Sual : Ateistler Sorar “Peygamber
Otuz Erkeğin Cinsel Gücüne Sahipti.” (Buhari, Muhtasar Tecıîd-İ Sarih, Hadis No: 192) Bunu İzah Eder misiniz?
Saygı Değer ,Ve Pek Muhterem
Müslümanlar. Bu Hadis-i Şerifi İsterseniz İki farklı Şekilde Tevil Edelim.
1. 1. Cihetle Hadisin Şüphesiz ki Hak Ve Doğru Olduğu
Ki O Zaman Soru Aynı Zaman da da Şunu Gerekli Kılar; Bu Neden Gündeme Geldi
Neden Söylendi ?
2. 2. Cihet : Ateistler Ve Deistler Ayet Ve Hadislere
İnanmazlar. Hal Böyle Olunca Bu Hadisi De Dikkate Almamaları Gerekir. Hadis
Onlar İçin Muteber Bir Kaynaksa O Halde Ayet Ve Hadislerde Muteber Olur ki Bu
Durumda Kur’an-ı Kerim Hak , Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimizde
Hak Peygamber Olduğunu Kabul Etmiş Olduklarını İlan Etmiş Olurlar.
o
S B. Vâil’in Mekkeli Müşriklere Hz. Peygamber’den “Nesli Kesik”
(Ebter) Diye Bahsetmesi Yahut Kureyş Müşriklerinin Kâ‘B B. Eşref’e Kendilerinin
Daha Üstün Olduğunu Söyleyerek Resûl-İ Ekrem’i Yine Aynı Olumsuz Sıfatla
Nitelemeleri Veya Hz. Peygamber’in Erkek Çocuğunun Vefatı Üzerine Düşmanlarının
Onun Soyunun Devam Etmeyeceğini Belirtmeleri Üzerine Sabreden Rasulullah’ı
Cenab-ı Hak Kevser Sûresini İndirerek Temize Çıkarmıştır… Efendimiz Bu Yalan Ve
Çirkin İftira Ve İddialara Karşı Yıllarca Susmuş Ve Gıgını Çıkarmamıştır. Şayet
Hak Peygamber Olmasa Sabretmezdi. Batıl Bir Peygamber Olsa Bu Hususta Onlar Bu
Çirkin İddialarını Gündeme Getirdiklerinde Hemen Ayet Uydurur Ve Kendisini Temiz
Çıkarabilirdi. Buda Hem Hakimane Hem
Hikmetkerane Bir Mucize Olarak Göstermektedir Ki Efendimizin Dini İslam Hak,
Kitabı Kuranı Kerim Allah Kelamı Ve Efendimizde Hak Bir Peygamberdir…
o
Buna
Karşın Aynı Sure-i Celilenin3. Ayeti Kerimesinde de, Asıl Soyu Kesik Olanın Peygamber’e
Kin Besleyip Ona Dil Uzatan Kimse Olduğunu Belirtir. Allah, Hz. Muhammed’e
Erkek Çocuklar Vermiş, Fakat Bu Çocukların Vefat Etmesi Onun Son Peygamber
Olması, Hilâfetin De Ümmetin
Tercihine Bırakılması Gibi Birtakım Hayırlı Sonuçlar Doğurmuştur. Ayrıca Neslinin
Devam Etmeyeceğini Söyleyen Düşmanları
Yok Olup Giderken Onun Soyu Kızı Fâtıma İle Devam Ettiği Gibi Kendisine İnanan
Ümmeti De Büyük Sayılara Ulaşmıştır.
Görüldüğü Gibi Efendimiz Hz Muhammed Sallallahu
Aleyhi Vesellem Efendimiz Hakkında Bu Gibi Çirkin İfadelere Karşı Sahabe-i
Güzin Efendilerimiz Onu Korumak Ve Methü Sena Etmek İçin Her Türli Kirli İftiraya
Karşı Savunmuşlardır !... Bu Söylemde Bizzat Enes R.a Tarafından Kendi
Kanaatini Dile Getirmesi Şeklinde Bugün Günümüze Kadar Ulaşmıştır !...
Yine Suyûti'nin Nesaî Ve Buhârî'den Şu Hadisi Nakletmiştir: "Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi Vesellem) Gece Ve Gündüz Bir Saatte HanımlarıNI Ziyaret Eder Ve Cimada
Ederdi." Yine Suyuti'nin Enes'ten Naklettiği Başka Bir Hadiste Şöyle
Denmektedir: "Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi Vesellem) Bir Gusül İle Bütün Hanımları İle Cima
Ederdi." Bu Hadis Buhârî, Müslim Ve Ahmet B. Hanbelin Müsned'inde Geçip Ve
Sahihtir.
