14 Ateistlere Cevaplar : Komünist Karmatiler , İslam Düşmanı HITTI, Philip Khuri Kimdir Ve Dün Karmati Bugün Komünistlerin İslam'a Verdikleri Zararlar

 

Soru : Dünün Karmatileri Bugünün Komünistleri Kimdir? Bunların Müslüman Olduğunu İddia Eden Yalancı ve İftiracı  Hitti Kimdir ? 

24 Haziran 1886’da Beyrut Yakınlarındaki Şimlân (Şimian) Köyünde Doğdu; Mârûnî Kilisesi’ne Mensup Bir Hıristiyan Arap’tır. 

Tüm Eğitim Hayatını (Kendisini Araştırmış Ve Kısaca da Olsa Tahlil Etmiş Yaşamış Olduğu Asır İtibariyle Günümüzde ki Meseleleri de  Bir Tecrübe Kabul Etmek Sureti İle Bu Fakirin Kanaatine Göre : Beyninin Yıkandığı Yıllarının Hemen Hemen Tamamında Amerika İle İç İçe İlişki İçerisindedir. Hem Yaşadığı Yer Amerika , Hem Almış Olduğu Eğitim Hayatı Amerika’da Geçmiş Ve Gene Amerikan Okullarında da Hizmet Etmiş, Unvanlarını Dahi Amerika’dan Almış, Üstün Hizmetleri Neticesinde de Amerikan Vatandaşı Olmuş. Her Şeyi İle  Ruhunu Amerika’ya Adamış Ve Satmış Bir Adamdır.  ) Ortaokulu Ve Liseyi Sûkulgarb’da Bulunan Amerikan Mektebinde Okudu (1903). Bu Mektepte Üç Yıl Öğretmenlik Yaptıktan Sonra 1906’da Beyrut Amerikan Üniversitesi’ne Kaydoldu. Buradan Mezun Olunca (1908) Aynı Üniversitede Tarih Dersleri Verdi. 1913 Yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne Giderek Columbia Üniversitesi’nde (New York) Richard Gottheil’in Yanında Belâzürî’nin Fütûḥu’l-Büldân Adlı Eserinin İlk Yarısını İngilizce’ye Çevirerek Doktor Unvanını Aldı (1916) Ve 1920’ye Kadar Bu Üniversitede Department Of Oriental Languages’de Öğretim Görevlisi Olarak Bulundu. Aynı Yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde Vatandaşlığa Kabul Edildi.

Hitti Özellikle Arap Tarihi, Kültürü, Dil Ve Edebiyatı İle İslâm Dini Üzerinde İlmî Araştırma Mahsulü Eserler Ortaya Koymuş “Amerikaya Hizmet Eden Hıristiyan” Bir Şarkiyatçıdır.

Bugünün Müslüman Arap İlim Çevrelerinde Hitti Birbirinden Farklı Görüşlerle Anılmaktadır. Bunların Bazılarında İlme Olan Hizmetleri Dolayısıyla Sitayişkâr Cümleler (Ki İslam’a Hizmet Eden Bir Hristiyan’ın (!) Kimler Tarafından Takdir Edileceğini Sizlere Bırakıyorum ! Ebu Cehil Gibi Birisinin İslam’ı Anlatması Ve Takdir Edilmesi ! Anlayan Anladı. ) (Abdülcelîl Et-Temîmî, Sy. 45-46, S. 155 Vd.)

