Ateistin Sual Ve İthamı Şöyle: Istılaht ; Istılahta İse, En Genel Anlamıyla, Hazret-İ Muhammed’e (Sallallahu Aleyhi Veselleme) Gönderilmiş Olan Ve Onun İnsanlara Tebliğ Ettiği Dinin Adı mıdır?
Hayır, Istılah Kelime
Manası İtibariyle : Bilim Dallarının,
Sanat Ve Meslek Kollarının Mensupları Arasında Anlaşmayı Sağlayan Kavramlardır.
“Belirli Grupların Bir Şeyi İlk Vazedildiği Manadan Kısmen Uzaklaştırıp Yeni
Bir Muhtevaya Büründürdükleri Kelime” Şeklinde De Tanımlanan Istılahın (Et-Taʿrîfat, “Iṣṭılaḥ” Md.) Genellikle İstidlal
Yoluyla Elde Edilen Bilgi İçin Kullanıldığı İfade Edilmiştir (Ebü’l-Bekā, S.
129). Istılahların Manası Kelimelerin Alışılagelen Manalarından Farklıdır;
Geometride “Üçgen”, Fizikte “Özgül Ağırlık”, Hekimlikte “Toplardamar”, Dil
Bilgisinde “Çekim” Örneklerinde Olduğu Gibi Genelde Tek Anlamlı Öğelerdir.
Hazret-İ Muhammed
(Sallallahu Aleyhi Veselleme) Gönderilmiş Olan Ve Onun İnsanlara Tebliğ Ettiği Dinin Adına İslam
Denir Istılah Denmez !..
Ateistin Sual
Ve İthamı Şöyle: Tanımda Geçen Temel Unsur
Olan Din Kavramını Biraz Açmak Gerekirse, İnsanın Allah, Diğer İnsanlar Ve
Varlıklarla İlişkilerini Düzenleyen Ve Hayatına Yön Veren, Onlarla İlgili
Davranışlarına Esas Olacak Kurallar Bütünüdür.
Yani Bir
İslam Dini Terimi Olarak Kurban, Allah’a Yaklaşmak Ve Allah Rızasına Ermek
Niyetiyle Kesilen, Kurban Edilen, Hayvan Demektir. Kur'an'da Geçen İbrahim
Peygamber Ve Oğlu İsmail İle İlgili Kıssadan Yola Çıkarak, Kurban Kavramı, Çok
Daha Genel Bir Adanmışlığı, Allah İçin Bireyin Her Şeyini Feda Edebilecek
Olmasını, Allah'a Teslimiyeti Ve Ona Karşı Şükür İçinde Olmayı İfade
Etmektedir. Kur'an 'Da Hac Suresinde Geçen Şu Ayet, Kurbanın İslam İnancındaki
Yerini Özetler:
"Onların
Etleri Ve Kanları Asla Allah’a Ulaşmaz. Allah’a Ulaşacak Olan Ancak, Sizin
O’nun İçin Yaptığınız, Gösterişten Uzak Amel Ve İbadettir." (Hacc
22/36;37)
Kurban Bayramı Farklı Dillerde Ve Farklı Kültürlerde,
Kültürel Etkilerle De, Farklı İsimlerle Anılmaktadır. Arapça İyd-El Adha
Şeklinde Okunan Tüm Dünyada Yaygın Olan Bir İsimdir. Türkçede Kurban Bayramı
Olarak Anılırken, Hindistan Ve Pakistan'da Bayrama Genelikle Bakra Eid Denir Ki
Bunun Anlamı "Keçi Bayramı"Dır; Bu Ülkelerde Sıklıkla Kurban Edilen
Hayvan Keçidir. Bakra Eid Güney Afrika'da Da Kullanılan Bir İsimdir.
Bangladeş'te Kullanılan Yaygın İsimlerse Id-Ul-Azha Ve Korbani Id'dir. Türkçe İsmine
Benzer Bir Şekilde Bosna-Hersek, Bulgaristan Da Koç Bayram, Arnavutluk'ta
Kurban Bajram Şeklinde Anılır. Nijerya'da Babbar Sallah, Somali'de Ve Kenya İle
Etiyopya'nın Somalice Konuşan Bölgelerinde İse Ciidwayneey.
Kur'an
Metinlerinde Bahsi Geçen Çocuğun "Yumuşak Huylu Bir Erkek Çocuk"
Olmasından Bahsedilip İsmini Belirtilmemiştir (Saffat Sûresi: 101). Fakat
Genelde İsmail Olarak Tefsir Edilir Ve Müslümanlar Çocuğun İsmail Olduğuna
İnanırlar.
Diğer İslami
Kaynaklara Göre, İbrahim Peygamberin Eşinin Kısır Olması Nedeni İle Bir Çocuğu
Olmayınca (Bazı Rivayetlere Göre 125 Yıl ) Allah'a Yalvarır, Dua Eder.
Kendisinin Ve Eşinin Yaşlı Olduğu Bir Zamanda Mucizevi Bir Şekilde Oğlu Olur.
[1] Çocuk Biraz Büyüdüğünde, İbrahim Peygamber Rüyasında Onu Kurban Etmesi
Gerektiğini Görür. Oğluna "Yavrum, Ben Rüyamda Seni Boğazladığımı Gördüm.
Düşün Bakalım, Ne Dersin?” Dedi. O Da, “Babacığım, Emrolunduğun Şeyi Yap.
İnşallah Beni Sabredenlerden Bulacaksın” Der [2] Peygamberlerin Rüyaları Normal
İnsanların Rüyalarından Farklı Olduğundan Bu Bir Emir Olarak Kabul Edilmiş Ve
İbrahim Peygamber Oğlunu Kurban Etmeye Götürmüştür . Ancak Allah'ın Emriyle
Bıçak Çocuğu Kesmez. Bu Esnada Cebrail Kucağında Bir Koç İle Gelir. Bu İmtihan
[3] Başarı İle Geçildikten Sonra Tüm İbrahimi Dinlerde Zilhicce Ayının 10. Günü
Aynı Şekilde Kurban Kesilerek Kutlanan Bayram Olmuştur. İslam Peygamberi , Hac
Gibi Terkedilen İbrahim' Geleneği, Tekrar Hayata Geçirmiştir.