Bu Hadislerden Anlaşılan Şudur Ki:
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Şehvet Ehli Değildir. Hâşâ Şâyet Şehvet Ehli Olsaydı 25 Yaşında İken
İki Evlilik Geçirmiş Ve 40 Yaşına Gelmiş Olan Hz. Hatice Validemizle
Evlenmezdi. Mekke'nin En Güzel Ve Genç Kızlarıyla Evlenirdi. Hz. Hatice Yaşadığı
Müddetçe İkinci Bir Eş De Almamıştır. Burada Hanımların Hakkının Gözetilmesi, Hepsiyle
İlgilenilmesi, Ziyaret Ederdi Ve Cimada Ederdiden de Anladığımız Her Zaman Cima
İçin Değil Aynı Zamanda İslami Tebliğ Vazifesi Efendimiz Ve Hanımlarına da
Tevdi Edildiği İçin Onlara Gelen Sorular Hanımlarında Toplanmakta Ve Bu
Toplanan Sorulara Cevaplar Verilmekte İdi :
Şöyle ki: Soru : Hz Muhammed
Neden Çok Kadınla Evlenmiştir? Bu Eşleri İslami Tebliğ Vazifesi Başladığı Ve
Hatta Hızlandığı Ve Yayıldığı Zamanda Aynı Oranda da Artış Göstermiştir Bunun
Hikmeti Nedir ? Ruhumuza Aklımıza Ve Kalbimize Mutabık Gelecek Mantıkı Delili Var
mıdır?
Evet Varır. El Cevap :
Edep Önce Kişinin Kendi Makamı
Artması İle Arttığı Gibi de Edebin Takınılması Gereken Makamında Büyüklüğü
Nispetinde Kemalat Kazanır. İslamiyetin
Medine-i Münevvere de Yayılması İle Müslümanların Sayıları Hızlı Bir Şekilde
Artmakta İdi. Haliyle Efendimizin Vazifesi Bize Her Şartta Her Meselede Ve Her
Durumda Örnek Olmasını İktiza Eder ki Peygamberin Birinci Ve En Birinci
Vazifesi İslam’ı Tebliğ Etmektir. İlk Başlarda 10 Belki de 100
Kişiye Anlatmak Kolayken Bu Sayının 10 Binleri Bulması Sonucu İlahi mesaja
Kimsenin Mahrum Kalmaması Lazım Gelirdi. Üstelik Sadece Erkekler Değil Kadınlarda
Vardı.Din Hem Nasıl Tüm Dünya’ya Tüm Dünya İnsanlarına Gelmişti Aynen Bunun
Gibi de Hem Tüm Yaştan Erkeklere Ve Hem de Tüm Yaştan Kadınlara da Gelmişti !... Ve Hanımları
İlgilendiren Hususi Meseleler Ulu Orta Her Yerde Konuşulacak Meselelerde Olmaya
Bilirdi. Bu Yüzden Nasıl Bir Erkek Olarak Hz Ömer’in Hususi Erkek Olarak İlişki
İle İlgili Sorusu Varsa ,Haliyle Sadece Bayanlara da Hususi Olan Mahrem Konularda Edep Timsali
Olan Sahabe Hanımları Allah’a Karşı Nasıl Bir Edep Takınacaklarını Sormak
İstiyor Ama Hem Efendimizin Hususi Hayatı Hem İştima-i Hayattaki Koşturması Hem
de Dini Hem de Siyasi Meşguliyetinin Çok Olması Ve Asla da Yalnız Kalmaması
Etrafındaki Erkeklerin de Çokluğu Bayanlara Fırsat Bırakmıyordu.