Gerçekte İse : Tarihî Gerçekleri Değiştirip Olayları Saptıran Bir Araştırmacı Yahut İslâm Düşmanlığı İle Dolu Bir Hıristiyan Arap Olarak Tanıtılmaktadır (M. Abdülfettâh Aliyyân, S. 35-36). Aleyhinde Bulunanlar Arasında En Ağır Eleştirileri Yapanlardan Mustafa Es-Sibâî Onun Hakkında Şunları Yazmaktadır: “Philip Hitti ... En Katı İslâm Düşmanlarındandır. Amerika’da Arap Meselelerini Savunuyormuş Gibi Görünürse De Kendisi, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın Ortadoğu İşlerindeki Gayri Resmî Danışmanıdır. Sürekli Olarak İslâm’ın İnsanlık Kültürünü Kurmadaki Rolünü Küçültmeye Çalışır Ve Müslümanlara Herhangi Bir Üstünlüğün Verilmesinden Hoşlanmaz. Meselâ 1948’de Yayımlanan The Encyclopaedia Americana’nın “Arap Edebiyatı” Maddesinde Şunları Yazmıştır: ‘Yeni Edebî Hayatın Belirtileri Ancak XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Ortaya Çıkmaya Başladı. Bu Yeni Hareketin Önderlerinin Çoğu, Amerikan Misyonerlerinin Faaliyetleri Sayesinde Öğrenim Gören Ve Onlardan İlham Alan Lübnanlı Hıristiyan Araplar’dır’. Hitti’nin İslâm’ın Ve Müslümanların Üstünlüğünü Küçümseme Girişimleri Sadece Modern Asra Özgü Değildir, İslâm Tarihinin Bütün Dönemlerine De Yansır” (El-İstişrâḳ Ve’l-Müsteşriḳūn, S. 33-34). 

İşte Bu İslam Düşmanıdır Karmatileri İnceleyip Gündeme Taşıyan :

Şiî Grupların En Meşhurlarından Biri. İslâm Mezhepleri Arasında En Çok İhtilafa Sebep Olan Fırkalardan Biri. Şüphesiz Ki Şia'dır. Bu Fırkanın Mensupları Zamanla Kendi Aralarında Ayrılığa Düşmüşler Ve Değişik Şubelere Ayrılmışlardır (İA. Çubukçu, Gazzali Ve Batınîlik, Ankara 1964, S. 29). Bunlardan Biri De İsmailiyye'dir (Bernard Lewis, "İsmâilîler ", İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1977, C. V/2, S. 1120) 

İsmâiliye Fırkasının Bir Kolu Olan (Hüseyin Atay, Ehl-İ Sünnet Ve Şia, Ankara 1983, S. 111) Ve Ehl-İ Beyt Sevgisini İstismar Ederek Kurdukları Gizli Teşkilat Sayesinde Siyâsi Nüfuz Elde Etmeyi Amaçlayan Ve Neticede Sünnî Akideyi Ortadan Kaldırmayı Planlayan Karmatilik Hareketi (N. Çağatay-İ.A. Çubukçu, İslâm Mezhepleri Tarihi, Ankara 1965, C. I, S. 65, 68). Kûfe, Bahreyn Ve Suriye Olmak Üzere Üç Değişik Bölgede Ortaya Çıkmıştır (Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, İstanbul 1986, C. III, S. 285).

Karmat Ya Da Karmatî Kelimesinin Menşei Hakkında Çeşitli Görüşler İleri Sürülmüştür (Geniş Bilgi İçin Bk. L. Massignon, "Karmatiler", İA, İstanbul 1977, C. VI, S. 353a; Büyük İslâm Tarihi, III, 287). Öyle Anlaşılıyor Ki Bu Kelime Adını Tarikatın Kurucusu Olan Hamdan B. Karmat'tan Almış Olmalıdır (Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Konya 1981, 66). Ancak Bu Sahsın Adının Hamdan B. Eş'as Olduğu Da Rivâyet Edilmektedir (Atay, A.G.E., 111). Kûfe Yakınlarında Kendi Başına Derviş Hayatı Yaşayan Hamdan, Halkın Yoksulluğu Ve Abbâsîler'in Ülkede Meydana Getirdiği Baskıdan Yararlanarak "Ortak Mülkiyet" Anlayışını Amaç Edinen Bir Tarikat Kurdu. Zenginlerin Malını Paylaşmayı Ana İlke Olarak Benimseyen Bu Tarikat, Kısa Sure İçinde Bütün Irak'ta Yayıldı. Görünüşte Dini, Gerçekte Ekonomik Bir Hüviyet Taşıyan Bu Tarikatın Politik Düşünceleri De Vardı. İslâm Dini'nin Getirdiği Kuralların Birçoğunu Gereksiz Sayıyor, Özellikle Mazdekçiliğin Görüşlerine Uygun Düşünceler İleri Sürüyordu (Çağatay, Ahilik, 66).