Kur’an-I Kerime Bakan Cihetleri (Alıntılar Doğru Bir Şekilde Olduğu
Kaydı Şartı İle ) Her Zaman Kabul Ediyorum. Dinin Tanımı İçin : Cenabı Hak Tarafından İndirilen Emir Ve Yasaklarının Peygamberler Aracılığı
İle İnsanlara Ulaştırılan İlahi Kanunlar Manzumesidir. Dinin Kurucusu Allah,
Muhatabı Da İnsanlar Ve Cinlerdir. Dinin Amacı, İnsanlara Ve Cinlere İyi İle
Kötüyü, Doğru İle Yanlışı, Güzel İle Çirkini Bildirmek Ve Onları Dünya Ve
Ahirette Saadeti Ebediyenin Mutluluğuna Kavuşturmaktır.
"Zira, Kemalin Cemali Dindir. Hem, Din Saadetin Ziyasıdır, Hissin
Ulviyetidir, Vicdanın Selametidir." Din Mükemmelliğin Güzelliğidir, Yani
İnsandaki Çekirdek Halinde Bulunan Mükemmel Sıfatlar Ancak Din İle Hayat Bulup
Güzelleşebilir. Din İnsanın Hem Dünyada Hem De Ahiret Aleminde Saadetini
Gösteren Bir Işıktır. İnsandaki Hissiyat Ve Duygular Ancak Din İle Yükseklik Ve
Ulviyet Kazanır. İnsanın Vicdan Aynasını Ancak Din Selamete Çıkarır.
"İhya-Yı Din, İhya-Yı Millettir. Hayat-I Din, Nur-U
Hayattır." Milletin Hayat Bulması
Ancak Din İle Olur. Hem Hayatta İstikamet Ve Doğruluğun Rehberi Ancak Dindir.
"Din Hayatın Hayatı, Hem Nuru,
Hem Esası. İhyayı Dinle Olur Şu Milletin İhyası … Yani Din Hayata Hayat, Hem Hayatın Esası Ve Temelidir, Hem Hayata Nur Ve
Rehberdir. Bu Yüzden İslam Milletinin Dirilmesi Ve Kemal Bulması Dinin İnsan
Hayatında Hayat Bulmasına Bakar.
Ateistin Sual
Ve İthamı Şöyle: Kur'an Metinlerinde Bahsi
Geçen Çocuğun "Yumuşak Huylu Bir Erkek Çocuk" Olmasından Bahsedilip
İsmini Belirtilmemiştir (Saffat Sûresi: 101). Fakat Genelde İsmail Olarak
Tefsir Edilir Ve Müslümanlar Çocuğun İsmail Olduğuna İnanırlar. Bu Doğru mu ?
Ne Yazık Ki Bu Da Yalan Ve Çarpıtma !.. Şöyle Ki Ayet-i Kerimenin
Tamamını Yazınca Gerçek Ortaya Kendiliğinden Çıkıveriyor Zaten:
İbrahim, “Ben Rabbime Gidiyorum” Dedi, “O Bana Yol Gösterecektir.” “Rabbim! Bana İyilerden Olacak Bir Evlat Ver!” Saffat Suresi :99. Ve 100. Ayeti Kerimelerle Muhatabın İbrahim A.S. Olduğu Açık Bir Şekilde Kati Bir Surette Anlaşılıyor Zaten. Devamında Da: Bunun Üzerine Kendisine Akıllı Ve İyi Huylu Bir Erkek Çocuğu Olacağını Müjdeledik. Çocuk, Babasıyla Beraber İş Güç Tutacak Yaşa Gelince Babası Ona, “Yavrucuğum” Dedi, “Rüyamda Seni Kurban Ettiğimi Gördüm; Düşün Bakalım Sen Bu İşe Ne Diyeceksin?” Dedi Ki: “Babacığım! Sana Buyurulanı Yap; İnşaallah Beni Sabredenlerden Biri Olarak Bulacaksın.” Her İkisi De (İlahî Buyruğa) Teslim Olunca ........ Şeklinde Ki Saffat Suresinin 101,102 Ve 103 Ayeti Kerimlerinin Siyakına Ve Sibakına , Önüne Ve Arkasına Ve Bütününe Bakılınca Muhatabım İbrahim A.S Ve Oğlu Olduğunu Anlıyoruz. Ayeti Kerimenin 100-101. Ayetlerinden De Anlaşıldığına Göre Hz. İbrahim A.S. Bu Duasından Sonra İlk Oğluna Sahip Olmuştur Ve Bu Sûrenin 100-107. Ayetleri İle 112-113. Ayetlerinin İçeriğide,Apaçık Bir Surette İlk Oğulun Hz. İsmail Olduğunu Gösteriyor. Kurban Edilmesi İstenen De İlk Oğul Olduğuna Göre Bunun İsmail Olması Kuvvetle Muhtemeldir. (Bilgi İçin Bk. Ömer Faruk Harman “İsmail”, Dia, Xxııı, 80-82) Lakin Burada Asıl Maksat : Yani Konumuz Olan Ayetlerin Asıl Amacı, Kurban Olayının Kahramanlarını Tanıtmak Ve Olayın Tarihsel Gelişimini Anlatmak Değil, (Buna Ancak Ateist Ve Deist Kafalı Zahir Perestler, Aklı Gözüne İnmiş İnsanlar Kurcalamaktadırlar.) Müslümanlar İse Meseleye Daha Kamil Ve Daha Kemal Bakarak ; Hz. İbrahim’in Tevhid Mücadelesinden Alınacak Dersleri Hatırlayıp, Onun Çok Sevdiği Oğlunu Bile Allah Uğrunda Feda Etmekten Kaçınmayacak Kadar İlahî İradeye Teslim Oluşundan Ders Almış Ve Oğlunun Da Yaşının Küçüklüğüne Rağmen Aynı Teslimiyet Şuuruna Sahip Olduğunu Bir İbret Levhası Olarak Ortaya Konulmasına Bakarlar.
Ateistin Sual Ve İthamı Şöyle: Yukarıdaki Alıntı Ve Kaynaklardan Görüldüğü Gibi, Sözde Ayet Adı Altında, Allah İçin Bireyin Her Şeyini Feda Edebilecek Olmasını, Allah'a Teslimiyeti Ve Ona Karşı Şükran Ve Şükür İçinde Olmayı İfade Etmektir Anlamına Geliyor Diye Algılanması , Yine Yobazlığın Ve Gericiliğin Verdiği Allah İnancı, Cennet Hevesi, Cehennem Korkusu, Her Sene Belli Bir Günde Toplu Olarak Hayvan Katliamı Yapılmamaktadır.