Buna Bir de Kendinin Erkek Olması Hasebi İle Her Ne Kadar Peygamber Dahi Olsa da Bayanları İlgilendiren Konuların Sorulması Ahlak Timsali Sahabe Annelerimizi Utandırıyordu . Bir Tarafta Şeriat Bir Tarafta Peygamber Bir Tarafta da Ahlak Vardı. Bu Sıkıntılı Meseleyi Görüp Doğru Teşhis Eden Efendimizde Hem Akıllı Hem Olgun ( Hani Deriz Ya Sakalım Yok ki Lafım Dinlensin ) Aynen Onun Gibide Toplumda Sözü Geçecek Çocuk Sahibi Olan Dul Bayanlarla Evlenmiştir !... Bu Sayede Şeriatın Emri Olan Haremlik Selamlık Uygulanıyor Hem de Bayanların mahrem Sorularına Cevap Ve Merhem Olunuyordu !...
o
Bu Hadisleri Nakleden Muhtelif Kaynaklar da: "Bir Kişinin Birden Fazla Eşi İle Cima
Ettikten Sonra Tek Gusül Abdesti Almasının Kâfi Olup Olmadığı" Konusunda
Rivâyet Ettikleri, Yani Hz. Peygamber'in
(S.A.S) Uygulamasından Hareketle Tüm İnsanları İlgilendiren Fıkhî Bir Hükme
Ulaşmak Amacıyla Rivâyet Ve İstidlal Ettikleri Anlaşılmaktadır. Nitekim Konu
Başlıkları Şöyledir: "باب إِذَا جَامَعَ ثُمَّ عَادَ ، وَمَنْ دَارَ عَلَى نِسَائِهِ
فِي غُسْلٍ وَاحِدٍ. -طَوَافُ الرَّجُلِ عَلَى نِسَائِهِ فِي اللَّيْلَةِ الْوَاحِدَةِ"
(Cima Yaptıktan Sonra Tekrar Dönmesi, Bir Kişinin Bir Gecede Eşlerini Gezmesi,
Bir Kişinin Bir Güsul İle Birden Fazla Eşini Ziyaret Etmesi Veya Bir Eşi ile
Birden Fazla Cima Ettikten Sonra Gusül Alabilirmiyiz ) Gibi Sorulara Cevap
Mahiyetinde Bu Hadisin İletildiği de Bildirilmektedir.
o Bu Konuda ki Hadislerin Tümü Enes B. Malik'den Rivâyet Edilmektedir. Enes'in Verdiği Bilgiler De Diğer Sahabilerin Bu Konudaki Sorularına Binaen Enes Tarafından Verilen Cevaplardan İbarettir.
o Hadislerde Hz. Peygamber'in Eşlerini Sıraya Koyup Gece Veya Gündüz Vakitlerinde Onların Hepsiyle İlgilendiği, Onları İhmal Etmediği Beyan Edilmektedir.
o Hadislerde Cinsel Münasebet Anlamı Da Bulunmakla Birlikte Daha Genel Bir İfade Olan Şu İki İbare "فَيَطُوفُ عَلَى نِسَائِهِ- كَانَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم يَدُورُ عَلَى نِسَائِهِ" Kullanılmıştır. "Tafe Ve Dare" Kelimesi Ziyaret Etmek Anlamına Da Gelmektedir. Dare Kelimesi Aynı Şekilde Dönem Dönem (Devir-Devre) Veya Nöbetleşerek Ziyaret Etmek Anlamlarına Da Gelmektedir. Bu İki İbarede Hz. Peygamber'in Uğradığı Her Eşiyle İlle Cinsel Münasebette Bulunduğuna Dair Açık Beyan Bulunmamaktadır.
o İşin Cinsel Boyutu İle İlgili Kısım İse, "أَوَكَانَ يُطِيقُهُ" Şeklinde Soruyu Soran Kişilerin Bu İfadesinin Zımnından Çıkarılmaktadır. Bu Şahısların "Cinsel Münasebete Gücü Yetiyor Muydu" Anlamında Mı Yoksa "Tüm Eşlerini Bir Gecede Ziyaret Etmeye Fırsatı Var Mıydı?" Manasında Mı Sorduğu Çok Net Değildir. Zira İfade Mutlak Olup Her İkisine De Muhtemeldir. Cevabını Veren Kişi De Yine Enes B. Malik'tir. Enes B. Malik Cevaben "Biz, Hz. Peygamber'in 30 Kişinin Gücünü Taşıdığını Konuşurduk. (قَالَ : قُلْتُ لأَنَسٍ أَوَكَانَ يُطِيقُهُ قَالَ : كُنَّا نَتَحَدَّثُ أَنَّهُ أُعْطِيَ قُوَّةَ ثَلاَثِينَ.)" Şeklinde Cevap Verilmiştir Ki Burada Da Cinsel Münasebetle İlgili Açık Bir İfade Bulunmamaktadır.