Mazdekçilik Ya Da Mazdekizm, İranlı Zerdüşt Din Adamı Mazdek'in Düşünce Felsefesine Verilen İsimdir. Mazdekizm, İsa'dan Sonra 5. Yüzyılın Sonlarına Doğru Ortaya Çıkan; İnsan Eşitliği Ve Mal Ortaklığını Savunan Bir Akım Olarak Bilinmektedir. Her Türlü Özel Mülkiyetin Kaldırılması Ve Evliliğin Serbest Aşk İle Değiştirilmesini Savunması İle Ün Saldı. Hava Ve Su Gibi, Paranın, Malın-Mülkün De İnsanlar Arasında Eşit Olarak Paylaşılmasını Savunan Mazdek'in Gerçekleştirdiği Reformlar Bir Tür Erken Komünizm (Wherry, Rev. E. M. A Comprehensive Commentary On The Quran And Preliminary Discourse, 1896. Pp 66. Kaynağa Göre) Örnekleri Arasında Gösterilmektedir.

Mazdek Düşüncesine Göre Yeryüzü Bütün İnsanların Ortak Yararına Açık Bir Yaşam Alanıdır. Bu Yaşama Alanında Çalışan Geçinir, Çalışmayanlar Silinip Gider. Toplum Bireylerin Oluşturduğu Ortaklaşa Bir Kuruluş Olduğundan, Kimsenin Kimseyi Baskı Altına Almaya, Özgürlüğünü Ortadan Kaldırmaya Ya Da Kısıtlamaya Hakkı Ve Yetkisi Yoktur. Bu Nedenle, Mazdek Düşüncesinde Kadın Erkeğin Tutsağı Değil, Özgür Bir İnsandır; Dolayısıyla, Yeryüzündeki Hayatın Da Ortağıdır (Korkmaz, Esat. Zerdüştlük Terimleri Sözlüğü, Mazdekçilik, s.110)

Nitekim Beklenen İlk İsyan Vasıt Civarında (Kûfe) Hamdan İle Başladı (Massignon, A.G.E, VI, 353a). Hareket Çöldeki Arap Bedevilerinden Destek Görmemekle Birlikte Sevâd Köylüleri Arasında Geniş Bir Şekilde Yayıldı. Bu İsyan Özellikle Her Sene Şahıs Başına Bir Dinarlık Yeni Bir Vergi Konulmasına Karşı Bir Tepki İdi. Karmatiler'in Bu Hareketi Yaklaşık Olarak On Sene Devam Etti (277-288/890-901) (Büyük İslâm Tarihi, III, 287). Bu Arada Büveydi Sultanı Samsâmüddevle Tarafından Kûfe'yi İstila Etmek İsteyen Karmatiler'e Büyük Kayıplar Verdirilmiştir. Samsâmüddevle'nin Vurduğu Bu Darbe, Onların Sonunu Yaklaştıran Sebeplerden Biri Olmuştur (H. İbrahim Hasan, İslam Tarihi, Çeviren: İsmail Yiğit, İstanbul 1986, IV, S. 312).

İkinci Karmatî Hareketi İse Bahreyn'de Ortaya Aşıktı (286/899). Ebû Said El-Cennâbı Liderliğinde Başlayan Hareket, Bedevilerden Ve Bu Mezhebe Bağlı Olanlardan Birçoğunun Da Desteğiyle Bir Hayli Güç Kazandı (İbnu'l-Esir, El-Kâmil Fi't-Tarih Tercümesi, Çeviren: Ahmet Ağırakça, İstanbul 1986, VII, 410). Ebû Said Zamanında Karmatiler'in Hâkimiyetine Girdi (İbnu'l-Esir, A.G.E, VIII, 74). Ahsâ İse Müstakil Bir Devlet Haline Geldi. 