Bu Kısım Hiçbir İlmi
Hiç Bir Bilimsel İçeriği Olmayan Meselenin İsm-İ Harfi Arkasında Ki Mana
Harfini Okuyamayan Bir Ateistin Şahsi Ve Kişisel Kini Sebebi İle Yapmış Olduğu
Yorumlardır.
Kurbanın
İnsanlara Bakan Yönü İle :
Kaldı Ki Kendi Alıntıladığı Ayeti Kerimede "Onların Etleri Ve Kanları Asla Allah’a Ulaşmaz. Allah’a Ulaşacak Olan Ancak, Sizin O’nun İçin Yaptığınız, Gösterişten Uzak Amel Ve İbadettir." (Hacc 22/36;37) Şeklinde Yazılmasına Karşın “Cennet Hevesi, Cehennem Korkusu,” İçin Kurban Kesiyorlar Demek Bütün Bütün Okuduğunu Anlamamak Veya Kapasite Eksikliği Veya Kasıtlı Olarak Çarpıtıp Yalan Söylemektir. Bir Müslüman Tüm İbadetlerinde Sadece Tek Bir Gaye Ve Maksadı Baz Alır Oda Allah’ın Rızasıdır !... (Misal Anayasa’da Bir Hüküm Olsa Var Olan Bu Yasaya Birisi Uymasa Bu Yasanın Ve Yasa Koyucuların Bir Suçu Olmadığı Gibi Aynen Öyle De Cenabı Hakkında Koymuş Olduğu Kanunlara Uyulmaması Allah’ın Veya Koyduğu Kanunun Değil, İnsanların Suçudur. Bunun Neticesinde De Hem Toplumda Sosyolojik Olarak ,Hem De Bireylerde Psikolojik Olarak Meydana Gelen Buhranların Sorumlusu İnsanın Bizzat Kendisidir. ) Amaç Burada Allah’ın Rızası Olup ,Böyle Olmasa İdi Kurban Edilen (Mirac-I Nebevinin Açmış Olduğu Yoldan Giderek Maddi Makamdan Mana Makamına Yükselen ) Kurbanların Kesilmesi Sırasında Birinci Ve En Büyük Şart Allah’ın Adının Zikredilmek Suretiyle Besmele-İ Şerife Anahtarı İle Mana Kapısının Açılması Sureti İle Kesilmesidir Ki Bu Da Apaçık Bir İspatıdır !..
Kurbanın Hayvana Bakan Yönü İle : Ölüm Bir Mahluktur !... Ölmeleri İle Büyük Bir Manevi Terakkiyat Ve Neticesinde de İnsanat Makamı İle de Allaha Vasıl Olunan Miracın İlk Basamağıdır !...
Furkan-ı Hakîm’de Ve Hak Ve Hakimane Ve Hikmetkerane Bir
Şekilde İfade Edildiği Gibi Rabbimiz : “Hanginizin Daha Güzel İş Ortaya
Koyacağını Denemek İçin Ölümü Ve Hayatı Yaratan O’dur.” Mülk Sûresinin 2.
Ayeti Kerimesi Gibi Ayet-i
Mübarekelerde, “Ölüm De Hayat Gibi Mahlûktur,
Yaratılmıştır Ve Bir Nimettir” Manası İfade Ediliyor. Zahiri Bir Kafa İle Bakıldığında Ölüm Hayatın Son Bulması, Görünüşte Çözülüp
Dağılma, Çürüyüp Bozulmadır, Yok Oluştur. Ama Esasen, Ölüm Kendiliğinden Olan
Ve Varlık Alemini Dağılmaya Götüren Failsiz Bir Fiil Değildir. Ölüm, Her
Fiilin Sahibi Olan Allah’ın Kasıtlı Ve İntizamlı Olarak Yarattığı Bir Manevi
Terhistir, Bir Mekan Değişimidir. Yani Hayat Nasıl Kendiliğinden
Olmayıp, Allah’ın Bir Sanatı, Bir Fiili İse, Ölüm De Aynı Şekilde Kendiliğinden
Cereyan Etmeyen, Kasıtlı Ve Planlı Bir Fiildir, Faili De Allah’tır.
Misalen : Nasıl Asker Alma Ve Askerlik Şubesi Ciddi Bir Manada Plan, Program Ve Çalışma Ve
Gayret Ve Say İsteyip Tam Manası İle Plan Ve İntizam Ve Düzen İsteyen Bir Kurum
İse, Aynı Şekilde Askere Alınan Erlerin Terhis Edilmesi De, Alınması Gibi Ciddi
Bir Plan, Program Ve Çalışma Ve Gayret Ve
Say İster. "Bu Terhistir, Bizimle İşleri Bitti ,Haydi Sal Gitsin."
Diye Bir Mantık Yürütülemez, . Ciddi Bir
Plan, Program Ve Çalışma Ve Gayret Ve Say İster Yoksa Kışlanın Bütün Düzeni
Allak Bullak Olur.
Aynen Öyle de, Kainat Kışlasında Vücuda Gelen Mevcudat,
Yani Askere Alınmak Gibi, Ciddi Bir Manada Varlık Sahasına Çıkmak İçin Sonsuz
İlim Ve Kudret Sıfatlarını Nasıl İstiyorlarsa, Göveri Bitmiş Ve Asıl Vatanına
Terhis İsteyen Mahlukatın Ölümleri De Aynı Şekilde Sonsuz İlim Ve Kudrete
Muhtaçtırlar Ve Bu Sıfatı İsterler. Canlıların Varlık Sahasına Çıkması Nasıl
Bir İntizam Dairesinde Oluyor İse, Terhisleri Hükmünde Olan Ölümleri De Aynı
Şekilde Bir İntizam İçinde Olmak Gerekir.