o Rasûlullah'ın Otuz Erkek Takatini Taşıdığını Söyleyen Kişi Enes B. Malik'tir. Enes B. Malik'in Bu İfadeyi Ciddi Olarak Mı, Latife Yapmak İçin Mi Söylediği Belli Değildir. Muhtemel Bir Mana Olarak Hz. Peygamber'in Mahrem Hayatı Hakkında Her Detayı Öğrenmek İsteyen Şahısları Belli Bir Sınırda Tutmak İçin Böyle Bir Latifeyi Söyleme Yolunu Da Denemiş Olabilir. Dolayısıyla Şifahi Bir Sohbetin Yazıya Geçirilmiş Halinde Jest Ve Mimik Kaybından Dolayı Anlam Kaymalarının Da Meydana Geldiği Söylenebilir. Hadisler Ve Tarihi Rivâyetlerin Doğru Anlaşılıp Yorumlanması Konusunda Bu Husûs Da Son Derece Önemlidir.
o Tüm Bu İhtimaller Arasında Hadisçiler Ve Fıkıhçılar Hadisten Sadece İki Hüküm Konusunda Faydalanmışlardır: Birincisi Birden Fazla Cinsel Münasebetten Sonra Tek Guslün Kâfi Olması, İkincisi De; Birden Fazla Evli Olan Kişilerin Eşlerini İhmal Etmemeleri Ve Bir Sıraya Tabi Tutmaları Gerektiği Konusu.
o Hadislerde Hz. Peygamber'in Eşlerine Uğradığından Bahseden İbare Dikkatli Ve Titiz Bir Şekilde Tercüme Edildiğinde Aslında Koparılmaya Çalışılan Yaygaranın Ya Cehaletten, Ya Da İhanetten Kaynaklandığı Görülecektir. Şöyle Ki Hadiste Şu İbare Geçmektedir: "كَانَ يَدُورُ عَلَى نِسَائِهِ فِي السَّاعَةِ مِنَ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ ،" Burada "Cima Etti" Anlamını Taşıyan "وطئ-جامع-لامس-باه-" Gibi İfadeler Yok, "Uğradı/Ziyaret Etti" Anlamındaki "-يطوف-يَدُورُ" İfadeleri Geçmektedir. İkinci Bir Husûs: Cümlede Harf-İ Tarifle Birlikte "الساعة" Yani "Belirli Saat" Veya "Malum-Belli Saat" Geçmektedir. Üçüncü Olarak Da "Her Gece Ve Her Gün" Değil "Geceleri Ve Gündüzleri Anlamında "مِنَ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ" İfadesi Geçmektedir. Bu Üç Husûs Aynı Anda Göz Önünde Bulundurularak Bir Tercüme Yapıldığında Şöyle Bir İfade Çıkmaktadır: "Hz. Peygamber (S.A.S.), Geceleri Ve Gündüzleri Belirli Saatte Eşlerine Uğrardı." Bu İse Birden Fazla Hanımla Evli Olan Bir Kişinin Normal İnsanî Durumundan Başka Bir Şeyle İzah Edilecek Tarzda Değildir. Buna Rağmen Söz Konusu İbareden Sadece Cima/Cinsel Münasebet Yaptığı Anlamını Çıkarmak, "Sofinin Fikri Neyse Zikri De Odur" Atasözünü Tasdik Etmek Demektir
1. Cihetin 2. Cevabı İnşaAllah
Soru : Bu Hadis Hz. Peygambere Bakan Ciheti Olduğu Gibi Aynen Öyle de Büyük Bir Hikmetle Hanımları Yani Annelerimize Bakan Kısmıda Vardır … O Halde Hem Peygamberlik Makamı , Hem Koca Olma Makamı , Hem Baba Olma Makamı İle Hem de Hanımlarına Bakan Peygamber Olma Makamı Ve Peygamber Hanımı Olma Makamı İle Bize Meseleyi İzah Eder misiniz ?
El Cevap :
Evet Hz Peygamber Hadis-i Şerif İle Sabittir ki : Namaz Gözümün Nurudur Der ! Ve Aynen Bunun Gibi de Hazreti Âişe Validemiz De Peygamberimiz’in Namaza Olan Düşkünlüğünü Şöyle Anlatmaktadır: Rasûl-İ Ekrem (S.A.S.) Geceleyin Kalkıp Bazen Ayakları Şişinceye Kadar Namaz Kılardı. Bunun Üzerine Ona; “Yâ Resûlallah! Senin Geçmiş Ve Gelecek Bütün Günahların Bağışlandığı Halde Niye Böyle Kendini Yoruyorsun?” Diye Sorunca, "Allah'a Şükreden Bir Kul Olmayayım Mı, Ey Âişe?" Diye Cevap Vermiştir.
