşer. Eser
Hakkında Hiçbir Bilgi Ve Birikimi Olmayan Birisinin O Eser Üzerine Nutuk
Atması, Bir Değerlendirmeye Girmesi Abes Ve Boştur. Bu Yüzden Yapan Biliyor Ki
Yapıyordur. Ve Biliyor Ki Konuşuyordur. Yapmak, Bilmenin Alameti, Konuşmak Da
Bilmenin İşaretidir.
Allah Eser Yapıcıların En Mükemmelidir. Demek
Bilenlerin De En Mükemmelidir. Öyle İse Konuşanların Da En Mükemmeli O Olmak
Lazımdır. Madem Konuşanların En Mükemmelidir, Öyle İse Konuşacaktır Ve
Konuşmuştur. Başta Kur'an-I Kerim Olmak Üzere, Yüz Yirmi Dört Bin Peygambere
Gelen İlahi Fermanlar Ve Sair Mahlukata Gelen İlhamlar Bu Konuşmanın En Açık
Delilleridir.
Özetle : Kur'an'da "Müslümanlar Ne Kadar Az
Sayıda Olsalar Da Kafirlere Karşı Üstün Gelirler." (Enfal Suresi, 8/66)
Diye Yazılıdır. Evet Çünkü Keyfiyet Kemiyetten Üstündür (Uzun Yazsam
Okumuyorsunuz ! Kısa Yazsam Bakalım Anlıyor musunuz? )