Ölüm Hayat Kadar İntizamlı Ve Hikmetli Bir Fiil Olduğu
İçin, Düzen Gerektiriyor, Düzen de Akıllı Birini Gerekli Kılıyor. Aynı Hayat
Gibi Tevhide (Bir Olmaya) İşaret Ve Delalet Ediyor. Ölümün Zahiren Bir Bozulmak
Ve Zeval Yani Yok Olma, Onu Rastgele Ve Tesadüfi Yapmaz. Nasıl Askere Alma
Dairesi Olan Askerlik Şubesi Varsa Ve Çalışanları Varsa, Aynı Şekilde Askerleri
Gönderme Ve Terhis Dairesi Ve Onun Da Çalışanları Vardır. Hayat Askere Almak,
Ölüm İse Terhis Etmektir. Her İkisi De Vücudi Birer Fiildirler. Malum, Fiil
Failsiz Olmaz. Öyle İse Ölüm Fiili De Failsiz Olamaz.
Ölüm, Bir Halin Bitip Yeni Bir Halin Başlamasıdır. Ölüm,
Hayat Vazifesinden Bir Terhis, Bir Paydostur, Bir Mekan Değiştirmedir, Varlığın
Başka Bir Hal Almasıdır, Baki Hayata Bir Davet, Bir Başlangıçtır, Sonsuz Bir
Hayatın Giriş Kapısıdır. Nasıl Ki, Hayatın Dünyada Var Edilmesi Bir Yaratmadır
Ve Takdirle Olur. Aynı Şekilde, Dünyadan Ayrılmak Da Bir Yaratma Ve Takdirle,
Bir Hikmet Ve İradeyle Gerçekleşir. Çünkü En Basit Hayat Tabakasındaki
Bitkilerin Ölümü, Bunun Hayattan Daha Kusursuz Bir Sanat Eseri Olduğunu
Gösteriyor.
Zira Meyvelerin, Çekirdeklerin, Tohumların Yok Olması,
Bozulup Çürüme Ve Dağılma Şeklinde Göründüğü Halde, Gayet Muntazam Bir Kimyevî
İşlemden, Unsurların, Elementlerin Belli Bir Ölçüyle Kaynaşmasından Ve
Zerrelerin Hikmetlice Bir Araya Gelmesinden İbaret Bir Yoğurma Faaliyetidir Ki,
Bu Görünmeyen, İntizamlı Ve Hikmetli Ölümün Neticesinde Sümbül Ortaya Çıkıyor.
Demek Çekirdeğin Ölmesi, Sümbülün Hayatının Başlaması Demektir; Belki O Ölüm,
Sümbülün Hayatının Ta Kendisi Hükmünde Olduğu İçin Hayat Kadar Kusursuzdur Ve
Yaratılmıştır.
İşte Hayvanlar Açısından Meseleye Kuranı Kerim
Teleskopu İle Camii Ve Cemi Hadis-i Şerif Mikroskopu İle de İnce Meselelere
Böyle Bir Nazarla Nazar Edince : Bi Cihetle Canlı Kabul Edilen Bitkilerin Ve
Haliyle Meyvelerin Yahut Hayvanların Hayatının İnsanın Midesine Girince Son
Bulması, Onların İnsanın Hayat Mertebesine Çıkmalarına Vesile Olduğundan ,
Otların Kendi Yarı Canlılık Ve Makamlarının Gereği Olan Zikirlerini Hayvanların
Yemesi İle Hayvanat Makamına Çıkmaları, Ot Ve Bitki Makamından Daha Üstün Ve
Ali Ve İyidir. Bu Meseleye Zahiren Bakılsa Öküz Geldi Canım Otları Yedi.
Hepsini Kesti Katliam Yaptı Ve Öldürdü Demek Öküzden Daha Ziyade İnsan
Suretinde ki Bir Öküzün Mantığıdır Deriz. Oysa ki Bitkiler, Hayvanat Makamına
Yükselerek Oradan da İnsanat Makamına Bir Adım Daha Yaklaşmışlardır. Hayvan
Makamının Kendi Hususi Yaşantısı İçinde Bitkilerde Olmayan Hareket Etme Gezme
Dolaşma Ve Hususi Makamlarının Getirdiği Ali Zikirleri İle Rablerini Tesbih
Eder Zikrederler. Belli Bir Süre Sonra da O Hayvanları Besmele Ve Tekbir
Anahtarı Şartı İle Kesilmesi Ve Sadece Bir İnsanın Değil İnsanların Midesine
Girip Onların Beyni İle Muazzam Tefekkür , Kalbi İle Muazzam Muhabbet Ve Mana
Ve Aşklar , His Ve Hissiyatlarına Vesile Olan Organları İle de Mana Aleminin
Okyanusunda Birden Yüzmeye Başlayıp Cennete Medar Bir Varlık Eşrefi Mahluk Bir
İnsan Suretini Alırlar !
Evet Kurban Hayvan Ciheti İle Bakıldığında Büyük
Bir Manevi Terakkiyat Ve Neticesinde de İnsanat Makamı İle de Allah’a Vasıl
Olunan Miracın İlk Basamağıdır !... “Bu Ölüm İle Kazanılan Makam Onların
Hayatından Daha Muntazamdır Ve Cenab-ı Hakk’ın Bir Eseridir” Denilir.
İşte En Basit Hayat Tabakasındaki Bitkilerin Ölümü
Böyle Yaratılmış Ve O Ölümün Yaratılışı İle Hem Hak Hem Hakikat Ve Hem Hikmetli,
Hem İntizamlı İse, Hayat Tabakalarının En Yükseğinde Bulunan İnsan Da,
Yeraltındaki Bir Çekirdeğin Yeryüzünde Ağaç Olması Gibi, Yerin Altına Girince
Elbette Berzah Aleminde Baki Bir Hayat Sümbülü Verecektir.
Bir de Üçüncü Olarak Meselenin Manevi Boyutu Vardır :
Kurban Deyip Geçmemek Lazımdır. Sevenler Sevdiklerine Muhabbetle "Kurban Olayım!" Derler. Bu Söz Sevginin Son Haddini İfade Eder. Kurban Olmak Fedakarlığın En Büyük Nümunesidir. Allah (Cc) Hz. İbrahim'e (As) Oğlunu Kurban Etmesini Emretti, Yani Çetin Bir İmtihan Yaptı. Baba Oğul Bu İmtihanı Tam Bir Teslimiyetle Kazandılar. İbrahim Ailesinin Bu Teslimiyetine Mükafat Olarak Cenab-ı Hak Hz. İsmail'i (As) Bağışladı Ve Yerine Bir Koçun Kurban Edilmesine İzin Verdi. Bu Kulluk İmtihanından Yüz Akıyla Çıkmaları Mü'minler İçin Bayram Olmuştur. Bir Fedakarlık Ve Ziyafet Sofrası Açılmıştır.