Nasıl ki Evin Dışında Nasıl
Patron Olan Bir Baba Evin İçinde de Patron Olursa O Evin Hakkını Hem Baba
Olarak Hanımına Ve Çocuğuna Karşı İfa Etmiş Olmaz. Aynen Öyle de Peygamberlik
Vazivesi İle Gelen O Manevi ve Ulvi Makamında Her An Duran Bir Peygamber Kendisi
Gibi Peygamber Olmayan Hane Halkı Nazarında da Onların Seviyesine İnip Onlarla
Muhatap Olmazsa Onların Hakkını Veremezdi. Bir Peygamber de Olsa Peygamberlik
Vazifesi Ayrıdır ! Gene O Vazifesinin de Bir Sorumluluğu Olan Hem de Bir Kul
Hakkı Olan Kadınlarının Muhterem Annelerimiz Ve Hanımlarının Hakkını Vermesi
Bütün Bütün Birbirini Tamamlamaktadır. Hem
Peygamberlik Makamı , Hem Koca Olma Makamı , Hem Baba Olma Makamı İle 1 Değil 3 Meselenin de Hakkını Vermesi
Onun Peygamberlik Makamının Şanındandır ! Dolayısı İle Bir de Bunun Kadınların Peygamber
Hanımları Olması Hasebi ile Sahabe Hanımlarının Sorularını Cevaplaması Ve Aynen
Öyle de Hanım Olarak “Eşinden Bekledikleri Sevgi , Aşk, Muhammed Ve Cima Gibi”
His Ve Hissiyatlarının da Karşılanması Bu Makamın da Hakkının Verilmesi Lazım Gelirdi
! Eşlerini Aynı Gece Gezecekti ki
Hem Bir Peygamberlik Makamı
Olarak Hem Kendi Hanımlarının İslami Suallerini hem de Kendisinde Toplanan
Hanımların Suallerini cevaplaya Bilsin ki Ümmetin hanımlarının Suallerine Bir
Merhem Olsun
Hem Bir Koca Olması Makamı ile
de Hanımlarının “Bekledikleri Sevgi , Aşk, Muhammed Ve Cima Gibi” Sorumluluklarını
yerine Getirebilsin. Ve Onların Hakkını Vererek Kul Haklarını da Girmesin. Hem
Bu Vazifeleri İle Ümmete de Bir Rol Model Olabilsin !
Hem Bir Baba Olarak Evlatlarının da Hakkını Vererek Çocuklarla İlgilensin. Efendimizin Baba Olduğu Çocuklar Yetim Çocukları Olup Kendisinin de Bir Yetim Olması Hasebi İle Evlendiği Dul Hanımları Ve Onların Masumane Evlatlarının Kalbinde Baba Eksikliğini Gidersin …
Evet İşin Hakikati Ve Hikmeti Budur
Aşağıda da ki Verilen Açıklamada Kısa Kafi Ve Vafidir !..
Bu Konu Belki De Hz. Peygamber (A.S.M)’İn Diğer Müslümanlardan Farklı Olarak İstediği Kadar Evlenebileceğini Bildiren Ayetler Bağlamında Söz Konusu Edilmiştir. Yani, “Acaba Otuz Tane Hanım Alabilir Mi? Alsa O Kadar Gücü Yeter Mi?” Gibi Varsayımlardan Hareketle, Sahabeler Kendi Aralarında Bu Konuyu Da “Nübüvvetin Yüksek Makamına Yakışır” Bir Çerçevede Değerlendirmişlerdir.
Nitekim, Buharî’nin İlgili Hadisinde (Gusül, 12) Bu Bilgi, Hz. Peygamber (A.S.M)’Den
Nakledilen Bir Bilgi Değil, -Hz. Enes’in “Biz Kendi Aramızda
Öyle Konuşurduk” Sözlerinden De Anlaşıldığı Gibi-
Sahabeler Kendi Aralarında Yürüttükleri Bir Tahmine Dayalıdır.
Sonuç :
EY ATEİST VE DEİSTLER ! BİR GÜN...
AKLINIZ İLE VİCDANIN ARASINDA KALIRSAN EĞER; VİCDANINIZI SEÇİNİZ. ÇÜNKÜ
VAHİY’SİZ AKLINIZ ÇIKARINI KORUR, VİCDANINIZ İSE İMANINIZI VE İNSANLIĞINIZI
KORUR..