Karmatî Faaliyetinin En Büyük Merkezi Durumuna Gelen Bahreyn'de Güçlü Ve İktisâdî Bakımdan Başarılı Ve Dayanıklı Bir Devlet Kuran Karmatiler (C.E. Bosworth, İslâm Devletleri Tarihi, Çevirenler: E. Merçil-M. İpşirli, İstanbul Tarihsiz, S. 89). Fatımîler'den De Manevî Yardım Alarak Bağdat'da İkâmet Eden Abbâsi Halifelerine Korkulu Günler Yaşattılar(Çağatay-Çubukçu, İslam Mezhepleri Tarihi, I, 68). Nitekim Halife Mu'tezid Tarafından Gönderilen El-Abbâs Amr El-Ganavı Ve Kuvvetleri, Ebû Said Ve Maiyyeti Tarafından Yenilgiye Uğratıldı (287/900) (İbnü'l-Esîr, VII, 414-415). 

Ebû Said'den Sonra Karmatiler'in Basına Küçuk Kardeşi Ebû Tahir Süleyman Geçti (301/914) (İbnü'l-Esîr, VIII, 74). Süleyman Zamanında Da Basra (311/924) Ve Kûfe (312/925) Karmatiler'in Eline Geçti. Mekke Yolunun Karmatiler Tarafından Tehdit Edilmesi Sebebiyle Müslümanlar O Yıl Haclarını Edâ Edemediler (İbnü'l-Esir, VIII, 122, 131-132). Birkaç Sene Sonra Mekke'deki Hâcılara Saldıran Karmatiler, Müslümanları Kılıçtan Geçirdiler Ve Hacerü'l-Esved'i Yerinden Söküp Hecer'e Götürdüler (317/930) (İbnü'l-Esir, VIII, 173). Yaklaşık Yirmiiki Sene Burada Kalan Mübârek Taş Nihayet Fatımî Halifesi Mansur'un Hususi Emri İle Mekke'ye İade Edildi (339/951) (İbnu'l-Esir, VIII, 417). 

Görüldüğü Gibi Bugün de Dünde Özgürlük Adı Altında Ortaya Çıkan Sonrada Nedense Hemen İslam Karşıtı, Müslüman Karşıtı Hareketler Haline Gelmişlerdir Ve Bu tarihin Her Safhasında Ve Dahi Bugün Bile Bütün Batıl Fikriyatların Tamamı İslam’a Karşı ve Düşmandır ! Çünkü İslam Bu Batıl Fikirlere Kula Kulluk Ettiren Düzenlere Ve İnsanları Sömüren Fikirlerin Karşısındadır !... İslam Karşıtı Olan Bu Zihniyetlerin Söylemlerinde Sıklıkla Günümüzde de Duyduğumuz Özgürlüğü Her Türlü Ahlak-ı Reziliye’ye Ulaşabilme İmkanı İçin Slogan Olarak Kullanır Ve Özgürlük Ve Eşitlik Ve Adalet Gibi Söylemleri Sömürürler !... Diktatör Dedikleri Adam Ülkesine Hizmet Eden, Özgürlük Dedikleri ve Özgürlük İstiyoruz Talebi Diye Lanse Edilen Protestoları Altından Gezi Zekalıların Darbe Girişimi Ve Ülkenin Gelişmesi İçin Yapılan Yatırımların Durdurulmasını, Eşitlik, Hak ,Hukuk Dedikleri Konular İse Sadece Kendilerine Matuf Olup Bir Müslümana  Hele ki Başörtülü Bir Bayana Özgürlük Vermek Hususunda Hiç de Özgür Yaklaşımcı Olmadıklarını Görürsünüz. Sonunda Geldikleri Özgürlük Anlayışı Lgbt’de Kendini Gösterir.  Makam, Mal ,Para, Mülk Ve Kadın Hususları Nefsin Hoşuna Giden İstek Ve Arzulardır. Bu Ahlaksızlarında Bunlar Üzerinde Özgürlük Ve “Serbest” Kullanım Hakkını Savunmaları Sağdan Yaklaşan Şeytan Gibi Özgürlük Eşitlik Sosuna Bulanmış Kati Bir Zehirdir !.. 