İslamiyet Var Olsun Diye Hz. Yasirler, Ammarlar,
Sümeyyeler, Hubeybler, Hamzalar, Ömerler, Osmanlar, Aliler. ... (R. Anhüm);
Bütün Bunlar Canlarını Ve Mallarını Kurban Etmişler, Nefis Ve Mallarını Allah'a
Satıp O'nun Rızasını Kazanmışlardır. Kurban Olmak, Sevenin Sevdiği Uğruna Yok
Olması Demektir. Nefsimizin Arzularıyla Allah'ın İstekleri Çatıştığı Zaman,
Allah'ın Emirlerine Teslim Olup Onları Her Şeye Tercih Edebiliyorsak, Gerçek
Sevenlerden Sayılabiliriz.
İşte Meseleye Maddeci Bir Ateist Ve Deist Ve Felsefeci Kafası İle
Baktığınızda Bu Muhteşem Mana Birden Sönüyor Ve ;
Ateistin Sual
Ve İthamı Şöyle: Bir Bayram Olarak
Kutlanmamasi Ve Buna Son Verilmesi, Hayvanlara Yönelik Olan Toplu Katliam
Olgusundan Kaynaklandigi Gerceginide Gorebiliyoruz.
Şeklinde Bir Toplu Katliam Olarak Yorumlanıyor ! Acaba Şu Cümleleri Sarf
Eden Kişinin
Ateistin Sual Ve İthamı Şöyle: Yine Yobazligin Ve Gericiligin Verdigi Allah İnanci, Cennet Hevesi, Cehennem Korkusu, Her Sene Belli Bir Günde Toplu Olarak Hayvan Katliami Yapilmamaktadir. Şeklinde ki Cahilane Yorumları İslam Ve Kuranı Kerim’in Bakış Nazarı Yanında Ne Kadar Karanlık, Ne Kadar Kör Ne Kadar Gerici Ve Yobaz Kaçıyor Değil mi?
Ateistin Sual
Ve İthamı Şöyle: (Evet Ateizm Ve Deizm
Gibi İslam Dışındaki Nazarlardan gelen Her Türlü Gafletkerane ) Yobazligin, Bagnazligin Ve Her Türden Gericiliğin Güzel Dünyamizda
Son Bulsun Umutlari İle.(Amin Amin Amin) Allah` Yaklasmak Ve Allah`İn Rizasini
Yerine Getirmek,(Ümidi İle Kurbanlarımız Kabul Ve Makbul Olsun
İnşaAllah, Ateistin Anlayamadığı Mana İle) Toplu Hayvan
Katletmekse!!!! (Bu İş Bütün Ateistleri Et Yememeye İskender Ve
Kebapçılara Gitmemeye Davet Ediyorum ) İnsanliga Dusen
Gorev.... Oyle Bir Allah`A (Sonsuz Defa Vermiş Olduğu Bu Akla Şükretmek
Ve Nimetleri İle Perverde Olan Biz İnsanların Ubudiyet Ve Rububiyet Ciheti İle
İman Edip Hamdu Sena Etmeleridir !Yoksa Ateistlerin Dediği Gibi) Ne Yaklasmak Nede Rizasini Almak İcin Hayvanlari Toplu
Katletmek İcin Caba Harcamamalidir. (Demek Değil Bilakis Daha Çok
Yaklaşmak İçin Kurban Gibi Namaz Gibi Oruç Ve Zekat Gibi Tüm Vesilelere
Sarılmaktır.)...Sonuc Olarak İnsanlar (İslam
Dışındaki Besmelesiz Nefisleri İçin )İhtiyaci Disinda (Kesim Yapan Ateist Ve Deist Ve Tüm
Batıl İnançlar )Topluca Hayvan Katlediyor..(Ve
Hayvanı Mundar Ediyorlar ) Amaç Neymiş Efendim Allah`a
Yakın Gitmek Ve Rızasını Almakmiş... (Evet Aynen Öyle )
Gibi Yukarıda Ki Yapmış
Olduğumuz Açıklamalardan Vaheste Ve Parantez İçindeki İfadelerden Bi Haber
Meselelere Bu Kadar Uzak Bakılınca O Müthiş Hakikatler Nasıl Birer Birer
Sönüyor Ve İnsan, Eğer Hayatında
Çoğunluk Yapıyor Hissiyatına Dalıp Kainat İçinde Boğulup Dünyanın Maddi Zevk Ve
His Muhabbetleriyle Sersem Olarak Fanilerin Eğlence Ve Gülmelerine Aldansa,
Onların Kucaklarına Atılsa, Elbette Bil ki Nihayetsiz Yani Sonsuz Bir Hasarete
,Zarar Ve Ziyana Düşer. Hem Fena Yani Gelip Geçici , Hem Fani, Hem Ademe Düşer.
Hem Manen Kendini İdam Eder. Eğer Lisan-I Kur’an’dan Kalb Kulağıyla İman
Derslerini İşitip Başını Kaldırsa, Vahdete Müteveccih Olsa, Ubûdiyetin
Miracıyla Arş-I Kemalata Çıkabilir. Baki Bir İnsan Olur. Yoksa Katliamı
Müslüman Değil Ateist Kafirlik Yaparak (Hakikatin Üstünü Örterek) Yapmış Oluyor
Değil Mi?
Ateistin Sual
Ve İthamı Şöyle: Cennetide, Cehennemide
Onun Olsun..... Insanlik`Ta Varolus Özelliğine Sahip Olan İnsanların Olsun.....
Diyen Ateist Önünde İki Tercih-i Hakiki Var ! Biri
Ya Göremediğin Bu Hakikatleri Görmene
Engel Olan Ateizm Veya Deizm’in Karanlık Gözlüğünü Çıkarıp Binbir Esmanın
Kainata Nakşeden Nakışlarının Rengarenk Nakşı Mührünü Görmek Ya da Yaşasın
Kafirler İçin Cehennem Hitabına Maruz Kalıp Hutame Veya Gayyaya Veya Cahim Veya
Sakara Girmek !... Karar Senin !...
İşte Meselenin Hakikat Nazarına Bakan Hakiki Hikmeti El Hak Budur !..
Ateistin Sual
Ve İthamı Şöyle: Her Sene Hayvanların
Kaçışmalarını Caddelerde Kacışlarını Yakalanmamak İçin Verdiği Caba Sonucunda
Insanların Vahşice Hayvanlara Yönelik Acımasızlığını Görmek Kendisine İnsanım
Diyen Her Birey İçin Oldukça Üzücü Ve Esef Verici Bir Durumdur.
Ve
Ateistin Sual Ve İthamı Şöyle: Bildigimiz Gibi Hayvanlarda Hıs Olayi Oldukca Buyuktur, Dolayisiyla Hayvan Kesilecegini Veya Yasamina Son Verilecegini Sezdiginden Dolayi Yasamak İcin Direnmek Amacli İmkan Ve Olanak Buldugu Zaman Kacmayi Yegeler, Suru Halinde Olupta Surden Tek Olarak Kurtulma Cabasi Bir Cok Gercegi Ortaya Koymaktadir,
Bu İki Hususta Bilimin
Vermiş Olduğu Cevap : Naturalizmden Sıyrılmış İlim Ve Bilim Kati Surette İspat
Ediyor ki Hayvanlar Helal Kesim İle Kesildiklerinde Katiyen Acı
Çekmemektedirler. Bu Bilimsel Olarak da Kanıtlanmıştır.
Şanlıurfa’da Harran
Üniversitesindeki Bir Grup Bilim Adamı, Kurban Bayramında Kesilen Hayvanların
Acı Çekip Çekmediği İle İlgili Araştırmasında İlginç Bir Sonuç Elde Etti. Bilimsel Olarak
Yapılan Çalışmada Hayvanların Kesim Öncesi Gerçekleştirilen Ölçümlerinde, Ağrı
Kesici, Sakinleştirici Etkisi İle Bilinen Ve Morfinden 30 Kat Daha Etkili Olan
Beta Endorfin Hormonu Seviyesinde Önemli Artışlar Olduğu Tespit Edildi.
Kurban Bayramı
Öncesinde Hayvan Kesimleriyle İlgili Spekülatif Söylemlerin Artması Üzerine
Şanlıurfa Haran Üniversitesinde Çalışan Bir Grup Bilim Adamı, Hayvanların Kesim Öncesi,
Kesim Esnası Ve Kesim Sonrasındaki Beta Endorfin Hormonunu Ölçtü. Harran
Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinde Görev Yapan Prof. Dr. Gürbüz Aksoy,
Prof. Dr. Faruk Süzergöz Ve Araştırma Görevlisi Pelin Polat Tarafından
Yürütülen Çalışmada, Helal Kesim Esnasında Hayvanların Ağrı Dindirici Ve
Sakinleştirici Etkisi İle Bilinen Ve Vücutta Üretilen Beta Endorfin Hormonu
Seviyelerinde Önemli Artışlar Belirledi.
Helal Kesimde
Hayvanlar Acı Çekmiyor
Çalışmada, Helal Kesim
Öncesi, Helal Kesim Esnası Ve Kesimden 3 Dakika Sonra Yapılan Beta Endorfin
Analizlerinde, Bu Hormon Seviyesinin Kesim Öncesinde Alınan Değerlerinin Kesim
Esnasında Alınan Kan Örneklerinde İki Katına Çıktığı, Kesimden 3 Dakika Sonra
İse Yaklaşık 4 Katına Çıktığını Belirledi.
Morfinden 30
Kat Etkili
Bu Hormonun Ağrı Kesici
Özelliğinin Morfin Olarak Bilinen Ağrı Kesiciye Göre 30 Kat Daha Fazla Olduğu
Belirten Uzmanlar, Helal Kesimde Beta Endorfin Hormonu Sayesinde Hayvanların
Sakinleştiğini Dile Getirdi.
Spekülasyonlara
Bilimsel Cevap
Harran Üniversitesi
Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr Gürbüz Aksoy, Yapılan Çalışmayla
İlgili Yaptığı Açıklamada,” Hayvan Kesimi Konusu Ülkemizde Ve Tüm Dünyada
Önemli Bir Gündem Maddesidir. Özellikle Kurban Bayramı Öncesinde Ülkemizde
Çeşitli Spekülasyonlar Yapılmaktadır.Helal Kesim Yapıldığı Zaman Hayvanlar
Eziyet Duyuyor Deniliyor. Biz Bu Konuyu Aydınlatmak İçin Ekibimle Birlikte
Bilimsel Bir Çalışma Yaptık. Kesimden Önce Ve Kesimden Sonra Vücut Tarafından
Üretilen Bir Hormon Olan Beta Endorfinin 4 Misline Kadar Arttığını Tespit
Ettik. Yani Beyin Beta Endorfin Denilen Bir Hormon Üretiliyor. Bu Hormon
Ağrıkesici Ve Rahatlatıcıdır. Morfinden 30 Kat Daha Fazla Etkilidir. Vücudun
Bunu Üretmesi Hayvanlar İçin Çok Önemlidir. Hayvan Kesimlerinde, Kesimden Önce
Ve Sonra Baktığımızda, Kesimden Sonra 4 Katına Kadar Artığını Gördük.
Hayvanların Bu Hormon Vasıtasıyla Sakinleştiğini, Rahatladığını Belirledik.
Helal Kesim Uygulanan Hayvanlarda Kesinlikle Ağrı Olmadığını Ve Sakinleştiğini
Tespit Ettik” Dedi.