Abbâsi Halifeleri Karmatiler'le Başa Çıkamadılar Ve Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah'dan Yardım İstemek Zorunda Kaldılar (Çağatay, Âhilik, 67). Nitekim Melikşah, Türkmen Reislerinden Artuk Bey'i Ahsâ Ve Bahreyn Bölgelerinde İsyan Halinde Bulunan Karmatiler'i Te'dip Etmek Vazifesiyle Hulvan (Luristan)'A Gönderdi (469/1077). İlk Seferinde Başarılı Olamayan Artuk Bey, Daha Sonra Tertiplediği Bir Seferle Karmatiler'i İtaat Altına Almaya Muvaffak Oldu (Ali Sevim, "Sultan Melikşah Devrınde Ahsâ Ve Bahreyn Karmatiler'ine Karşı Selçuklu Seferi", Belleten, Ankara 1960, C. XXIV, Sayı 94, S. 217-218, 224). 

Diğer Taraftan Fatımî Halifesi Aziz, Suriye Ve Filistin Bölgelerini Karmatiler'den İstirdad İçin Çalışıyordu. Remle Yakınındaki Tavvahin Nehri Kıyısında Halife Aziz Komutasındaki Fatımiler İle Hasan A'sam Komutasındaki Karmatiler Ve Onu Destekleyen Alptekin Komutasındaki Türkler Arasında Yapılan Şiddetli Savaşta Karmatiler Ve Alptekin Hezimete Uğradı. Dımeşk Tekrar Fatımîler'e Geçti. Böylece Halife Aziz, Karmatiler'i Tekrar Fatımî Camiâsına Almaya Muvaffak Oldu. Karmatiler 458/1066 Tarihinde Üval Adasındaki Ve 470/1077 Tarihinde De Bahreyn'deki Devletleri, Sünnîler Tarafından Ortadan Kaldırılıncayâ Kadar Fatımîler'e Bağlı Kaldılar (H. İbrahim Hasan, İslâm Tarihi, IV/5, 312). 

Bahreyn'de Karmatî Devletinin Başında Bir Hükümdar Bulunuyor Ve Halk, Altı Kişilik Bir Meclis Tarafından Yönetiliyordu. Bunlar Oruç Tutmuyor Ve Namaz Kılmıyorlardı. Bir Kişi Fakirleştiği Veya Borçlandığı Zaman Toplum Fertleri Tarafından Yapılan Yardımlar Sayesinde Eski Haline Gelebiliyordu. Bölgeye Gelen Yabancı Bir Zanaatkârın Yerleşmesi İçin Gerekli Para Derhal Bulunuyor Ve Hatta Fakirlerin Evlerinin Tamir Masrafları Devlet Tarafından Karşılanıyordu (Bernard Lewis, Tarihte Araplar, Çev. Hakkı Dursun Yıldız, İstanbul 1979, S. 133-134). Devlet Teşkilatı Bazı Yönlerden Komünizme Benziyordu. Sözgelişi Vergiler Toplanıyor Ve Toplumun Fertleri Arasında İhtiyaçlarına Göre Bölünüyordu (Boswarth, İslâm Devletleri Tarihi, S. 90). 

Karmatiler, Fatımî Halifesi Mustansır Devrinde Yıkıldılar. Onların Ortadan Kaldırılmaları İki Safhada Gerçekleştirildi. Birincisi, Ehl-İ Sünnet Mensuplarının Gerçekleştirdiği Bir Dizi İsyandan Sonra 458/1066 Yılında Uval Adası, Bahreyn Karmatileri'nin Hâkimiyetinden Çıktı Ve Abbâsilerin Hâkimiyetine Girdi. İkincisi, Bahreyn'deki Sünniler, Karmatiler'e Karşı İsyan Eden Abbâsi Taraftarlarının Etrafında Toplanarak, Ahsâ Şehrinin Kuzeyinde Karmatiler'i Kuşattılar. 470/1078 Yılında Yapılan Hendek Savaşında Onları Yendiler. Bu Savaş, Tarihin En Önemli Savaşlarından Biri Sayılır. Çünkü Bu Yaklaşık İki Asır Boyunca Özellikle Abbâsi Devleti İçin Korku Ve Heyecan Kaynağı Olan Karmatî Devletinin Ortadan Kalkmasına Sebep Olmuştur (H. İbrahim Hasan, A.G.E, IV/5, 314). 