Avrupalılar
Beyni Tahrip Ettikleri İçin Deli Dana Etkisi Görülüyor
Avrupa Birliği
Ülkelerinin Kesim Yaparken Tabanca Ve Şok Yöntemi Kullandıklarını Ve Bunun Da
Hem Hayvanın Daha Fazla Acı Çekmesine Hem De Deli Dana Denilen Etkinin
Görüldüğünü Belirten Aksoy, Bu Yöntemle Kesilen Hayvanların Etlerinin De Sağlık
Açısından Sakıncalı Olduğunu Dile Getirdi. Tabanca Ve Şok Yöntemiyle Kesilen
Hayvanların Kesim Yapmadan Önce Ölme Olasılıklarının Da Bulunduğunu Dile
Getiren Prof.Dr Gürbüz Aksoy, “Avrupa Birliği Ülkeleri Tabanca Ve Şok
Yöntemiyle Kesim Uyguluyorlar. Hayvanın Önce Tabanca İle Beynini Tahrip
Ediyorlar. Bunu Yaparken Hayvanlar Ölebiliyor. Sonra Kesim Yapılıyor Ve Kan
Vücutta Kalıyor. Beyin Tahrip Edildiği İçin Deli Dana Etkenleri Vücuda
Yayılıyor Ve İnsan Sağlığı Açısından Büyük Risk Oluşturuyor. Bizim Helal
Kesimde İse Hem Hayvan Acı Duymuyor Hem De Eti Sağlıklı Oluyor. Bizim Bunu
Türkiye Olarak Tabancayla Uyuşturarak Kesim Yapan Ülkelere Anlatmamız Ve
Göstermemiz Gerekiyor. Bizim Çalışmamız Hakem Değerlendirilmesinden Geçerek
Uluslararası Bir Veteriner Kongresinde Yakın Zamanda Sunulacaktır” İfadesini
Kullandı.
Harran Üniversitesindeki Bilim Adamları Tarafından Yapılan Bu Araştırmanın Hakem Heyeti Tarafından Kabul Edildiği Ve Uluslararası Bir Veterinerlik Kongresinde Sunulacağı Belirtildi.
"Hatta Kesilmek İçin Yatırılan Bir Hayvan, Bir Şey Hissetmez."
"Hayvan Gibi Olamazsın. Çünkü, Hayvanın Mazi Ve Müstakbeli Yok. Ne Geçmişten Elemler Ve Teessüfler Alır Ve Ne De Gelecekten Endişeler Ve Korkular Gelir. Lezzetini Tam Alır. Rahatla Yaşar, Yatar, Halıkına Şükreder. Hatta Kesilmek İçin Yatırılan Bir Hayvan, Birşey Hissetmez. Yalnız Bıçak Kestiği Vakit Hissetmek İster, Yani Sadece Bıçağın Bedenine Değdiğini Hisseder; Fakat, O His Dahi Gider, O Elemden De Kurtulur. Demek En Büyük Bir Rahmet, Bir Şefkat-i İlahiye, Gaybı Bildirmemektedir Ve Başa Gelen Şeyleri Setretmektedir. Hususan Masum Hayvanlar Hakkında Daha Mükemmeldir."
"Fakat, Ey İnsan, Senin Mazi Ve Müstakbelin Akıl Cihetiyle Bir Derece Gaybîlikten Çıkmasıyla, Setr-i Gaybdan Hayvana Gelen İstirahatten Tamamen Mahrumsun. Geçmişten Çıkan Teessüfler, Elîm Firaklar Ve Gelecekten Gelen Korkular Ve Endişeler, Senin Cüz'î Lezzetini Hiçe İndirir. Lezzet Cihetinde Yüz Derece Hayvandan Aşağı Düşürür."
Hayvanlarda Akıl Ve Şuur Olmadığından Lezzet Ve Elemin Mazi Ve İstikbal Cephesi Yoktur. Bütün Sermayesi Bulunduğu Andır. İnsanda Akıl Ve Şuur Gibi Araçlardan Dolayı Bu Az Anı Şimdiki Zaman Mefhumu Bir Parça Genişliyor Ve Mazi Ve İstikbal Cephelerine Yayılıyor. Halbuki Hayvanlarda Bu Yayılma Ve Genişleme Yoktur. Bu Yüzden Hayvanın Lezzeti De Acısı Da Çok Ani Ve Defi Oluyor
Diğer Bir Husus, Her Meselede Ayet Ve Hadisten Zahir Bir Delil İstenilmez. Zira Çok Meseleler Vardır Ki Ayet Ve Hadisin Belagat Kıvrımları İçinde İnce Ve Nurani Olarak Matvi (Dürülü) Bulunur. Kalın Ve Kaba Nazarlar Bu İnce Manalara Nüfuz Edemeyeceği İçin, Kaziye-İ Makbul Nevinden İtiraz Etmemek Lazımdır. Yani Mutemet Alim Ve Evliyaların Keşfiyatlarına İtimat İle Kabul Etmek Gerekir. Her Mana İçin Zahir Bir Ayet Ve Hadis İstemek Doğru Olmaz.
Evet İlime Ve Bilime Güvenelim!... Ateist Ve Deist Hurafelerden Uzak Duralım !...
Ateistin Sual
Ve İthamı Şöyle: Dolayisiyla Kurban Bayrami
Allah Tarafinda Gonderilen Ilahi, Vahi, Ayet Ve Benzeri Yalanlarin Gerceklikten
Uzak Oldugunu Gosteren En Guzel Orneklerinden Biridir.
Evet Görüldüğü Gibi Bu Gibi İlimden Ve Bilimden Uzak Tamamen Büyük Bir Cehaletin Ürünü Olan Yalanlarla Hem Dünyanızı Hem de Ahiretinizi Karartmayın ! İmanın Nuru İle Hem Bu Dünya’da Hem de Ahirette Ebedi Bir Saadete Kavuşmak İsterseniz İman Edin. Aksi Takdirde Hem Çok “Aldanmış” Hem de Çok “Aldatan” Adamların Eline Düşer Hem Dünyanızı Hem de Ahiretinizi Kaybeder Ebedi Bir Hüsran Yaşarsınız… Cümleyi Düzelticek Olursak Kurban Bayramı Cenab-ı Hak Tarafından Müminlere Ve Belki Hayvanlara Dahi Gönderilmiş Bir İlahi Bayramdır !... Ayet Ve Hadis Gibi Hakikatlerin Hak Olduğunu Gösteren En Güzel Bir Örneklerden Birisidir…
Saygılarımla
Kurban Kesmenin Hikmetleri:
1. Kurban Kelimesi, Lügatte, Kendisi İle Allah’a Yaklaşılan Şey Manasına Gelir. Bu İsimden De Anlaşıldığı Gibi Kurban; Allah’a Yaklaşma Ve O’nun Rızasını Kazanma Vesilesidir. (İnsan Emri Yerine Getirmekle Hayvan da Terakkiyatla Cenabı Hakka Yakınlaşır. İlk Bölümde Bunun İzahatı Yapılmıştı.)Kur’an-I Kerîm’de Şöyle Buyurulmaktadır:
“Biz Her Ümmet İçin Kurban Kesmeyi Meşrû’ Kıldık (Emrettik). Allah’ın Rızık Olarak Verdiği Dört Ayaklı Davarlar Üzerinde (Yalnız) Allah’ın İsmini Ansınlar (O Davarların) Gerçek Sahibinin Allah Olduğunu Bilsinler) Diye... O Halde Hepiniz O’na Teslim Olun. (Habîbim)! Sen İtaatli Ve Mütevazî Olanları (Ebedî Saadet Ve Selametle) Müjdele..” (El-Hacc, 34).