Bahreyn'de İktidarı Ele Geçirmeye Ve Bir Devlet Kurmaya Muvaffak Olan Karmatiler, Burasını Hilâfete Karşı Bir Asırdan Fazla Bir Propaganda Ve Askeri Harekât Üssü Olarak Kullandılar (Bernard Lewis, "İsmâililer", İA, V/2, S. 1121a). (Benzerini Pkk Çukur Eylemlerinde Gerçekleştirmeye Çalışmış Bölgesel Özerk Devlet Kurmaya Çalışmışlar Ve Türk Ordusu Tarafından Ezilerek Dümdüz Edilmişlerdir !) 

Diğer Bölgelerde İse Karmati Faaliyetleri Şu Şekilde Gelişmekteydi:  Şam'da Bir Grup Bedevî Hz. Hüseyin'in Soyundan Geldiğine İnandıkları Zikreveyh'e Bey'ât Ettiler (289/902) (İbnu'l-Esir, VII, 426). Hareket Desteğini Suriye Ve Irak Çöllerindeki Göçebelerden Ve Özellikle Bir Zamanlar Emevi İdaresinin Dayanağı Olan Kelb Kabilesinden Almaktaydı (Büyük İslâm Tarihi, III, 289). Fırat Nehri Kenarında Zikreveyh Ve Abbâsi Ordusu İle Yapılan Savaşı Karmatiler Kazandılar (293/906). Ertesi Sene, Horasan Hacılarının Yolunu Keserek Birçoğunu Öldüren Ve Hacılara Karşı Son Derece Zâlimce Davranan Zikreveyh, Yapılan Bir Savaşta Öldürülerek Ortadan Kaldırılmıştır (İbnü'l-Esir, VII, 455, 458, 461). Böylece Bütün Irak Bölgesindeki Karmatiler Te'dip Edilmiştir. Daha Sonra Zikreveyh'in Oğlu Yahya'nın Liderliğinde Ayaklanan Karmatiler, Kûfe'den Şam'a Giden Yol Üzerinde Ticâri Hâkimiyet Kurdular Ve Şam'da Bulunan Bir Tolunoğulları Ordusu'nu Mağlup Ettiler (Büyük İslâm Tarihi, III, 290). 

Bunun Üzerine Halife Muktefi, Karmatiler'e Karşı Mücadeleyi Desteklemek Amacıyla Bizzat Kendisi Rakka'ya Gitti. Tolunîlerle Yapılan İşbirliği Neticesinde Kıskaç Altına Alınan Karmati Kuvvetleri Dağıtılarak Suriye Ve Irak Çölleri Üzerinde Hükümet Otoritesi Yeniden Tesis Edildi (A.G.E, III, 291). Bir Müddet Sonra Suriye Karmatiler'i, Yaptıkları Bir Dizi Harekâtla Suriye-Irak Çöllerine Sınır Olan Bütün Şehir Halkını Yıldırdılar Ve İki Sene Müddetle Mekke'den Dönen Kervanlar Da Dahil, Buradan Gelip Geçen Bütün Kervanlara Saldırıp Yağmaladılar. Yapıları Savaşta Zikreveylî Yaralı Olarak Ele Geçirildi. Nihayet Onun Ölümü İle De Suriye'deki İsyan Sona Ermiş Oldu (A.G.E, III, 293). 

Hamdan'ın Erkek Kardeşi Me'mun Da İran Topraklarında Ortaya Çıktı. Bu Sebeple İran Karmatileri'ne "El-Me'muniyye" Adı Verilmiştir (El-İmam Ebû Mansur Abdulkahir B. Tahir B. Muhammed, El-Bağdâdi, El-Fark Beyne'l-Firak, S. 259). Birçok Kaynak Mısır'daki Fatımî Devletini Kuran Ubeydullah El-Mehdi'nin Karmatî Dâilerinden Büyük Ölçüde İstifade Ettiğini Yazmaktadırlar (Çağatay-Çubukçu, I, 69).

Karmatiler'den Bir Grup Multan Şehrini (Pakistan) İstilâ Ettiler. Sultan Gazneli Mahmud Onlara Hücum Ederek Geri Püskürtmeye Muvaffak Oldu (396/1006) (H. İbrahim Hasan, IV/5, 314).

Horasan'daki Hareket İse 260 (873)'Da Rey Şehrinde Halaf İle Başlamıştır. Bu Arada Cürcan Emiri Karmatiler'e Katılmıştır. Merv Ve Deylem'e Yayılan Hareket Kısa Bir Müddet Sonra Gerilemiş Ve Ancak Doğu Horasan'da Sınırlı Bir Şekilde Tutunabilmiştir (Massignon, VI, 354a). Karmatî Akidesi, Esasını Şiîliğin Mehdilik Fikirlerinden Alıyordu. İlhamını İse Muhtemelen Başlangıçta, Suriye Ve Arabistan Çöl Bedevileri Arasında Yayılmış Olan İsmâilî Propagandasından Almıştı (Bosworth, 89). Tarikatın Kurucusu Olan Hamdan B. Karmat, Bu Düşüncelerini Yaymak İçin Davetçiler Yetiştirdi Ve Bunları Ayrı Ayrı Ülkelere Gönderdi. Bunlar Kur'ân'ı Ve Hadisleri Kendi Anlayışlarına Göre Yorumlarlar, Tarikata Girmek İsteyenleri Sekiz Mertebeden Geçirirlerdi. Bu Mertebelerin Herbirinde Kur'ân Ve Hadis Yorumu, Namaz Ve Orucun Bırakılması, Şarabın Haram Olmayışı, Kalbin Temiz Tutulması, Hz. Muhammed (S.A.S) İle Hz. Ali (R.A)'Yi Sevmenin Gerekliliği, Tarikata Para Yardımında Bulunmanın Yüceliği Ve Tarikatın Bütün Sırları Öğretilir, Son Gece De Kendi Aralarında Kadınlı-Erkekli Dini Bir Tören Yapılırdı (Çağatay, Ahilik, 67). 

Karmatiler'e Göre Kıble Kudüs'tür. Hac Yapmak İsteyen Kimse Mekke'ye Değil Kudüs'e Gitmelidir. Dinlenme Günü Pazardır. Cuma Günü Çalışmak Gerekir. Şarap Ve Sair Sarhoş Edici İçkiler Helâldir. Yılda İki Gün Oruç Tutulur: Nevruz (21 Mart) Ve Mihrican (16 Eylül)'De Birer Gün Oruçlu Olmak Yeterlidir (A.G.E, 66). 

Karmatiler Tenâsuha İnanırlar (Çağatay-Çubukçu, I, 59). Bunların İnançlarına Göre Cennet, Dünyadır. Dünyada Rahat, Mutlu Ve Geçimi Yerinde Olan Bir Kişi Cennettedir. Gerçek Cennet İnsanın Derin Bir Zevk Ve Keyf İçinde Yaşamasıdır (Çağatay, Ahilik, 66). 

Karmatilik Hareketinin Belli-Başlı Vasıfları İse Şunlardır:

1- İlmî: Arap Dilinin Yabancı, Özellikle Yunan Menşeili Fen Istılahlarını Geliştirmesine Yardımcı Olması.

2- Siyâsî: Hilâfetin Hz. Ali (R.A) Âilesine Ait Olduğunu İleri Sürerek Bunu Halk Arasında Yaymaya Çalışması, Dolayısıyla Sünnî Akideyi Yıkma Teşebbüsü.

3- Dinî: Bütün Din, Irk Ve Sınıflara Uygun Akıl, Hoşgörü Ve Eşitliğe Dayanan Bir Akaidi Kabul Etmeleri. Özellikle Batıda Tesir İcra Eden Bu Hareket Farmasonluğun Gelişmesinde Önemli Rol Oynamıştır (Massignon, VI, 353a; Mehmed Ali Aynî, "Karmatlara Dair Yazılmış Kitaplar", Darülfünun İlâhiyat Fakültesi Meemuası, İstanbul 1929, Sene 3, Sayı II, S. 103). 

Sünnî İslâm Akidesini Saptırmak, Bozmak Ve Hatta Ortadan Kaldırmak Hususlarında İslâm Dünyasının Başına Büyük Gaileler Açan Karmatiler, Arkalarında Kendilerini Hayırla Anan Bir Topluluk Bırakmayarak Tarih Sahnesinden Çekildiler.

Kaynak Yazar :  (A. Zeki İZGÖER)