Bu Ayette Kurban Kesmenin, Allah’ın Hatırlanması, Yeryüzünde Mevcut Bütün Hayvanların Allah’ın Mülkü Olup, Sırf Rahmet Eseri Olarak İnsanların İstifadesine Verilmiş Olduğunun Bilinmesi İçin Emrolunduğu Belirtilmektedir. İnsan Zamanla Gaflete Düşüp, Sahip Olduğu Malın, Mülkün, Servetin Allah’ın Kendisine Bir Lütfu Olduğunu Unutabilir. Karun Gibi Her Şeye Kendi Çalışmasıyla, Bilgi Ve Meharetiyle Sahip Olduğunu Vehmederek, Kendisinde Bir Kudret Ve Kuvvet Görmeye, İlahî Nimetleri Şahsına Mal Etmeye Başlar. Gururlanıp, Haddini Aşar.
İşte Kurban Emri, Ona, Sahip Olduğu Mal Ve Mülkün, Bağ Ve Bostanın, Hayvanların, Servet Ve Paranın Allah’ın Bir İhsanı Ve Lütfu Olduğunu Ve Asıl Mal Sahibinin Allah Bulunduğunu Hatırlatır. O’nun İzni Ve Müsaadesi Olmadan Hiçbir Şeye Sahip Olunamayacağını Bildirir. O Da Gururu Bırakıp Mahviyet Ve Tevazua Girer. Hakikî Kulluk Tavrını Takınır, Şükür Vazifesini İfaya Çalışır. Bu Hal İse, Onun Allah’a Yaklaşmasına Ve Rızasını Kazanmasına Bir Vesile Teşkil Eder.
2. İnsanın Yaptığı Bütün İbadetler Gibi Kurban Kesmesine De Allah’ın İhtiyacı Yoktur. Ancak Allah, Kurban Kesme Emriyle Kullarını İmtihan Etmekte, Onların Takvalarını, İlahî Emre İtaatteki Titizliklerini, Allah’a Yakınlık Derecelerini Ölçmektedir. Hacc Sûresi, 37. Ayette Bu Husus Şöyle Belirtilir:
“Onların Ne (Sadaka Edilen) Etleri, Ne De Kanları Hiçbir Zaman Allah’a (Yükselip) Erişmez. Fakat Sizden O’na (Yalnız) Takva (Allah’ın Emirlerine İtaat Ve Yasaklarından İçtinap Titizliği) Ulaşır...”
Bu Ayette De Görülüyor Ki, Kesilen Kurbanlarda Gaye; İhlas, Takva Ve Allah’a Yaklaşmadır. Maksat, Allah’ı Verdiği Nimetleriyle Hatırlama Ve O’nun Rızasını Kazanmaktır. Bu Maksat Ve Gaye Olmadıktan Sonra Kesilip Dağıtılan Etlerin, Akıtılan Kanların, Ne Kadar Çok Olursa Olsun, Allah Katında Hiçbir Değeri Ve Kıymeti Yoktur.
3. Kurban, Aynı Zamanda Hz. İsmail’in (As) Allah İçin Kurban Edilmekten Bir Lütuf Eseri Olarak Kurtuluşunun Hatırlatılmasına Da Vesiledir. Cenab-I Hak, İbrahim’i (As) Büyük Bir İmtihana Tabi Tutmuş, Sevdiği Biricik Evladını Allah İçin Kurban Etmesini İstemiştir. Hz. İbrahim İle Oğlu İsmail, Her İkisi De Bu İsteğe, Tam Bir Teslimiyet Ve Sadakat İçinde Uymuşlardır. Hazret-İ İbrahim Oğlunu Kesmek Üzere Yatırmış Ve Bıçağı Boynuna Çalmıştır. Fakat Bıçak İsmail’i (As) Kesmemiştir. Çünkü Cenab-I Hakk’ın Muradı, Hz. İsmail’in Kesilmesi Değil, Baba-Oğul İki Şanlı Nebinin Erişilmez Teslimiyet Ve Sadakatlarının, Feragat Ve Fedakarlıklarının, Melekler Ve Kıyamete Kadar Gelecek Bütün İnsanlar Tarafından Bilinmesi, Daima Hatırlanması İdi. Bu Hikmet Tahakkuk Ettiği İçin, Bıçağa İsmail’i Kesmemesini Emretmiş; Hz. İsmail’in Yerine Onlara Cennetten Bir Koç Göndererek Onu Kurban Etmelerini İstemiştir. İşte Kurban Kesmek; Bu Büyük Ve İbretli Hadisenin Yıldönümünü Kutlamak Mahiyetindedir.
4. Her Yıl Müslümanlar Tarafından Binlerce Kurban Kesilmektedir. Bu, Bir Bakıma, Bir Müslümanın Allah’a İbadet Ve Onun Emrine Uymak İçin Her Şeyini Feda Edebileceğinin, Allah Yolunda Bütün Varlığından Vazgeçebileceğinin Sembolik Bir İfadesi Olmaktadır.
5. İslam’ın Koyduğu Kurban Kesme Hükmü, Aynı Zamanda İnsanlar İçin Büyük Bir Nimet Ve Rahmettir. Bir Yıl Boyunca Pek Çok Sıkıntılar Çekmiş, Belki De Ağzına Bir Lokma Et Koyamamış Fakirler, Kurban Bayramı Münasebetiyle Bol Bol Et Yeme Fırsatına Kavuşurlar. Fazla Gelen Etleri Kavurma Yapıp Uzun Zaman O Etten Faydalanma İmkanını Elde Ederler. İslam’ın Sosyal Adaleti Te’min Edici Bir Hususiyeti De Böylece Ortaya Çıkmış Olur.